Aleyna PERVANE-Özel Haber
Yaratıcı Drama, Diksiyon ve Temel Oyunculuk Eğitimleri veren İlyas Çağlayan, bugüne kadar 4 bin 500 öğrenciyi mezun ettiklerini ifade ederek, tiyatro yaşamını, Şifa Niyatine Tiyatro Atölyesi’nin hikayesini ve yürüttükleri faaliyetleri gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e anlattı.
İlyas Çağlayan’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
*Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Öncelikle hoş geldiniz. Ben İlyas Çağlayan, 39 yaşındayım. 20 yıllık profesyonel tiyatrocuyum. Bu sene şifa niyetine, tiyatro atölyesine, kendi tiyatromuzda dokuzuncu senemizi kutluyoruz. Evli ve bir çocuk babasıyım. Sanatı ve tiyatroyu seviyorum, çocuklarla uğraşmayı seviyorum. Çocuklara dokunmayı seviyorum. En büyük kırmızı çizgilerimden bir tanesi çocuklar. Dokuzuncu senemizde 4 bin 500 öğrenci mezun ettik.
*Neden Şifa Niyetine Atölyesi? İsimdeki sır nedir?
İsmindeki sırrın en büyük nedeninden biri; Kendi tiyatromu kurmadan önce özel çocuklarımıza otizmli dans sendromlu, antidepresan ilaç kullanan çocuklarımıza eğitimler veriyordum. Onların akabinde kendi tiyatromuzu kurduğumuzda ismimiz ne olsun diye kendi kendimize bir telaşın içerisine düştük. Zaten çocuklara biz şifa olarak elimizden geldiği kadar yaratıcı dramın zihinde yolculuk eğitimlerinin gücünü kullanıyoruz. Neden tiyatromuzda da olmasın dedik. Öyle bir yola çıktık. Dokuzuncu senemiz o yüzden şifa niyetine.
*Atölyenin kurulma aşamasından biraz bahsedebilir misiniz?
Büyük bir ekip ruhuyla yola çıktık. Aslında benim mezun ettiğim öğrencilerim şu an hem özel okullarda hem de konservatuvar ve güzel sanatlar listesinde öğrencilik hayatına devam eden, aynı zamanda da özel okullarda ve devlet okullarında eğitmenlik yolunda ilerleyen öğrencilerim vardı. Büyük bir ekiple yola çıktık. 4 bin 500’e yakın öğrenci mezun ettik. Şimdi yeni öğrencilerimle, eğitmenlerimle birlikte de şifa niyetine tiyatro süresini, şifa niyetine, sanat atölyelerini çoğalttık. İçerisinde müzik, tiyatro, resim ve dans atölyelerimiz mevcut.
*Bu hayalinizi ne tetikledi? Hayalinizin oluşum aşamasını anlatır mısınız?
Tiyatroyu çocukluğumdan beri çok seviyordum. Birçok özel tiyatroda çalıştım ama bir yerden sonra sanat hayatının içerisinde ne kadar var olmaya çalışırsanız çalışın kendi hayatlarını uzun üzerinde durmaya sizin için en önemli etkenlerden bir tanesi oluyor. Ve biz tiyatrocular genel manada yaşadığımız en büyük sorunlardan bir tanesi salon. Bir gün dedim ki kendi atölyemi kuracağım ve burada kendi çocuklarıma ‘bir saat doldu, 2 saat doldu’ demesin diye bu yolculuğa öyle başladık.
*Peki hayalinizi gerçekleştirdiğinizde neler hissettiniz? Sizi en etkileyen olay an?
Bu işler için şöyle söyleyeyim, sadece hedeflerinize ulaşıyorsunuz ama hayalleriniz bitmiyor. Bir filmdeki diyalog gibi ‘Ne olursa olsun biz hayallerimizi sakladık.’ Hayallerimizin doğrultusunda ilerlerseniz sadece hedeflerinize uğraşırsın ama bir gün hayalime ulaştım derseniz o zaman hedefleriniz ve hayalleriniz artık kalmaz. Ben hayallerime ulaşmadım. Sadece hedeflerime ulaşıyorum.
*Başarı basamaklarını çıkarken kimler size destek verdi?
Bütün ustalarımıza teşekkür ediyorum öncelikle. Tek tek isimlerini saysam burada gerçekten dakikalar yetmez. Tülay sanatında örnek aldığım ve sahnenin değişimi olan Nejla / Nejat Uygur. Nejat baba ve Nejla anne benim en büyük rol modellerimden bir tanesi. Bu anlamda bize destek olan Süheyla ve Esat abi. İsimlerini tiyatro sahneme koyarken de kendilerinden bunun müsaadesini istediğim gün hepsi gayet güzel karşıladı ve burada çocuklarımızı mezun ettikçe her sene mezun gecemizi düzenledikten ertesi gün her birinden ayrı ayrı bir tebrik aldım.
Üzerimde daha önce emeği olan hocalarım var. Hepsine çok teşekkür ediyorum.