ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU

12 Eylül 1980 tarihinde idamla yargılanan ve tam dört kez suikast girişimine uğrayan Mim Yavuz Binbay, hayatta kalmayı başardığı zorlu yılların ardından gelen bir davet üzerine İsviçre’ye yerleşerek güvenli bir yaşam kurdu. Ancak Binbay, sadece kendi hayatını yeniden inşa etmekle kalmadı, felaketlerden ve olağanüstü olaylardan etkilenen binlerce mağdur için de adım atmaya karar verdi. 2000 yılının Kasım ayında, savaş, şiddet ve işkence mağdurlarına destek olmayı amaçlayan Sosyal Yardımlaşma-Rehabilitasyon ve Adaptasyon Derneği'ni (SOHRAM-DER) Diyarbakır’da kurarak, toplumsal sorunlara duyarlılığını ortaya koydu. Binbay, gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e verdiği özel demeçte, derneğin faaliyetlerini anlattı.

“COĞRAFYAMIZ 40 YIL İÇİNDE ACILAR YAŞADI”

Binbay, son 40 yıl içinde yaşanan darbeler, işkenceler, köy yakmalar, sürgünler ve olağanüstü hallerin, bölge halkında derin travmalara yol açtığını belirtti. 12 Eylül döneminde idamla yargılandığını ifade eden Binbay, "Hepimizin bildiği üzere coğrafyamız son 40 yıldır çok acı dönemler yaşadı. Darbeler, işkenceler, köy yakmalar, sürgünler ve olağanüstü haller. Tüm bunlar bölgemiz insanında ağır travmalara neden oldu. Bu travmalar zaman içinde kendini göstermeye başladı. Bölgemizi ‘Travma Bölgesi’ olarak nitelersek yanlış olmayız sanırım. Evinde maddi ve manevi zarara denk gelmemiş tek bir aile bile yoktur neredeyse" dedi.

Sohram3

TRAVMALARDAN NASİBİNİ ALDI, SOHRAM-DER’İ KURDU

Bu travmalardan nasibini almış biri olarak SOHRAM-DER’i kurduğunu dile getiren Binbay, şunları söyledi: "Bu derneği kurarken, travma yaşamış olan insanlara nasıl bir katkı sunabiliriz üzerinde durduk ve derneğimizi kurduk. Kasım 2000 yılında kurduğumuz SOHRAM-DER hiç kimsenin etnik kimliğine, cinsiyetine, dini inanışına, mezhebi farklılığına, kültürel ve ekonomik durumuna bakmaksızın mağduriyetini ifade eden herkesle ilgilenmeyi kendine ilke edinmiş bir dernektir." 

“GÖNÜLLÜLÜK TEMELİNDE ÇALIŞIYORUZ”

Herhangi bir siyasi oluşumun yan kolu olarak da çalışmadıklarını dile getiren Binbay, "Çalışmalarımız tam bağımsız ve tamamen gönüllülük esasında yürümektedir. Hatta şu an bizimle birlikte çalışan ve yönetim kurulumuzda bulunan arkadaşlarımızın tamamına yakını, çeşitli zamanlarda yaşadıkları travmalar nedeniyle bizden destek gören arkadaşlarımızdır" diye konuştu. 

“3 BİNİN ÜZERİNDE ÇOCUĞUN HAYATINA DOKUNDUK”

Dört defa suikast girişimiyle karşılaşmış biri olarak yıllar önce İsviçre’ye yerleştiğini söyleyen Binbay, şöyle devam etti: 
"Burada yaşamadığım zamanlarda da memleketimle bağım hiç kopmadı. Medyadan çok afaki şeyler duyardık. ‘Travma bölgesinde’ yaşananlarla alakalı çok genel geçer ifadeler kullanılırdı sürekli. Beni en çok etkileyen olay da ‘Bölgede 500 bin çocuk okula gidemiyor’ sözüydü. Bir şeyler yapmalı diye düşünmeye başladım ve yaşadığım ülkeden izin alarak buraya gelip 10-15 çocuğa eğitim desteği vereceğim diye karar verdim. Bu kararımı duyan arkadaşlarım da bu programıma katkı sunmak istediklerini söylediler. Sayımız biraz artınca, gelip o çocuklara buyurun bu kadar eğitim yardımı demektense bir dernek kurayım ve eğitim konusunda çalışmalar yapayım diye düşünüp SOHRAM-DER’i kurdum. Dernek vasıtasıyla çocuklara maddi yardımdan ziyade okul masraflarının tümünü üstlendik. Sonra bu çocukların o eksik kalmış yanlarını tamamlamak için hafta sonları gönüllü öğretmenler bulmak kaydıyla çocuklarımıza ders ve kurs vermeye başladık. Burada eğitim almaya gelen öğrenci arkadaşlarımızın gün içindeki tüm yemek masraflarını da biz karşılıyorduk. Bu zamana kadar 3 binin üzerinde çocuğun hayatına bu şekilde dokunmuş olduk. Bunların yarısına yakını çeşitli üniversiteleri okudular. Ve bizimle bağlarını hiçbir zaman koparmadılar."

