HABER - Sertaç KAYAR / Güneş OCAĞA
Diyarbakır'da sekiz yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesine ilişkin Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Narin'in annesi Yüksel Güran'ın konuşmasıyla tansiyon yükseldi.
Yüksel Güran şunları söyledi:
"Şu anda en acılı dünyada, en acılı, en mağdur anne ben. Hem kızımı vahşete verdim, hem namusumla suçladılar, hem mezarına gidemedim. Ben neler çektim, kimse demedi. Beni bir şalla suçladılar. Ben kızımın katili olsaydım, ben zaten göstermezdim. Katili olsam, söylemedim. Beni kolluk oğlumu öldürmekle suçladı. Ben cahil olabilirim ama ben akıllı bir kadınım. Kimse demedi, oğlunu öldürmekle tehdit ettiler diye. Enes, Enes dediğimi kimse düşünmedi. Benim kayınlarım, elitlerimin sesini, işkencelerini asla unutmayacağım. Dedim anne, ben bir anneyim, kızını kaybetmiş bir anneyim. Polis yüzüme tükürüp, yüzümü silmeme bile izin vermedi. Ben katil yerine konuşuyorum, onun eşi hu zulmü görseydi Nevzat konulacaktı. Beni asın, beni öldürün, ama benim namusuma laf etmeyin."
Elini kürsüye vuran Güran, "Kimse gerçekleri demiyor, yalanla dolanla bizi kandırıyorlar. Biz bunu hak etmedik. Ne varsa çıkarın. Türkiye’ye sesleniyorum, eğer katil bizsek bizi asın. Yeter! Bize niye böyle yapıyorsunuz? Bizi neyle suçluyorlar? Enes o gün deli olmuştu, deli. Jandarma yanımda, eğer ben kızımın katili olsam, ben niye başörtüsünü göstereyim? Her şey ortada. Allahtan başka kimse yok. Bizi mahvettiniz. Kızımı bıraktım, namusumun peşine düştüm" dedi.
Yüksel Güran'ın konuşması Güran ailesini hıçkırarak ağlattı. Baba Arif Güran ağlayarak dışarı çıktı. Oğlu Enes de fenalaştı, onu a dışarı çıkardılar.