ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA
1996 yılında İstanbul'dan Diyarbakır'a geldiğinde henüz ilkokul mezunu olan görme engelli Kürt yazar Leyla Aytek (Leylana Sidîq), ortaokul, liseyi ve üniversiteyi dışarıdan tamamlıyor. İlk ataması da Halk Eğitim Merkezi'ne yapılıyor ve burada açık öğretimde okuyan öğrencilere rehberlik ediyor. Engelli derneklerinde de hak temelli çalışmalar yürüten Sidîq, İl Halk Kütüphanesi, Esma Ocak Kütüphanesi ve Suriçi'nde bulunan Davut Ökütçü Çocuk Kütüphanesi'nde kitap okuma alışkanlığını kazandırmak için, hızlı okuma atölyeleri vermeye başlıyor. 2015-2016 yıllarında Diyarbakır'da yaşanan olaylar sonrası kütüphanelerde yaptığı gönüllü çalışmaları sekteye uğrayınca, yıllardır Suriçi'nde kaybettiği kütüphane ile çocuklarının yasını tutuyor.
HİKAYESİNİ GAZETEMİZLE PAYLAŞTI
"Suriçi'ndeki kayıp çocuklarımı arıyorum" diyen Aytek, hikayesini gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e anlattı. Sidîq, kütüphanelerde gönüllü olarak çalıştığı dönemlerde, hem Valilik, hem de belediyenin göstermiş olduğu emeğini ücretlendirmek istiyor. Sidîq, bu paranın ayakkabısı olmayan ve herhangi bir ihtiyacı olan çocuklara harcamak istediğini aktarımış.
ZOZAN'I BAŞARILI BİR ÇOCUK YAPTI
Sidîq, Suriçi'ndeki kütüphanesine gelen zihinsel engelli Zozan öğrencisiyle yakaladığı başarıyı şöyle anlattı: "Türkçe’yi iyi bilmeyen Zozan adındaki bir öğrencim vardı. Ona zihinsel engelli raporu verilmişti. Aile onu getirdiğinde ‘hocam hiç bir şey bilmiyor, yardımcı olur musunuz’ dediler. Bende ona hızlı okuma eğitimi verdim. Bir baktım ki çocuk zehir gibi. Ama köyden göç edip geldiği için Türkçe’yi bilmiyordu ve bu yüzden de uyum sağlayamıyordu. Ben de onun okuduğu okuldaki öğretmeniyle görüştüm ve bu çocuğun böyle etiketlenmesine müsaade edilmemesi gerektiğini, söyledim. Aile de ona ‘gêj’ diyordu. Yani itilmiş ve kakılmış muamelesi ona yapılıyordu. Ama çocuk Türkçe bilmediği için uyum sağlayamıyordu sadece. Rehabilitasyonlar da para kazanmak için herkesi alıyordular. Ben o dönem onun raporunu iptal ettirdim. Başarı sağlamasını sağladık. Ama bunlar da çözüm değil. Onca çocuk kendi diliyle eğitim göremediği için, kendi diliyle eğitim gören çocukların gerisinde kalıyor. Kürtçe eğitim şart."
SURİÇİ'NDEKİ KÜTÜPHANESİNİ İSTİYOR
Suriçi'ndeki kütüphanesini çok sevdiğini ve orada dezavantajlı çocuklarla çok şeyler başardıklarını belirten Sidîq, 2015-2016 yıllarında yaşanan olaylar sonrası hem çocuklarını, hem de kütüphanesini kaybettiğini şöyle anlattı: "Türk Eğitim Vakfı ve Davut Okütçü tarafından finanse edilen ve Güneydoğu Anadolu Bölge Belediyeler Birliği (GABB) tarafından uygulanan Sur Kütüphanesi'nde gönüllü olarak çalışıyordum. 2015-2016 yıllarında ‘hendek’ olayları oldu. Olayların bitmesine yakın ‘benim çocuklarım yok’ dedim ve o dönemki Valinin özel izniyle zırhlı araçla kütüphaneye götürüldüm. Ve gördüm ki o olaylar esnasında kütüphaneye hiçbir şey olmamış. Kitaplar raflardaydı, sadece camına bir kurşun değmişti o kadar. Ama çocuklarıma ulaşamadım. Olaylar bittikten sonra bir kez daha Valiliğin özel izniyle kütüphaneyi görmek için gittim, fakat gördüğüm manzaraya inanamadım. İçi boşaltılmış ve sadece yapının iskeleti kalmıştı. Bana da diyorlar ki ‘biz size ulaşamadık’ iyi de zaten kütüphaneye olaylar esnasında bir şey olmamıştı, kitaplar zaten raflardaydı. Kapımız kırılmamıştı, binamıza bir şey olmamıştı. Neden bu hale getirildi? Ardından bina restore edildi ve şuan yenilenmiş. Ama bahçede ‘Umudun Hafızası’ kitabımda bahsettiğim asma ağacımız yok. Valilik ve belediyeye kütüphanenin akıbetinin ne olacağına dair sordum, bana ilkin Gençlik İl Spor Müdürlüğü'ne verildi denildi, ama biz öğrendik ki halen belediyenin mülküymüş. Seçimler öncesi kütüphane olarak açılacaktı, fakat tekrar ertelendi.”
