Haber- İbrahim İnanç Yıldız
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda 8’inci Yargı Paketi’ne dair yasal düzenleme teklifi görüşülüyor. Yasa teklifi kapsamında, 5237 sayılı TCK’nın Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilen 220/6. maddesinin yerine aynı yasal metinle düzenleme yapılması isteniliyor.
Diyarbakır Barosu, söz konusu yasal düzenlenme ile ilgili TBMM Adalet Komisyonu Başkanlığı’na uyarı niteliğinde bir yazı gönderildi. Yazıda, “üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suretiyle örgüt üyesi suçuna” ilişkin yasal düzenleme teklifinin AYM’nin iptal kararı gerekçesini karşılamadığı ifade edilerek, hukuki güvence sağlamaktan yoksun, temel hak ve hürriyetleri ihlal edici düzenleme niteliğindeki teklifinin geri çekilmesi istendi.
AYM TARAFINDAN TOPLU İHLAL KARARLARI VERİLMEYE BAŞLANILMIŞTI
Düşünce ve ifade hürriyeti ile toplantı ve gösteri hakkını ihlal edici şekilde, “yasadışı örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” suçundan mahkûmiyet kararlarının verildiğini dile getirildiği yazıda, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nda 2021 yılında Hamit Yakut ile ilgili ihlal kararı verildiği ifade edilerek, bu karar sonrasında AYM tarafından toplu ihlal kararları verilmeye başlanıldığı belirtildi.
“YASAL DÜZENLEMEDE KEYFİ UYGULAMALARA KORUYUCU TEDBİR ALINMALIDIR”
“Yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu tedbirler içermesi de gereklidir” diye ifade edilen yazıda, “Yurttaş hangi somut eylem ve suçlamayla, hangi hukuki müeyyidenin veya neticenin bağlandığını bilmelidir. Ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, belirsizliğe ve keyfiliğe yol açmayacak güvencelerin gözetilmesini gerekli kılar” denildi.
“BARIŞCIL GÖSTERİLERDE YURTTAŞLARA KORUMA SAĞLAMAMAKTADIR”
Yazıya şöyle devam edildi: “3713 sayılı yasa ve TCK’nın 220/6. maddesindeki hükmün özellikle yasadışı örgüte üyeliğin kanıtlanmadığı gözetildiğinde, çok geniş bir takdir payı tanıdığı görülmektedir. Yasa maddesinin lafzının bu derece geniş şekilde yazılması ve yorumlanması ve mahkemelerin de aynı keyfiyetle uygulaması, kişilerin kamu otoritelerinin keyfi müdahalelerine maruz kalacağını göstermektedir.
Barışçıl gösterilere katılım hususunda yurttaşların toplantı ve gösteri hakkı ile düşünce ve ifade hürriyetinin kullanımı noktasında, bahse konu yasa maddesinin uygulanış şekli itibariyle, caydırıcı etkisinin süregelen bir şekilde devam ettiği, bu durumun toplumun çoğulcu yapısını olumsuz etkilediği ve muhalefet kesimleri açısından yargı tehdidi altında olunmasına sebebiyet verildiği gözlenmektedir. Söz konusu hüküm, temel hak ve hürriyetlerin kullanımına yönelik keyfî müdahaleye karşı yurttaşlara yasal bir koruma sağlamamaktadır.
Diyarbakır Barosu olarak, 5237 sayılı TCK’nın 220/6. Maddesine ilişkin hukuki güvence sağlamaktan yoksun ve AYM ve AİHM kararlarına uyulmak suretiyle temel hak ve hürriyetleri ihlal edici düzenleme teklifinin geri çekilmesini gerektiğini belirtiriz.”