TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Diyarbakır'da yaşanan sorunları dile getirdi.

Özellikle otoban, hızlı tren ve raylı sistemle ilgili Ulaştırma Bakanlığı’nın bütçesinde Diyarbakır’ın yer almadığına dikkat çeken Tanrıkulu Fırat’ın doğusuna yatırım yapılmadığına vurgu yaptı.

Amedspor, DEDAŞ, ekonomi ve deprem sonrası ortaya çıkan sorunları da aktaran Tanrıkulu’nun açıklaması şu şekilde:

“Türkiye, içinden bulunduğumuz coğrafya çok önemli gelişmelerden ve kritik süreçlerden geçiyor. Parlamentonun da özel bir gündemi var: Bütçe, kendisine yüklenen en önemli görev yerine getiriyor. Ve genel kurulda 2025 bütçesi görüşülüyor. Ben de Diyarbakır Milletvekili olarak hem seçildiğim kente hem beni seçen yurttaşlarımıza, seçmenlerimize olan sorumluluğumuz ve görevimi bu süreçte yerine getirmeye çalışıyorum. Bütçeyle ilgili Diyarbakır'a, kentimize ayrılan bütçe ve yatırımlar konusundaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle şunu ifade edeyim. Diyarbakır çok önemli bir kent, tarihi bir kent, nüfus bakımından Türkiye'de en önde gelen kentlerden bir tanesi. Bir kimlik kenti, bir kültür kenti ta Cumhuriyet'ten bu yana, hatta Osmanlı'dan bu yana. Sonuçta bir merkez olmuş bir kent. Ama gelişmişliğine, kimliğine, kültürüne, tarihine uygun bir biçimde bütçeden maalesef pay alamıyor ve gelişmişlik durumuna göre de maalesef bu iktidar tarafından özellikle de geri bir durumda bırakılmak isteniyor.

Çok önemli yatırımlardan pay almış değil. Dün Ulaştırma Bakanlığının bütçesi vardı. Ulaştırma Bakanı da konuştu. Elinde bir haritayla Türkiye'nin hızlı tren ağını gösterdi. O hızlı trenin geçmediği ağ sadece Diyarbakır’ın da içinde olduğu Güneydoğu illeri. Sadece o tarafa bir hat yok! Türkiye'nin batısında, Sivas'tan ötesine var. Ama Sivas'tan aşağısına, Cumhurbaşkanı'nın değindiği deyimle Fırat'ın öte tarafına maalesef hızlı trenle ilgili olarak herhangi bir yatırımdan söz etmedi. Diyarbakır'ın içinde bulunduğu merkez sonuçta en önemli, nüfusun barındırdığı bir bölge. Dolayısıyla bu hızlı tren yatırımının bir an önce Sivas'tan başlayarak Malatya'ya, Elazığ'a ve Diyarbakır'a ulaşması lazım. Buna ilişkin ne bu yılın bütçesinde ne de önümüzdeki 5 yılın bütçesinde herhangi bir pay var ayrılmadığını görüyoruz. Bu konuda ısrarcı olacağımızı da ifade edeyim. 

Yine önemli bir kalem olan otobanla ilgili gelişmeyi de buradan paylaşmak istiyorum. Diyarbakır'ın gündeminde sürekli otoban var. Otoban Urfa'ya kadar geldi ama Urfa'dan sonra ne Habur'a giden hat üzerinde bir yatırım planı var ne de Urfa'yla Diyarbakır arasındaki bir yatırımla ilgili bir gelişme var. En son sorduğum bir soru önergesine 2034 diye bir yanı verilmişti. Yani bundan on yıl sonrasına bir başlangıç olarak ifade edilmişti bütçe bakımından. Bunun bizim de girişimlerimiz sonucunda Diyarbakır Milletvekillerinin girişimleri sonucunda 2027'ye alındığı konusunda bir bilgi var ama 2027'e daha 3 yıl var. Dolayısıyla bu otoban yatırımının da bir an önce projelendirilmesi ve planlanması noktasında bir adım atılması lazımdı ancak 2025 bütçesinde buna ilişkin olarak da bütün baskılarımıza rağmen bir adım atılmış değil.

