Şayet cemaatten birileri bu itikafa girerse, bu görev diğerlerinden düşmüş olur. Tüm İslam âlimleri, itikafın meşru olduğuna dair icma etmişlerdir. Allah Rasûlü (s.a.v.) her Ramazan ayının son on gününde itikafa girerdi. Vefat edeceği yılın Ramazanında ise yirmi gün boyunca itikafa girmiştir (Buhârî, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce rivayet etmiştir).
Biri sünnet, diğeri vacip olmak üzere iki tür itikaf vardır. Sünnet olan itikaf: Bir Müslüman'ın sırf hayır kazanmak, yüce Allah'a yakınlaşmak ve Peygamber'e (s.a.v.) ittiba etmek için yaptığı itikaftır. Vacip olan itikaf ise kişinin kendi üzerine şartlı ya da şartsız olarak adakta bulunmasıdır. Örneğin, "Allah (c.c.) çocuğuma şifa verirse, üç gün itikafa girerim." demişse, bu muallak (şartlı) itikaf olur. Şayet, "Allah için üç gün itikafa girmeyi üzerime vacip kıldım." demişse, bu şartsız bir adak (nezir) itikafıdır. Bu durumda itikaf, kişi için vacip olur ve bu nezir itikaflarını yerine getirmek farz olur.
İmam Buhârî'nin rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kim Allah'a itaat niyetiyle adakta bulunmuşsa, o kişi Allah'a itaat etsin ve adağını yerine getirsin." Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.), "Ey Allah'ın Rasûlü! Ben bir gece Mescid-i Haram'da, yani Kâbe'de itikafa girmeyi adadım." dediğinde, Allah Rasûlü (s.a.v.), "Nezrini yerine getir." buyurmuştur.
Bir Müslüman, kendisine itikafa girmeyi vacip kılmadan, sadece "Allah için bir müddet camide kalacağım." diye kalbinden geçirse ve bir müddet camide kalsa, sünnet itikaf yerine gelmiş olur. Şayet bir gece veya bir gün, yahut yirmi dört saat itikafa niyet eder fakat bunu kendine vacip kılmazsa, camiden çıktığında günah işlemiş sayılmaz, ancak sevaptan mahrum kalır.
Günümüz şartlarında bir Müslüman, Ramazan ayının son on gününde camide bekleme niyetiyle itikafa girerse, gece gündüz ibadetle, teravih ve gece namazlarıyla, Kur'ân okuyarak, zikir ve tefekkürle meşgul olursa, Peygamber'in (s.a.v.) hadislerini ve siyerini okuyarak ilimle vakit geçirirse ve boş, faydasız şeylerden uzak durursa, en güzel şekilde sünnet itikafını yerine getirmiş olur. Bir Müslüman, son on gün değil de sadece bir gece veya bir gün itikafa girerse, en azından bir günlük ya da bir gecelik sünneti yerine getirmiş olur.
İtikafın Şartları:
1. Müslüman olmak.
2. Mümeyyiz (temyiz kabiliyetine sahip) olmak ve kendini temiz tutabilecek durumda bulunmak.
3. Cünüplükten, kadın ise hayız ve nifastan temiz olmak.
İtikafın Farzları:
1. Bir müddet camide kalmaya niyet etmek.
2. Fiili olarak az da olsa camide beklemek.
3. İtikafı bozacak davranışlardan uzak durmak. Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur: "Siz camilerde itikaf halinde iken eşlerinizle cinsel ilişkiden uzak durun." (Bakara, 187). Cinsel ilişki, itikafı bozar.
4. Zaruri ihtiyaçlar dışında dışarı çıkmamak. Şayet çıkarsa, camiye döndüğünde itikaf niyetini yeniden tazelemelidir.
İtikafın, içinde beş vakit namazın cemaatle kılındığı bir camide tutulması gerektiğini söyleyen âlimler vardır. İtikafa en uygun yer büyük camilerdir. Şayet büyük camilerde imkân yoksa, bu imkânı sağlayan herhangi bir camide de itikaf yapılabilir.
Bugün bizim için önemli olan, bu terk edilmiş sünneti yeniden canlandırmak ve ihya etmektir. Ümit ederiz ki Müslümanlar, Ramazan ayının son on gün ve gecelerini itikafla, gece namazlarıyla, dua, zikir ve tefekkürle geçirerek birlik ve beraberlik içinde Allah Teâlâ'yı razı edecek ameller işlerler.