Sohram6

'PSİKO-TERAPİ HİZMETİMİZDEN YARARLANANLAR ÇOK OLDU' 

Çocukların bir çoğunun, travma yaşayan ailelerden geldiklerine tanık olduklarını ifade eden Binbay, şunları söyledi: "Uzman bir psikolog ile çok sembolik bir rakam üzerinde anlaşarak neredeyse gönüllülük esasına dayalı çalışmaya başladık. Böylece, eğitim önceliğinden sonra ihtiyacı olan çocuklarımıza pskio-terapi hizmeti de vermeye başladık. Bu hizmette hiçbir şart koymadık. Bu hizmeti almak isteyen herkese kapımız hep açık oldu. Sadece savaş ve işkence mağdurları değil, aile içi şiddetten, toplumun baskısına, sosyal hayatta yaşanan şiddetten iş yeri ve okul mobbingine kadar şikayeti olan insanlar bu hizmeti almaya geldi. Hatta ‘hamdolsun benim bir şikayetim ve sorunum yok ama bu hayattan bunaldım’ deyip bu hizmetten yararlanan insanlarımız bile oldu. Şu ana kadar 3 bin 500’ün üzerinde kardeşimize bu hizmeti verdik. Son dönemlerde savaştan dolayı ülkemize sığınmak durumunda kalan Suriyeli kardeşlerimiz de var. O kardeşlerimize de imkanlar dahilinde her türlü yardımı yaptık. Hatta ilk zamanlarda, sigortaları olmadığı için ilaç bulmakta zorlanan insanlara ilaç temininde de bulunduk."

DÜNYA BARIŞI İÇİN BAŞBAKAN VE PAPA’YA MEKTUP 

"Dünyamızı Barış kurtaracaktır" diyen Binbay, "Dernek olarak ayrıca, renkli bir mermer olarak gördüğümüz ülkemizdeki tüm farklılıkları zaman zaman yan yana getirebilmenin yollarını aradık. Paskalyalarda Müslüman olmayan arkadaşlarımızı ziyaret edip günlerini kutladık. Bayram ve Ramazanlarda Müslüman kardeşlerimizin sofralarına konuk olduk. Farklılıkların da bir arada rahatlıkla yaşayabileceğinin fotoğrafını çekmek için yoğun bir çaba içinde olduk. 2007 yılında dönemin sayın Başbakanı ve Sayın Papa’ya, mektup göndererek Müslümanlar ve Hristiyanların Noeli birlikte kutlamalarını sağlayacak bir çağrıda bulunmalarını istediğim. Böylece dünya barışına da kucak açmış olurduk. Maalesef bu konuda bir cevap almadık, ama bu konudaki arayışımız hiç bitmedi" diye belirtti. 

Sohram4

‘BUTİKTEN İHTİYAÇ SAHİPLERİ YARARLANABİLİR’

Dernek binalarında mütevazi bir butik kurduklarını da söyleyen Binbay, "Dernek binamızda mütevazi bir butik açtık. İnsanlarımızın kullanmadıkları ya da dışarıdan alıp bize getirmek istedikleri giyim malzemelerini topluyoruz. Tabi sadece giyim değil, her türlü kullanılabilir eşyayı kabul ediyoruz. Bu butiğimizden, ihtiyaç sahibi olan ve bunu bize ileten herkes yararlanabilir. Herkesin vicdanıyla hareket ettiğini hesaba katarak, kimseden bir belge ya da kurumsal bir teyit istemiyoruz. Derneğimizdeki tüm hizmetler ücretsiz olmakla birlikte, yardım amacının dışında hiçbir hediyeyi de kabul etmiyoruz. Bunun yanında derneğimizde oluşturduğumuz sınıflarda, ihtiyaç sahibi çocuk ve genç arkadaşlara resim, matematik ve imkanlar ölçüsünde başka konularda de ders veriyoruz" dedi. 

Sohram5

'DEPREMDE YARALARI SARMAK İÇİN ÇALIŞTIK'

Savaş kadar etkili olan depremler sonrasında, ciddi bir psiko-terapiye ihtiyaç olduğunu söyleyen Binbay, "Malumunuz 2 yıl önce Diyarbakır’ın da etkilendiği bir deprem yaşadık. Depreme de kayıtsız kalmamaya gayret gösterdik ve bu anlamda çeşitli etkinlikler yaptık. Depremin ilk saatlerinde yönetim kurulumuzu topladık ve hızla neler yapabileceğimizi karara bağladık. Depremle alakalı çalışan tüm kurum ve kuruluşlarla irtibat haline geçtik. Sonrasında bütçemizi kontrol ederek son kuruşumuza kadar depremzedelerin özel gereksinimlerini tedarik etmeleri için alışveriş kartı, battaniye ve ısınma malzemeleri topladık. Ve ihtiyaç sahiplerine acilen ulaştırma çabasına girdik. Diyarbakır’da Keldani Kilisesi ile irtibata geçip kilisenin de camiler gibi barınma merkezi haline getirme teklifinde bulunduk ve kabul gördü. Deprem boyunca ve imkanlarımız ölçüsünde bine yakın alışveriş kartı, yüzlerce battaniye ve ısınma aracı dağıttık. Ayrıca hemen psiko-terapi hizmetine başladık. Savaşlar çok büyük bir travma olmakla birlikte depremler de ikinci sırada gelmektedir. İnsanların o korku ve kaygıyı üzerlerinden atmaları oldukça zaman alıyor. Depremi yaşayanlar uzun süre sallandıklarını hissederler. Dernek olarak sürekli uzman bir psikoloğumuz var.  Deprem döneminde yetmeyebilir düşüncesiyle artı bir psikolog daha alarak ve çağrımızı da yaparak psiko-terapi hizmetine başladık. Deprem döneminde 300’e yakın insanımıza psiko-terapi hizmeti verdik" bilgisini paylaştı.

Muhabir: Mehmet Rumet SOYLU