Mezopotamya Göç Platformu verilerine göre 2023'ün ilk dokuz ayında Avrupa'ya 51 bin 415 iltica başvurusu yapıldı. Başvuruların yüzde 80'ini ise Kürtler oluşturuyor.
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER), Çukurova Göç ve Mülteci Araştırma İzleme Derneği, Serhat Göç Araştırmaları Derneği’nin oluşturduğu Mezopotamya Göç Platformu, son zamanlarda artan yurtdışı göçüne ilişkin Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube binasında açıklama yaptı.
Açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Abbas Şahin ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı Ekin Yeter’in yanı sıra sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.
'Kürt halkı üzerinde göç ve göçertme politikası izlendi'
Açıklama metnini okuyan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği Eşbaşkanı Medya Alkan, insanlık tarihinin ilk dönemlerinde daha çok barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlardan kaynaklı yapılan göçlerin, zamanla savaş ve ekonomik nedenlerden kaynaklı gerçekleştiğini söyledi. En çok göçün Mezopotamya’da yaşandığına dikkat çeken Alkan, “Bu verimli, kutsal topraklarda yaşayan halklar yüzyıllar boyunca göç ve göçertilme gerçekliği ile yüz yüze kalmıştır. Muktedirler tarihin her döneminde göç olgusunu bu toprakların kadim halklarından olan Kürtlerin üzerinde bir tehdit ve dizayn aracı olarak kullanmaktan geri durmamıştır. Sadece son 100 yıllık Cumhuriyet tarihine baktığımızda Şark Islahat Planı’ndan İskân Kanunu’na, 1980 Askeri Darbesi’nden 1990’lı yıllarda yapılan köy yakma ve boşaltmalarına, özyönetim süreçlerinden 15 Temmuz askeri darbe sonrası dönemlere kadar her daim Kürt halkı üzerinde bir göç ve göçertme politikası izlenmiştir” diye konuştu. Alkan, bu göçlerin Kürtlerin kimliği ve kültürü üzerinde olumsuzluklara neden olduğunu da sözlerine ekledi.
'Göç dalgası 2015'ten bu yana arttı'
Kürt halkının yaşadığı göçlerde, siyasi, ekonomik nedenlerin yanı sıra özel savaş politikalarının da etkisi olduğuna dikkat çeken Alkan, “Ya sev ya terk et” şiarıyla izlenen 'özel savaş politikalarıyla' toplumun baskılandığını ve yaşam alanının daraltıldığını söyledi. Alkan, “2016’dan beri devam eden kayyım atamaları, KHK’lar, savaştan kaynaklı sürekli hale gelen özel güvenlik bölgeleri, ekonomik kriz, Kürt gençlerinin uyuşturucu ve fuhuş batağına sürüklenmesi ile kadınlara dönük şiddet ve ölümleri meşru kılan politikalar sürekli ve olağan hale gelmiştir” diyerek, toplumun bu şekilde itaate zorlanmasının ya da göçertilmesinin hedeflendiğini kaydetti. İzlenen “kirli” politikalarla insanların göç yollarına sürüklendiğini belirten Alkan, göç dalgasının 2015’ten bu yana arttığına dikkat çekti.
Yılın ilk dokuz ayında 51 bin göç
2016’da 9 bin 675 olan Avrupa’da iltica için başvuru sayısının, 2023’ün sadece ilk dokuz ayında 51 bin 415’e çıktığını aktaran Alkan, her ay ortalama 6 bine yakın kişinin Avrupa’ya göç edip iltica için başvuru yaptığını kaydetti. Bu rakamın daha fazla olduğunu düşündüklerini belirten Alkan, göçlerin yüzde 80’inin Kürtlerden oluştuğuna dikkat çekti. (MA)