ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU
Çarşema Sor, sadece bir mevsimsel dönüşüm değil, aynı zamanda evrenin yaratılışı ve düzenin başlangıcı olarak da kabul edilir.
Tıpkı Newroz gibi, doğanın canlanmasını simgeler. Baharın gelişiyle birlikte insanlar toprağa saygılarını sunar. Saygıyla birlikte bağlılıklarını ve toprak elde ettikleri nimetler için şükranlarını ifade ederler.
Ezidi inancına göre, Allah’ın baş meleği olan Tawûsê Melek, bu günde dünyaya inmiş ve düzen vermeye başlamıştır. Bu nedenle yaratılışın sembolü olarak da görülür.
Kutsal bir gün olarak kabul edildiği için bayramdan önce evler baştan aşağı temizlenir. Bu hem fiziksel hem ruhsal bir arınmayı temsil eder. Mezarlıklar ziyaret edilir, hem ölülere hem de yaşayanlara dualar edilir. İnsanlığa bahşettiği nimetler için Allah’a bolca şükür edilir.
Bu özel günde yumurtalar boyanır. Çünkü yumurta yaşamın sembolü olarak kabul edilir. Renkli yumurtalar doğurganlık, bereket ve yaşamın sembolüdür. Çocuklar ve gençler bu yumurtalarla oyunlar oynar.
Ayrıca insanlar doğaya çıkar, çiçek toplar, piknik yapar.
Geceden dua etmeye başlarlar. Çarşamba sabahı uyanmadan önce yapılan duaların kabul olacağına inanılır. Sabah uyanıldığında doğaya çıkan ilk kişi tarafından bu dileklerin gerçekleşeceğine inanılır.
Sor yani kırmızı, baharın ve yaşamın canlanışını aynı zamanda Tawusê Melek’in renkli tüylerini simgeler.
Besicilik yapan aileler o gün hayvanlarını sağmayıp, özellikle bir gün önce yaptıkları yoğurdu komşularına dağıtıyorlar.
Kanaat önderlerinin başını çektiği erkekler, mezarlığı ziyaret eder, tüm evler hazırladıkları yemekleri ortak bir alana götürüp, birlikte yemek yer ve bayramlaşır.
Ezidiler, nisan ayını ‘yılın gelini’ olarak kabul gördükleri için Çarşema Sor'u içinde barındıran nisan ayında düğün yapmazlar.
Doğanın güzelliğini ve bitkilerin tohumlarını korumak için Nisan ayında toprağı sürmezler.
Bu bayram, sadece dini bir gün olmanın ötesinde, toplumsal dayanışmanın, aile bağlarının güçlendiği, doğaya ve yaşama olan sevginin tazelendiği anlamlı bir zamandır. Renkli kıyafetler, dualar, geleneksel ezgiler ve paylaşılan yemeklerle halk, hem geçmişi onurlandırır hem de geleceğe umutla bakar.
Çarşema Sor, Ezidi halkının kadim kültürünün, inancının ve doğayla olan uyumunun bir yansımasıdır. Bugün, sadece bir gelenek değil; aynı zamanda bir kimlik, bir aidiyet ve barış dolu bir yaşamın temsili olarak yaşatılmaktadır.