ÇGD 'Yılın Başarılı Gazetecileri-2024' ödülleri Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ödül törenine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı. Yılın haber ödülü “Skandal Düğün” haberiyle Birgün’den Timur Soykan’a verildi. Soykan’a vereceği ödülü, Soykan gözaltına alındığı için kendisine veremeyen Özel, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Biraz önce BirGün Gazetesi Ankara Temsilcisi Nurcan Hanıma ödülü verirken şunu dedim; ‘Herhalde ikimizin de hayatı boyunca en unutmayacağı ödül töreni bu. Çünkü benim ödülü vereceğim kişi bugün sabah evinden gözaltına alındı. Aslında bugün saat 11.00’de savcılığın kalemi ile sözleşmişti bu dosya hakkında. Olması gerektiği gibi savcılığa davet edilip ifade verecekti. Geleceğini söylemişti. Arandığında ulaşılamamış değildi. Evindeydi. Ama olay birileri tarafından kriminal bir hale dönüştürülsün diye, tiyatral bir şekle gelsin diye doktor muayenesine giderken koluna girmiş bir polis görüntüsü hepinize, hepimize, herkese gözdağı versin diye, sabah erkenden evinden alındı. Sonra emniyette ifadesi alındı. Sonra savcıya çıktı. Şimdi de tam ödül saatinde bu sefer de tutuklanma talebiyle hakim karşısına çıkıyor. Ben, son dönemlerde yaşananları zaten anlatacak değilim. Millete en iyi şekilde, halka en iyi şekilde anlatanlar burada. En iyi şekilde aktaranlar burada. Ama memleketin haline bakınca böyle İtalyan mafyasının faaliyetlerini, nasıl iş gördüğünü filan anlatan filmler olur. Onlardan birinin setinde olsak bazı şeyler abartılı olur.

"MİLLET ONU CUMHURBAŞKANI ADAYI OLARAK SEÇERKEN ONLAR DA O GÜN ALIP SİLİVRİ CEZAEVİNE KOYUYORLAR"

Mesela Cumhurbaşkanlığı seçimine dair olarak ana muhalefet partisi, yaşananlardan ötürü artık erken seçim talebini daha belirgin, iddialı bir şekilde ortaya koymak için 'adayımızı belirleyeceğiz' diyor. 'Bunun için de üyelerimizle ön seçim yapacağız' diyor. İsmi geçen adaylardan bir tanesi, en popülerlerinden bir tanesi, ‘Ön seçime gireceğim’ diyor. Ön seçim adaylık başvurusunu verdiği gün bir başvuru daha yapılıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, İstanbul Üniversitesi’ne, ‘35 yıl önce ilanla davet ettiğin, 31 yıl önce diplomasını verdiğin öğrencilerin diplomasını iptal et. İptal ederken de acele et. Çünkü bu diploma çeşitli kamu kurumlarında, örneğin Yüksek Seçim Kurulunda da kullanılabiliyor’ diyor. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön seçim başvurusu, öbür tarafta aynı gün, ne bir kaç gün önce, ne birkaç gün sonra. Adaylık için gerekli diplomanın 35 yıl sonra iptali için YSK göndermeli bir başvuru. Aday ön seçime girecek. Ön seçimden tam dört gün önce o saatte gelip evden alıyorlar. Dört gün içeride tutuyorlar. Sandıklar açılırken emniyetteki hücrenin kapısı açılıyor. Tutuklama talebiyle götürüyorlar. Millet onu Cumhurbaşkanı adayı olarak seçerken onlar da o gün alıp Silivri cezaevine koyuyorlar.

"MEMLEKETİ UTANMADAN, SIKILMADAN DİSTOPİK ROMANA ÇEVİRDİLER"

Timur Soykan’a haberinden dolayı bugün ödül verilecekken tam o saatte mahkemeye sevk ediyorlar. Bu kötü İtalyan mafyasını anlatan filmlerden daha iyi bir filmi, böyle memleketi film setine çevirmişlerin elindeyiz diyoruz. Memleketi utanmadan, sıkılmadan distopik romana çevirdiler. Çağlayan Adliyesinde iyi hal indirim kostümü kiralanıyor 2 bin liraya. 3 bin liraya kaçak kiralıyorlardı. Sonradan Adliye Vakfı, ‘Bunu biz yapalım, hiç olmazsa makbuz keselim. Gelir elde edelim’ diye üstüne aldı. Kadını dövmüş, öldürmüş, cinayet işlemiş. İyi halden yararlanmak için son duruşmada bir tane elbise bir kravat gerekmiş, onu da devletin adliyesinde kiraya veriyorlar ki hakim beyin gözünü boyasın diye. Memlekette PTT çalışanları örgütleniyor adına PTT-SEN koyuyorlar sendikanın. PTT, ihtar çekiyor, 'marka bizimdir kullanamazsınız PTT ismini' diye. O yüzden artık böyle neye kızacaksın, neye şaşıracaksın, neye delireceksin insanın gerçekten sabrın sonuna geldik.

Ödüllerin her bir tanesi, ben de versem buna verirdim tarzında dağıtılmış bu sene. Mutlaka zorla verilen kararlarda bir adım geride kalanlar, herkesin aklının kaldıkları da var. Ama ben bir ülkede bu kadar çok kötülük, bu kadar çok fenalık yapılırken, bu kadar çok suç varken gerçekten bu ödüllerin sahiplerinden, siyaset sırasında ana muhalefet partisi olarak inanılmaz derecede faydalandığımız, yaptıkları haberden destek gördüğümüz ve siyasetimizi yaparken bize yön verdiklerini birebir yaşadım. Hem Meclis kürsüsünde teker teker depremde yıkılan ve yakınları mağdur olan isimleriyle anılan apartmanların davalarının her hafta dile getirmeye çalışırken hem bölgede milletvekillerimiz yapılan deprem bölgesindeki sıkıntıları aktarırken her sene olduğu gibi sevgili Melike’nin şahane sağlık haberlerinden biriyle yine ürperirken diğer taraftan TRT‘den birilerine işini iyi yapıyorsa buranın ödül verebildiğini gördük.

