Zafer TÜZÜN- Veli BALTACI / ÖZEL HABER FOTOLU
6 Şubat depremi, Diyarbakır’ın Alipaşa Mahallesi’nde yaşayan 84 yaşındaki İmiş Mutlu’nun yaşamında da derin yaralar açtı. Her gün yüzlerce artçı sarsıntının devam ettiği süreçte köydeki yakınlarında bir süre kalan Mutlu, geri döndüğünde 50 yıldır ikamet ettiği ev harabe haldeydi.
Tek geliri olan yaşlılık maaşıyla evi onarması mümkün değildi. Okuma yazması olmadığı için yakınlarının yardımıyla önce Sur Belediyesi, daha sonra AFAD ve Çevre Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün yolunu tuttu. Ancak çaldığı kapılar, hasar tespit sürecindeki süreyi kaçırdığı için yanıtsız kaldı.
İmiş Mutlu, kendisi köydeyken gelen hasar tespit komisyonu üyelerinin, kapı kilitli olduğu için evin içerisine girip hasar tespiti yapamadığını öğrendi. İmiş Ana’nın umudu, bu kez derme çatma evinin onarımı için Sur Kaymakamlığı ve Valilik makamlarıydı. O kapılardan da sonuç alamayınca çaresizce evine döndü.
‘EVİN HALİ İÇLER ACISI’
Güneydoğu Ekspres, yasal süreçteki yapılmayan müracaatlar nedeniyle kira, gıda, giysi gibi deprem yardımlarından da mahrum kalan İmiş Mutlu’nun evine konuk oldu.
Kendisiyle röportaj yapmaya gittiğimizde evinin içler acısı halini görüp kayıt altına aldık. İki küçük odadan ibaret olan evinin derme çatma duvarı neredeyse yıkılmak üzereydi. Oluşan derin çatlaklardan sokak görünüyor. Hatta duvarlar, dışarıdan birisinin yanlışlıkla yaslanması durumunda yıkılacağı anlaşılıyor. Duvarın kendi kendine yıkılma olasılığı da var. Evinde yürürken oluşan sallantıdan zeminin çökeceğini ve alt kata düşeceğinizi hissedip ürküyorsunuz.
BİR ANNENİN FERYADI
Giriş kapısı önünde her gün yardıma gelecek bir yetkili beklediğini anlatan İmiş Mutlu, yaşadığı dramı şöyle özetliyor:
“En azından gelip evimi bir görsünler sonra karar versinler. Yapabileceğim hiçbir şey yok. Bu yaşımdan sonra sokaklarda mı kalayım? Dilencilik mi yapayım? Gidebileceğim bir yer de yok. Burası benim evim. Elli yılım bu mahallede ve bu evde geçti. Çocuklarımın da durumu kötü, onlara da gidemem. Ama Allah büyüktür, elbet bana bir elin uzanmasını sağlayacaktır. Şu an yıkılmak üzere olan duvarın yanına da gidemiyorum. Kışın yağmurda o yarıktan su gelecek. Biraz eski bez topladım. Onları balçıkla karıştırıp sıvamaya çalışacağım. Görüyorsun o yarıktan bakınca dışarısı görülüyor. Ben bu şehre yıllarca baktım ama o bana bakmadı. Dünya kötü artık. Burada öleceğim. Allah’tan dileğim ecelimle ölmemdir, bu duvarın altında kalarak değil.”
HIRSIZLAR PARASINI ÇALDI
Röportaj sonrası haberi yayına hazırladığımız esnada İmiş Mutlu’nun başına talihsiz bir olay geldi. İkinci kez aynı evde röportaja gittiğimiz yaşlı kadın, bu kez hırsızların kurbanı olduğunu söyledi. Sur Belediyesi’nden geldiğini ve hasar tespiti yapacağını söyleyen iki kişi, fotoğraf çekimi yapmak için girdiği odalarda değerli eşya aradığını, 2 bin TL olan yaşlılık maaşından kalan 1000 TL’yi çaldığını söyledi. İmiş Mutlu, “Bana öyle iyi yaklaşıp belediye adına konuştu ki, sonunda acımı ve çaresizliğimi görüp yardım eli uzattıklarını düşündüm. Çok da sevindim ama beni bir ay boyunca zar zor idare edecek olan bin liramın çalındığını fark edince dünyam başıma yıkıldı. Bu hayat benim gibilere acımıyor ve görmüyor işte.
Mecburen ay sonuna kadar fazla bir şey yiyemeyeceğim. Zaten yaşlıyım sorun etmem. Ama hakkımı hiç kimseye helal etmiyorum. Beni asıl kıran ise sesimi hiçbir Allah’ın kulunun duymamasıdır. Çünkü evim yıkıldı, perişan oldum ve şimdi de Allah’ın gazabından korkmayan vicdansızın teki gelip iyi niyetimden saflığımdan faydalanıp birkaç kuruşumu da çaldı. Hala feryadımı duyan birileri olmadı” dedi.