Diyarbakır'da çok ciddi bir biçimde şehir içi ulaşım meselesi var. Diyarbakırlıların tümü bundan şikayetçiler. Bizler şikayetçiyiz. Çok yoğun bir trafik akışı var Diyarbakır'da ve buna uygun yatırımlar maalesef yapılmıyor. Oysa biliyoruz ki, 2025'ten önce Cumhurbaşkanlığı tarafından ayrılan bir bütçe vardı. 917 milyon bir bütçe ayrılmıştı Diyarbakır'daki raylı sisteme. Ki bu raylı sistem Diyarbakır Dağkapı'dan Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kadar 14 kilometrelik bir hattı kapsıyordu. 25 dakikada Diyarbakır merkezinden o hat üzerinde gidilebilecekti ki, orada bir hazır ray hattı da var, tren hattı da var. Bu kullanılacaktı ama buna ilişkin bir hat da yapılmadı. İşte kayyum belediyeciliği 8 yıl boyunca buna ilişkin bir araştırmayı, bir projelendirmeyi yapmadı. Ve merkezi bütçeden de sonuçta buraya ayrılan bir pay yok. Ve Diyarbakır’ın  yerel yönetimi bütçesiyle de bunun yapılması mümkün değil. Bu konuda da 2025 bütçesine ayrılan bir payın olmadığını görüyoruz.

Yine tarım ve sulama bakımından da sonuçta Silvan, GAP bir bölgesel kalkınma projesiydi. En önemli ayağı da enerjiyle birlikte tarım ve sulamaya ilişkini ağlardı. Eğer Silvan Barajı tamamlansa sulama ile beraber 305 bin kişiye yeni istihdam sağlayacak ve bütçeye, Diyarbakır'ın ve çevre ililerin bütçesine yaklaşık 2 milyarlık bir katkı sağlayacak kısa zamanda. Ancak buna da yeterli bir bütçenin ayrılmadığını görüyoruz. Bunun nedeni şu: Sonuçta Diyarbakır'da tarımsal sulama büyük oranda yüzde 70 oranda enerjiye bağımlı. Türkiye'de enerjiye bağımlı tarımsal sulamanın yüzde 50'i Diyarbakır ve 6 ilde yapılıyor. DEDAŞ burada parlamentoda, hükümet üzerinde yaptığı lobiyle bu kaynağından vazgeçmek istemiyor. Dolayısıyla buraya, sulanma kanallarına bütçe ayrılmasını da yaptığı lobi çalışmalarıyla engellemeye çalışıyor. Bu nedenle de enerjiyle ilgili hatlar ve barajlar %90 oranında tamamlanmış olmasına rağmen sulanmayla ilgili alanlar ve yatırımlar maalesef tamamlanmış değil. Yüzde 20 oranda, yüzde 25 oranda bile tamamlanmış değil. Bunca yıllık zamana rağmen.

DEDAŞ'ın elektrik hatlarının yenilenmesi lazım. Geçen yıl Diyarbakır'da, Mardin'de çok bu enerji hatlarının eskiliğinden kaynaklı, yenilenmemesinden kaynaklı bir facia yaşandı ve yurttaşlarımız feci bir şekilde yaşamını yitirdi. DEDAŞ'ın kendi bütçesiyle enerji hatlarının yenilenmesine dönük yatırım yapması lazım. Buna ilişkin bir gelişmenin de olmadığını görüyoruz.

Organize sanayinin altyapısının yenilenmesi lazım. Diyarbakır'da iki karma organize sanayi, tekstil organize sanayi ve Karacadağ tarıma dayalı bir organize sanayi var. Altyapı yetersizliği var bütün bu organize sanayide. Tekstille ilgili çok ciddi sorunlar var. Hem Diyarbakır'da hem Türkiye'de. Teksil sektörünün Diyarbakır'dan, bölgeden, Türkiye'den, Mısır'a ve başka ülkelere gittiği konusunda bilgilerimiz var. Yatırımcıların bu konuda şikayeti var. Bu konuyla ilgili olarak ta herhangi bir gelişmenin yaşanmadığını biliyoruz.

