CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’ın kronikleşmiş sorunlarıyla ilgili Meclis Genel Kurulu’nda önemli bir konuşma yaptı.

Bütçe görüşmeleri sırasında Diyarbakır örneğiyle kentin sorunlarını ele alan Tanrıkulu, Diyarbakır’ın ulaşım sorunu ile ilgili bir yatırım programının olmadığını açıklayarak şunları kaydetti:

“Değerli Arkadaşlar, bütçe görüşülüyor. Bütçedeki bütün bakanlıkların kalemlerine baktım. Diyarbakır'ın çok temel sorunları var. Diyarbakır kadim bir kent, tarihi bir kent, kimlik kenti, kültür kenti. Nüfusu iki milyona yaklaşmış. Ama bütçeden alması gereken payları almıyor maalesef. 
İki milyonluk kent olup da kentin içerisinde raylı sistemi olmayan, ulaşım altyapısı olan başka bir kent yok. Soru sordum Bakanlığa, cevap verdiler. İşte Bursa'da Bakanlığın yürüttüğü raylı sistemle ilgili çalışma var. Kocaeli'de var. Başka illerde yapılmış daha önceden. Ama bunlar devam eden projeler İstanbul'da var ama Diyarbakır'la ilgili olarak, raylı sistemle ilgili olarak bir yatırım programı yok. Bu bütçede de yok. 
En büyük sorunlarından bir tanesi otoban meselesi. Otoban Şanlıurfa'ya kadar geldi. Nüfusu iki milyon olan başka bir şehirle ilgili otobanla ilgili her çalışma yapılmış ama Diyarbakır'la ilgili çalışma yok. Onun da sorusunu sordum. 2035 yılına planlanmış. Şanlıurfa'dan Diyarbakır'a otoban projesi. 2035 yılına! 2024 yılındayız. 2035 yılında ancak projelendirilecek. 
Şimdi hem Avrupa Birliğinin yolu Diyarbakır'dan geçer diyorsunuz. Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer diyorsunuz. Ama hızlı tren geçmiyor, kara tren geçiyor, otoban geçmiyor. Normal yollar berbat. Dolayısıyla eğer gerçekten Diyarbakır'ı Ankara'ya bağlamak istiyorsanız ilk önce bu projelerle bağlayacaksınız. Orada yurttaşlarımız kendisini ayrı hissetmeyecekler. Kimlik olarak da ayrı hissetmeyecekler. Kendilerini dışlanmış hissetmeyecekler.”

“SURİÇİ TOLEDO OLACAKTI AMA ŞEHİR OLAMADI”

Suriçi’nin büyük bir yıkım yaşadığını hatırlatan Tanrıkulu, , “Toledo olacaktı ama şehir olamadı” diyerek şunları söyledi:

Başka bir şey söyleyeceğim. En büyük projelerden bir tanesi sonuçta GAP'ta sulama projeleri. İki büyük baraj yapıldı Diyarbakır'da, merkezde. Silvan ve Kralkızı Barajları. Barajlar bitti, enerjiyle ilgili kısım bitti, enerji üretiyorlar ama sulama ile ilgili kısımla ilgili hiçbir çalışma yok. Türkiye'de tarımda kullanılan enerjinin yüzde 50’i DEDAŞ'ın yetki sahibi olduğu altı ilde kullanılıyor. Diğer yüzde 50’i ise bütün Türkiye'de. Neden DEDAŞ'la ilgili yüzde 50 kullanılıyor? Bu sulama kanalları yapılmadığı için ve DEDAŞ'ın sizler üzerinde yaptığı lobiyle bunlar yapılmıyor. Sulama kanallarına para ayrılmıyor. DEDAŞ çiftçiye elektrik satsın, zulmetsin, oradan para kazansın diye. Oysa Diyarbakır'da ve bütün bölgede sulanabilir tarım arazilerini ancak dörtte biri veya beşte biri şu anda sulanabiliyor. Ve yine bu bütçede sulama kanallarına ayrılan herhangi bir bütçe yok. Dicle elektriği söyledim. Bütün yaz boyunca onun zulmüyle Diyarbakır'da ve bölgedeki bütün çiftçiler, esnaflar zulüm gördüler. Sanayiciler zulüm gördüler.
Diyarbakır tarihi kent dedik. Surlar var. Bin yıllık, on bin yıllık surlar var. Suriçi büyük bir yıkım yaşadı, ‘Toledo’ olacaktı ama şehir olamadı! Kibirle bir proje yapmaya çalıştınız. Kenti kendi kimliğinden uzaklaştırdınız. Ama şimdi gidelim beraber Suriçi’ni gezelim, savaştan çıkmış görüntü halen orada duruyor. 
Aradan sekiz yıl, dokuz yıl geçmesine rağmen. Kentin dinamiklerinden yoksun bir biçimde proje yapmaya çalıştınız. Onu da yarı bıraktınız. Kentin turizm potansiyeli bu bakımdan da kullanılamıyor. Maalesef kullanılamıyor. 
Keza Milli Eğitimle ilgili projeler. Üniversiteyle ilgili yatırım projeleriyle ilgili olarak tek bir bütçe ayrılmış değil. Dicle Üniversitesi 1968’de kuruldu. Daha sonra kurulan üniversitelerdeki altyapıyı biliyoruz. Dicle Üniversitesiyle ilgili olarak yatırım programında yine herhangi bir yatırımla ilgili bir şey yok ve hastane kullanılamaz durumda. Dicle Üniversitesi Araştırma Hastanesi yurttaşlarımıza hizmet veremez durumda. 

“AMEDSPOR'A TUZAK KURULDU”

Amedspor’a tuzak kurulduğunun altını çizen Tanrıkulu, takımın saha yüzünden kendi evinde sadece bir defa oynayabildiğini belirterek şunları aktardı:
Son olarak Amedspor'a geleceğim. Kentin takımı, milyonlarca taraftarı var. Geçen yıl şampiyon oldu, birinci lige çıktı. Stadı yok. Stat Bakanlığa ait. Saha onarıma alındı. Sonuçta bir ayda, bir buçuk ayda yapılması lazım bu onarım işlemlerinin. Ama öyle bir berbat yaptılar ki, AmedSpor'a tuzak kurdu bizzat Bakanlık ve Spor İl Müdürlüğü. İhale yaptılar. Stat, bir dönem geçti, bir yarıyıl geçti. İlk yarı bitti. Amedspor sadece bir kez kendi seyircisi önünde o sahada oynayabildi. Balçıktan kimse koşamadı, sahası kapalı şimdi. Hiç kimse de bunun hesabını sormuyor. Amaç Amedspor’un taraftarları kendi kentinin takımına sahip çıkamasın, uzak kalsın Bunları söylememenin amacı şu: Diyarbakır'ın sahipleri var, bizleriz. Diyarbakır halkıdır, kent halkıdır. Ama sonuçta Adalet ve Kalkınma Partisi 22 yıldır iktidardadır. 22 yıldır bu beklenen projeler hepsi askıda bekliyor, indirilmedi. Ve Diyarbakır'a karşı da, bölgeye karşı da, altyapı projeleri bakımından da ayrımcı politikalarınız bu bütçede devam ediyorum maalesef. Bunları teşhir etmeye ve Diyarbakır için de, bölge için de, halkımız için de çalışmaya devam edeceğiz diyorum. Hepinize saygı ve sevgilerimi iletiyorum.”

Kaynak: HABER MERKEZİ