Rejimin iki yüzlülüğünü, rejimin aslında işte bir tanesi de ödülü veren mülakat mağdurunun torpilini, kire bulaşmışlığını, suça bulaşmışlığını, herkese çıkar örgütü için suç oluşturma falan lekesini, kendi elindeki karayı silmeye çalışırken aslında bir iftirayla neleri yapmaya çalıştıklarını ve hepimizin gördüğü bildiği gibi bir darbe girişiminin içinde gençler tarafından, halk tarafından geri püskürtülmüş başarısız bir darbe girişimi sürecinin içinde olduğumuzu iliğimize kemiğimize kadar hissediyoruz.

"MEMLEKETİN CUMHURBAŞKANI SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE YAPIYORLAR"

Memleketin cumhurbaşkanı seçme özgürlüğüne darbe yapıyorlar, seçilmiş belediye başkanına darbe yapıyorlar. Türkiye’deki hukuk güvencesine darbe yapıyorlar. 31 yıl önce verilmiş diplomayı iptal edince devlet kendi verdiği bir kağıdı siyasi amaçla iptal edince hangi kağıdın garantisi kalıyor Türkiye’de? Sonra yabancı yatırımcı bekliyorlar. Tapunun mu garantisi var mülk edineceksin? Ya da bononun mu garantisi var günü gelince sana ödeyecek? Hisse senedinin mi garantisi var, gelsin alsın millet, öbür gün satacağım derse yok bunun karşılığı derse. Sonra ekonomi niye kötü gidiyor, niye borçlanıyoruz, niye risk primi yükseliyor niye böyle? Hepsi böyle gözümüzün önünden tam bir yılın film şeridi gibi geçti."

"GAZETECİLERİN ÖZGÜRCE MESLEĞİNİ YAPACAĞI GÜNLERİ İNŞA EDECEĞİZ"

Özgür Özel, seçimin bundan sonra "demokrasi ile otokrasi" arasında olacağını, sosyal demokrat, muhafazakar demokrat, milliyetçi demokrat, Kürt demokrat, liberal demokrasi tarafında olan kim varsa otokrata karşı mücadele edeceğini belirterek, şöyle konuştu:

"Biz onlarla birlikte olacağız ve bu ülkede bu baskıcı tek adam rejimini önce değiştireceğiz. Sonra da bu rejimi bir daha şöyle inşa etmeyeceğiz. ‘Bugün onlarındı, ele geçirelim bizim olsun.’ Bir daha kimsenin basını ele geçiremeyeceği bir Basın Kanunu, bir daha kimsenin yargıyı ele geçiremeyeceği bir yargı reformu, bir daha kimsenin siyasete etik dışı işler karıştıramayacağı bir siyasi etik yasası, bir daha Türkiye’yi kimse Avrupa’dan koparamasın diye Greko Kriterleri, bir daha bu yolun geri dönüşü olmasın diye Avrupa Birliği’ne tam üyelik yürüyüşüyle bu ülkede bütün gazetecilerin yeniden özgürce mesleklerini yapabilecekleri günleri inşa edip, bütün arkadaşların özgürce bizi bile eleştirebilecekleri günler gelene kadar birlikte mücadeleye devam edeceğiz."

"TİMUR SOYKAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ÜMİT EDİYORUM"

Timur Soykan’ın serbest bırakılmasını ümit ettiğini dile getiren Özel, "Ümit ediyorum bu sefer şaşırtırlar. Ümit ediyorum bir tanesi, savcının talebine rağmen ‘Gerek yok tutuklamaya’ demeye cesaret eder. O cesaret edeni de hepimiz biliyoruz, ertesi gün icra mahkemesine filan sürüyorlar. Ama şundan çok eminim. Bu sefer evet, geçen seneden daha kötüyüz ve daha kötüye gitmeye devam ediyoruz. Ama bu sefer ahlaki üstünlük bizde, psikolojik üstünlük bizde, çoğunluk enerjisi bizde, gençler bizden, biz gençlerden razıyız, insanlar artık sokakları, meydanları, Erdoğan’dan geri aldılar. Geri vermeye hiç niyetimiz yok" dedi.

Türkiye'de yaşananlarla ilgili "Efendim yabancı basına konuşma..." denildiğini aktaran Özel, "Her gün dört tanesine konuşurum. Eğer bir ülkede darbe varsa, nasıl 15 Temmuz’da çaldı kapımızı, ‘Sizin ilişkileriniz iyi, anlatın dünyaya’ diye. Nasıl bir ülkede darbe, bütün dünyanın konusuysa, nasıl bir ülkede hak ihlalleri, insan hakkı ihlalleri, bir ülkenin meselesi değil, bütün dünyanın meselesiyse bunu bütün dünyaya, dünyadaki bütün kurumlara, Avrupa Birliği’ne, Avrupa Konseyi’ne, NATO’ya her yere, Avrupa’da Kanarya Sevenler Derneği varsa kapısını çalabiliyorsam anlatabiliyorsam ona da. Bütün yabancı basına, Japonya’da trende basılan 13 milyon tirajlı gazetelere anlattım. Çin’e anlattım. Bütün dünyadaki yabancı basına bu rezaleti anlatacağız. Bu gençlerin geleceğini bu tek adama karartmayacağız. Size söz veriyorum" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA