ÖZEL HABER - Veli BALTACI/Fatma TEMEL

Deri mont tamirine 9 yaşında başlayan, esnaf ve yakın çevresi tarafından Çepo olarak bilinen 55 yaşındaki Mehmet Çetin, insanların yeni mont almak yerine eski montunu tamir ettiğini söyledi. Alım gücünün düştüğünü söyleyen Çetin, “Keşke bu pahalılık olmasaydı ve benim işlerimde bu kadar yoğun olmasaydı“ diye konuştu. 

“Ustamdan öğrendim bu işi ve üstüne ekleyerek bu güne geldim”


Deri mont tamirini ustasından öğrendikten sonra, kendini geliştirerek yola devam ettiğini söyleyen Çetin, “Yaklaşık 35-40 yıldır bu işi yapıyorum. Çocukluğumdan beri bu işin içindeyim. Ustamdan öğrendim ve üstüne ekleyerek bugüne geldim. Dokuz yaşında başladım diyebilirim boyum dezgeyi zor geçiyordu. Ben işi ustamdan öğrendim ama belirli bir süreden sonra özel müşteriler geldiğinde ustam bana ‘Memo al bunu sen yap’ derdi. Bir süre sonra ustam benden öğrenmeye başladı. Başladığımdan beri Fevzi Çakmak Pasajı’ndayım diyebilirim“ dedi. 

Diyarbakırlı yurttaşlar, mont alamayınca tamire yöneldi2

“Keşke bu pahalılık olmasaydı ve benim işlerimde bu kadar yoğun olmasaydı”


İş yoğunluğunun Ekim ayından başladığını söyleyen Çetin, “Ben deri mont satmıyorum sadece tamir yapıyorum. İşler baya yoğun bu da insanların alım gücünün düştüğünü gösteriyor. Alım gücü yüksek olsaydı 8-10 bin liraya mont alırdı insanlar. Tamir yapmak zorunda kalmazdı. Keşke bu pahalılık olmasaydı ve benim işlerimde bu kadar yoğun olmasaydı. Basit bir tamir yapıyordum eskiden gidip bir porsiyon yemek yiyebiliyordum. Şuan birkaç tamirler bile bir porsiyon yemek yiyemiyorum. İşlerin yoğunluğu Ekim ayının on beşinde başlıyor. Yılbaşında zirve yapıyor. Sonrasında işler düşüşe geçiyor. İnsanlar yapmaları gereken tamiri yapmış oluyor. Mart ve Nisan aylarında da insanlar montlarını getirir. Tamir eder gelecek yıl için“ diye konuştu.

Zaman ve emekten ziyade sağlığımı veriyorum’


Kullandığı malzemelerin pahalılaştığını belirten Çetin, yaptığı işin bir yandan sağlığını olumsuz yönden etkilediğini belirterek şöyle devam etti:
“ Geçen yıl yerli boya kullanıyordum. 150-160 liraydı. Şuan 300 lira olmuş. Baktım ki yerli boyanın performansı iyi değil, müşteri memnun değil. Bende Almanya’dan boya istedim o da 650 lira. Kar marjı düşüyor ama müşteri memnun kaldığı zaman tekrar geliyor ve başkalarına da öneriyor. Ekmek getiren her iş güzeldir. Dünyanın en güzel işini yap ama para kazandırmıyorsa bir kıymeti olmaz maalesef. Kullandığım malzemelerin hepsi kimyasal ve bu da sağlığım için aslında iyi değil. Bu işi yapmamış olsaydım eğer teknolojiyle ilgili bir iş yapmak isterdim çünkü teknoloji uçsuz bucaksız bir yer. Yaptıkça başka bir şey çıkıyor. Ama hayat bizi buraya sürükledi. Okula da gidemedik.  İki yıl önce doktora gitmiştim. Akciğerlerimde leke olduğunu söyledi. Bazı müşteriler çok pahalı yapıyorsun diyor ama bilmiyorlar ben sağlığımı veriyorum ona. Zaman ve emekten ziyade sağlığımı veriyorum. Ama yapacak bir şey yok geçinmek zorundayız, hayatımızı idame ettirmek zorundayız. Evde ekmek bekleyen birileri var“ 

Diyarbakırlı yurttaşlar, mont alamayınca tamire yöneldi3

Deri mont nasıl kullanılır?


Deri montların nasıl kullanılması gerektiği konusunda öneride bulunan Çetin,
“İnsanların montlarını nasıl kullanmaları hakkında öneride bulunmak istiyorum. Deri montu asla yıkamasınlar. Bana çok geliyor böyle şeyler. Yazıktır yani. Bir mont 8-10 bin lira olmuş. Makineye attığın zaman o mont çöp oluyor. Yağışlı havalarda bile giymesinler. Boyası, ütüsü yapılır. Gerekli bakımları yapılır. Islak mendille silmesinler. Alkollüdür boyasını sökülür. İmitasyona gelince de sadece suya batırıp çıkarsınlar“ dedi. 

‘Diyarbakır’da tanıdığım herkes Çepo olarak bilir’


Diyarbakır’da esnaf ve yakın çevresi tarafından Çepo lakabıyla tanındığını söyleyen Çetin,“ Çepo, solak demek. Top oynadığımız zaman sol ayağımı kullanırdım. O zamandan beri Çepo diye kaldı. Mesela taş atarken sol kullanırım ama yemek yerken iş yaparken sağ kullanıyorum“ diye konuştu.

Editör: Veli BALTACI