KÜRTÇE SESLİ OKUMA GÜNLERİ DÜZENLEMEK İSTİYOR
Suriçi'ndeki kütüphanesini tekrar istediğini dile getiren Sidîq, "Kürtçe ve Türkçe sesli okuma günlerini düzenleyeceğim kütüphanemi tekrar geri istiyorum. Sur'daki kayıp çocuklarımı arıyorum. Eğitim çalışmalarımı günlere ve gruplara ayırmıştım. Sur'daki 3-4 okula okuyan öğrenciler bu kütüphaneye gelip eğitim görüyordu. Olaylar sonrası hiçbir çocuğuma ulaşamadım. Sur kalmadı hani insanları? Hani evleri? Bu kültürel çalışmalar yapıldı, ama bu mutluluk verici bir şey mi? Orada yaşanan olaylar var, Dicle Nehri uzun süre kandan yıkanamadı" dedi.
KAYIP ÇOCUKLARININ PEŞİNDE
Surdaki olaylar sonrası kayıp çocuklarının peşine düşen Sidîq o süreçten şöyle bahsediyor: "Kütüphanemde sayısızca atölyeler düzenliyordum ve bir sürü çocuklarım vardı. Yaşanan olaylar sonrası hem kütüphanemi hem de çocuklarımı kaybettim. Çocuklarımı bulmak için onların peşine düştüm. Duydum ki Kayapınar İlçesi'ndeki Huzurevleri Semti'ndeki Sanayi Bölgesi'nin oralarında bulunan bir okula 5 okulda okuyacak öğrencileri sığdırmışlar. Oraya gittim ama çocuklarımı bulmadım. Hatırlıyorum da orada demiryolunda yürüyordum, gözlerim yine görmüyordu, ağlaya ağlaya çocuklarıma ulaşmaya çalışıyordum. Ama o okulda da çocuklarımı bulmadım. Şuan bir kamu kurumunun kütüphanesinde görev yapıyorum. Ama Sur'da bir hafıza oluşturmuştum ve o hafızadan uzaklaştırıldım. O çocukları bulamamak beni çok üzüyor."
KÜTÜPHANE HAFTASI YAKLAŞIYOR, AMA ONUN KALBİ ACIYOR...
25 Mart Pazar günü başlayacak ve 31 Mart'ta kadar sürecek olan Kütüphane Haftası da yaklaşıyor. Diyarbakır'da onca kütüphanelerin açılmasına vesile olan Aytek, her kütüphane haftası geldiğinde içinde bir sızı olduğunu söyledi. Sidîq, "İl Halk Kütüphanesi'nde eğitim verdiğim esnada, bir hareketlilik yaşanmıştı ve bakanın geldiğini söylediler. O esnada elimde olan bir kitap vardı. Kitabın içeriğinde, çocukların eğitimde yaşadığı zorluklar anlatılıyordu. Sınav sisteminden tutun da okulların fiziki yapısına kadar çocuklar birçok sorunu dile getirmiştiler. Ben de o kitabı Mehdi Eker'e verdim, haberi de yapıldı. Haber 2 gün sonra silindi. Verdiğim kitap sonrası ve önerilerimin ardından Diyarbakır'da kütüphaneler yaygınlaştı. Kitapsız okul kalmasın projesi hayata geçirildi. Evet şuan kitap okuma alanları onlarca, fakat eğitimdeki sorunların giderilmesi yerine, daha da kötü bir hale geldi. Kürtçe hızlı okuma alışkanlığını kazandırmak istiyorum. Ama ben şuan bulunduğum kamu okulunda bunu yapamıyorum. Surdaki kütüphane ve kayıp çocuklarımı istiyorum. Çocuklara Kürtçe hızlı okuma günleri düzenlemek istiyorum" diye konuştu.
"UMUDUN HAFIZASI" KİTABI
Leylana Sidîq, kitap ve zaman yolculuğunu, yüreğindeki sızılarla birlikte 2023'ün Mart ayında çıkardığı "Umudun Hafızası" kitabına aktarıyor.