Haber- Faruk Balıkçı

İYİ Parti’den istifa eden M.Salim Ensarioğlu, Meral Akşener’in Uşak’ta şahsına yönelik yaptığı konuşmaya cevap verdi. Ensarioğlu, “Kendi hegemonyalarını artırmaya çalışan bir zihniyetin söylemi olarak değerlendiriyorum” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Uşak’ta yaptığı konuşmada kendisini hedef aldığını söyleyen M.Salim Ensarioğlu, şahsına yönelik yaptığı ithamlar nedeniyle basın açıklaması yaptı. Ensarioğlu, açıklamasında şunları söyledi:

“ÜZÜNTÜYLE DİNLEDİM”

“Yıllarca birlikte siyaset yaptığımız, ailesini ailem olarak gördüğüm hemşerimiz Sayın Genel Başkan Meral Akşener başta olmak üzere, İYİ Parti’de farklı siyasi görüşlerde olmamız nedeniyle geç tanıdığım bazı değerli dostlarımla polemik konusu oluşturmamak ve onları üzmemek için, istifa ettikten sonra İYİ Parti’ye yönelik bu minvalde herhangi bir açıklamam olmayacaktı. Ancak hala da kendisine saygı duymaya devam etmeyi düşündüğüm Sayın Genel Başkan Meral Akşener’in,  İYİ Parti’nin 3. Olağan Kongresi’nde, parti yönetiminde yer alan ve partinin 6 yıllık geçmişinde hiçbir bedel ödememiş ama kendi hegemonyalarını artırmaya çalışan bir zihniyetin söylemleri olarak değerlendirdiğim Uşak’taki şahsıma yönelik yaptığı açıklamaları, hayretler içerisinde ve üzüntüyle dinledim.

“MİLLİYETÇİ SÖYLEMLERİ SİNEYE ÇEKTİM”

Ülkemizde yıllardır merkez sağ ihtiyacının hissedildiği kanaatini taşıdığımı yakinen bilenler, İYİ Parti’nin bu ihtiyaca cevap olacağını benimle paylaştı. Sonrasında genel başkan Sayın Meral Akşener’in partiye davetini kabul ettim. Ben de aile ve siyasi geleneğime dönüşen merkez anlayışımla partiye dahil oldum. Uzunca bir süredir partiyi merkeze oturtmanın mücadelesini verirken içimizdeki aşırı söylemleri sineye çektik. Ve önümüze baktık. Milliyetçi bir partide yer almak isteseydim MHP’de yer alırdım. Ha keza MHP; Milliyetçilik üzerine politik  kimliğini inşa eden, liderliğini Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı ve bu alanı tek başına domine eden bir partidir. İYİ Parti 3. Olağan Kongresi’nden sonra merkezden uzaklaşarak milliyetçilik yarışına girmiştir. Ancak bilinmelidir ki; aslı varken  kimse taklidin peşinden gitmeyecektir.”

GAYRİ AHLAKİ İFADELERE KARŞI DURDUM

3. Kongre sonrası partideki aşırı sağın hakimiyeti; merkez sağ yörüngesinden çıkıldığı ve merkeze dair tutuma sahip olanların partide sindirilmesi veya sindirilemeyenlerin ihraç edilmesi üzerinden bir vizyon çizmiştir. Siyonistlerin

Gazze’de işledikleri savaş suçlarına karşı devletimizin refleks göstermesi için verdiğim soru önergelerinden ikincisi grup başkanvekilliği onayından geçmediği için Ticaret Bakanlığı’na yöneltilememiştir. Tarafıma uygulanan ambargo, şahsımdan öte merkez sağ çizgisine uygulanan bir ambargoydu. Şeyh Said efendiye dönük yapılan hakaretlere cevap oluşumdaki beyanlarım ilk kez tarafımca dile geliyormuş gibi değerlendirilmesini de hayretle izledim. Zira ben Doğru Yol Partisi döneminde de, Bakanlık yaptığım dönemde de ve İYİ parti içerisinde aktif olduğum süre içerisinde de Şeyh Said efendiye dönük gayri ahlaki tüm yaklaşım ve ifadelerin karşısında durdum. DYP’de siyaset yaparken ve bakanlık dönemlerimde; adına ne derseniz deyin Kürt sorununun şiddet sarmalından çıkarabilmek, insanlarımızın akan kanının durdurulması için dönemin koşullarında Kürt sorununun çözümüne yönelik hazırladığım ve bugünkü tartışmaların da yer aldığı raporları Sayın Süleyman Demirel’e ve dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’a ve Başbakan Yardımcımız; Tansu Çiller’e sunmam günlerce yazılı basınımızda yazılıp çizilmiştir. 

İYİ Parti’nin Ortadoğu Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı iken Aralık 2022’de ‘Kayıp Bedenler’ başlığı ile genel merkeze sunduğum raporu, Bediüzzaman Said Nursi, Şeyh Said, Seyid Rıza ve diğerlerinin naaşlarının ailelerine tesliminin geçmişteki acıları bir nebze de olsa dindirip ülke barışına katkı sunacağı inancı ile vermiştim. Hafıza barışı tabirim tam da buna isabet eden özet bir ifade niteliğindedir. Bu talepler o günlerde tepkisel bir yaklaşıma sebep olmazken, Ne hikmetse bugünlerde disipline sevkimin gerekçesi olmuştur. Bu da 3. Kongre’den sonra oluşan yeni yönetimdeki zihniyetin merkez sağ yörüngesinden savrulmasının ispatlarından biridir. Merkez parti farklı görüşleri ve hassasiyetleri içerisinde barındırır. Ancak, yeni yönetimde hegemonyayı oluşturan zihniyetin, farklı görüşlere ve hassasiyetlere tek bir cevabı var; o da disipline sevk olmuştur. Kaldı ki Kürşat Zorlu parti sözcülüğü konumuna getirilirken sayın genel başkan tarafından bana gönderilip, Doğu ve Güneydoğu politikaları ve Kürt seçmenin hassasiyeti ile ilgili şahsım ile istişare edilmeden bir açıklama yapılmayacağı ve politika belirlenmeyeceği tarafıma iletilmişti. Ancak 3. Kongre sonrasında yapılan açıklamalarda özellikle de Şeyh Said efendi ile ilgili gündemde şahsımla hiçbir istişare ve bilgi akışı olmamıştır. Bütün bunların ışığında ilkeli siyasetten asla taviz vermeyeceğimi değerli kamuoyunun bilmesini ister, saygılarımı sunarım.”

Editör: Beritan KAYA