ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025'te geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde gerçekleştirdi.
10 Aralık’ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti.
Toplantıda rakam konuşulmazken, TİSK ve TÜRK-İŞ, hayat pahalılığına dikkat çekti. TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, "Asgari ücret günlük 667 TL. Bugün bir kilo et alamıyorsunuz. Onun için bunu düşünmek lazım. Ülkemizin ekonomisine katkı sunan insanlarımızın ücretlerinin yükselmesi lazım. İnsanlarımız ev kiralarını veremez hale geldi. Önümüzdeki toplantıda bir ücret belirlenirse ona göre hareket edelim” dedi.
Bakan Işıkhan da “Ekonomik ve sosyal koşulları detaylı bir şekilde gözeterek adil bir asgari ücret belirlenmesini temenni ediyoruz” ifadesini kullandı. Gözler, 16 Aralık’ta yapılacak ikinci toplantıya çevrilirken, Güneydoğu Ekspres olarak Diyarbakırlılara yeni asgari ücretin ne kadar olması gerektiğini sorduk.
“45 BİN TL OLSA ANCAK KURTARIR”
Mevcut asgari ücretle aile geçindirmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Abdusselam Kaçan adlı vatandaş, “Türkiye’nin mevut şartlarında asgari ücret 45 bin lira olsa ancak kurtarır. Ekonominin durumu hepimizin malumu. Ev kiraları aldı başını gidiyor. Mutfak masrafı desen oldukça yüksek. Mevcut asgari ücret hiçbir derde derman olmuyor. 45 bin olursa belki bir nebze nefes alabilir asgari ücretli” diye konuştu.
HER ŞEY ATEŞ PAHASI
Hüseyin Memiş adlı yurttaş, “17 bin lira ile kim nasıl geçinebiliyor çok merak ediyorum? Elinizi attığını her şey ateş pahası. Bu ekonomik darboğazda bir nebze de olsa nefes alabilmek için en az 35 ve üstü olmalı asgari ücret” dedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na çağrı yapan Mehmet Salih adlı yurttaş ise şu ifadeleri dile getirdi:
“Günümüz koşullarında asgari ücretli birinin biraz rahat edebilmesi için 45 binden aşağısı olmaması gerekiyor. Bunu biz nasıl biliyorsak bizi yönetenler de çok net biliyorlar aslında. Ama yine de bilmiyorlarmış gibi yapıyorlar. Asgari ücretin yanında başka bir sorunumuz daha var. Asgari ücret yükseldikçe firmalar da o oranda mallarının fiyatını yükseltiyorlar. Oysa fiyatların yükselmesi durdurulursa, asgari ücretin yükselmesi kadar önemli olacaktır. Bazı firmalar bu durumu fırsat bilip asgari ücret oranında zam yaşıyorlar bu da önemli bir sorun ve muhakkak önüne geçilmeli.”
“30 BİNİN ALTINDAKİ RAKAM DERDE DERMAN OLMAYACAK”
Şu an yürürlükte olan asgari ücret miktarına şaşırdığını söyleyen Leyla adlı vatandaş, “Türkiye’nin mevcut şartlarını göz önüne aldığımızda asgari ücretin 30 binden aşağıda olmaması gerekir. Aslında 30 bin bile az ama 17 binden daha iyidir. Pahalılık, hayatında her alanında kendini ciddi olarak hissettirirken 30 binin altındaki asgari ücret hiçbir derde derman olmayacaktır” dedi.
Asgari ücretin olması gereken artış ile olan artış arasında daima bir çelişki olduğunu söyleyen Emre Zeydan, “17 bin liralık mevcut asgari ücret bana yetiyor diyen bir tek Allah’ın kulu çıkmaz. İnsanca bir yaşam sürebilmek için, asgari ücretin 50 binden aşağıda olmaması gerekiyor. Fakat üzülerek belirtmek isterim ki bu durumda 24 bin lirayı geçmez. Kiralar, mutfak masrafı, genel ihtiyaçlar ve hele çocuklu ailelerin çocuk masrafları bel bükecek durumdadır” dedi.
Bir engeli olarak daha kötü koşullarda bulunduğunu söyleyen Ali Durgun, “Eskiden 100 lira ile pazara gittiğimizde bir şeyler alabiliyorduk, şimdi bin lira ile gittiğimizde bile almak istediğimizin ancak yarısını alabiliyoruz. Buna, kira ve diğer giderleri eklemiyorum bile. Ben engelliyim mesela ve bizim aldığımız maaş zaten su parası bile değil. Dolayısıyla asgari ücret en az 40 bin olmalı ve engelli aylıkları da asgari ücret gibi olursa ancak biraz nefes alabiliriz” şeklinde görüşlerini belirtti.