Öğrencilerin bir kısmı yurt ve apartlarda kalırken bir kısmı da ev tutuyor. Fakat artan kira maliyetlerinden ötürü, öğrenciler en az iki kişi olarak bir evde yaşıyor. Böylelikle kira masrafı bölünüyor. Fakat kira kontratına yazılmayan ve evde yaşayan kişi veya kişiler, evi tutanın başına dert açabiliyor. Herhangi bir olumsuzluk durumunda sorumluluğun kontratta ismi yazan kişide oluyor. Yabancılarla eve çıkmak bu tür olumsuzluklara davetiye çıkarıyor.
“BİZ KENDİLERİNE TAVSİYE ETMEYİZ”
Öğrencilerle ilgili konuşan Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Gazi Çelik, " Bütçesi uygun olanlarda birkaç arkadaş bir araya gelerek kendilerine özel evler tutmuş oldular. Bu öncelikle yasal değil. Biz kendilerine tavsiye etmeyiz. Kira konutları, kontratları borçlar kanuna göre yapılır ve tutan ve veren ve tarihlerin yazıldığı bir kontra attır. Sözleşme maddeleri gereğince bu sakıncalıdır. Kira kontratında ismi yazan kişileri bağlar, ikinci kişi ya da üçüncü kişileri bağlamaz. Öğrenci arkadaşlarımızın bunu neden tercih ediyorlar derseniz tabii bu kira fiyatlarının yüksek olmasından dolayı. Bütçelerini daha rahatlatabilmek bakımından yanlarına arkadaş aldıklarını biz de duyuyoruz” dedi.
“MUHATAP KİŞİ HALİNE GETİRMELERİ GEREKİR”
Kontratta adı yazmayan fakat evde yaşayan kişilerin çıkarabileceği muhtemel sorunlar hakkında da konuşan başkan Çelik söyle konuştu;
“Otobüs duraklarına, direklere kağıt yapıştırdıkları bize de gelen haberler arasında. Bunu biz kendilerine tavsiye etmiyoruz, işte yararlı bir şey değil. Yarın evde yaşanacak bir olay olsa Allah korusun bir yangın, bir intihar konusu, herhangi bir şey olsa orada kontratta ismi yazan kişiyi bağlar. Üçüncü şahısları bağlamaz ve onlara sıkıntı oluşturur. Ev sahibinin de bağlamaz çünkü ev sahibi verdiği kişiyi karşılıklı borçlar kanuna göre kontrat yapmıştır. Bu çok önemlidir. Bundan dolayı öğrenci arkadaşlarımıza böyle şeylere girmelerine gidecekleri ise de kontrata alacakları kişinin tekrar onun da ismini ilave ederekten muhatap kişi haline getirmeleri gerekir diye düşünüyorum. Yaşadıkları evi mutlaka ve mutlaka tanıdıkları bildikleri insanlarla yaşamaları gerekir. Kontratı yaptıkları kişilerle beraber yaşamaları gerekir. Tanımadıkları bir insan almak tabii onun huyunu, ahlakını bilmeyen herhangi bir şey kullandığını düşünelim. Herhangi bir suça eğilimli olduğunu düşünebiliriz. Kaçak aranan birisi olduğunu düşünebiliriz. Bundan dolayı da tanımadıkları kimseyle ev arkadaşları yapmasınlar. Bunu tavsiye etmiyoruz. Daha önceden ufak tefek olaylar duyduk işte. Öğrencilerin kendi arasında kavga etmesi, anlaşamadıkları gibi öyle bazı olaylar bize. Ufak tefek de olsa yansıma oluyor. Ben buradan sizin vasıtanızla değerli öğrencilere başarılar diliyorum. Tanımadıkları kişileri de kesinlikle ve kesinlikle ev arkadaşlığı yapmasınlar.” (İHA)