Eğitimle ilgili olarak, taşımalı eğitimle ilgili olarak bu sorunları burada gündeme getirmiştim. Yoksulluktan kaynaklı Diyarbakır'da birçok öğrencinin okuldan ayrıldığını, ilköğretim seviyesindeki öğrencilerin okuldan ayrıldığını, okula gidemediğini biliyoruz ve buna iliskin olarak bir tedbirin alınmadığı konusunda tespitlerimiz var.

Diyarbakır'da depremden kaynaklı yıkılan tek okul var. Cemil Özgür Ortaokulu. Bu okulla ilgili olarak depremden itibaren iki yıl geçmesine rağmen herhangi bir yatırım yapılmadığı, bir projelendirme yapılmadığı halen öğrencilerin Diyarbakır gibi bir büyük kentte konteynerde ders alıyorlar, okula gitmek zorunda kalıyor ki, bu okul üniversitenin içerisindeki arazi içerisinde çok rahatlıkla bir projelendirme yapılabilirdi ama maalesef bu okulun yeniden yerinde yapılması konusunda da bir proje çalışması maalesef yok. 

Spor! Amedspor hepimizin gururu ve takımımız bizim. Ve bir sahamız var Diyarbakır'da Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı. Ama bu sahayla ilgili olarak geçen yıl sezon sonundan itibaren yapılan çalışma maalesef bir faciaya dönüştü. O zamandan bu zamana maalesef Diyarbakır'ın futbol sahası, futbol oynadığı saha maalesef düzelmedi. Bu yatırımın Diyarbakır'a ve Bu yatırımın Diyarbakır'a ve Amedspor'a bir tuzak olduğunu ben burada ifade etmiştim. Bu hafta sonu yapılan maçta da çok çarpıcı bir biçimde sahanın nasıl berbat olduğunu ve futbolu oynamaya elverişli hale getirilmediğini gördük. Dolayısıyla bu işlemi yapan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, sorumlular kimlerse, bu ihaleyi üstlenen ve bu şekilde berbat bir biçimde sahayı bu hale getiren yüklenici firma ile ilgili olarak ta gerekli işlemlerin yapılması gereğini bir kez daha buradan Parlamentoda ifade ediyorum. 

Toki'yle ilgili kötü gelişmeler var. Yapımı devam eden deprem konutları var. Ama Oğlaklı Kırsal Merkezine yapılan ve teslim edilen, bir kısmı teslim edilen konutlarla ilgili o çok ciddi su meselesi var. Bu su meselesi henüz çözülmedi, bu su meselesinin DSİ tarafından çözülmesi lazım. Yurttaşlarımızın günlerce susuz kaldığı bir ortam yaşandı. Bu konutlarda ve hala giderilmiş değil. Bunun da bir an önce gerçekleşmesi lazım.

Kent içi trafik sorunuyla ilgili olarak ta dün Ulaştırma Bakanıyla bizzat görüştüm. Silvan Yolu, Urfa Yolu, Seyrantepe Kavşağıyla ilgili olarak yeni düzenlemelerin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından planlanması ve yapılması lazım. Bütün bunları parlamentoda, bütçede, komisyonlarda dile getirmeye çalıştım. Burada da bir kez daha bütçe görüşülürken Diyarbakır'ın bu bütçeden yeterli pay almadığını, altyapı yatırımları konusunda, büyük projeler konusunda bir pay ayrılmadığını bir kez daha kamuoyuyla, Diyarbakır kamuoyuyla, kent kamuoyuyla, parlamentodan paylaşıyorum. Bunların takipçisi olmaya devam edeceğim.”

Kaynak: HABER MERKEZİ