Veli BALTACI
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde nedeniyle TBMM Başkanlığı’na önerge sundu. Önergesinde Türkiye'de kesin olmayan verilere göre yaklaşık 12-14 milyon arası engelli vatandaşın yaşadığını ifade eden Tanrıkulu, 729 bin 821 kişiye aylık bin 594 TL engelli maaşı verildiğini hatırlattı. Bu tutarın insanlık onuruna yakışmadığını ifade eden Tanrıkulu, önergesinde şunları belirtti:
“Engelli aylığı bağlama şartı olarak engelli kişinin ailesinin gelir durumu kriteri uygulamasından vazgeçilerek, engelli aylıklarının temel insan hakları gözetilerek en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerekmektedir.
Ayrıca bir diğer husus ise, evde engelli kişi ya da kişilerin bakımını çoğu kez anneler üstlenmektedir. Bir anne günlük belli saatler aralığında değil, 24 saat bakım vermekte ancak 2023 yılı itibariyle evde bakım veren anneye sadece 5098 lira bakım aylığı ödenmektedir.
1997 yılında çıkan 572 sayılı KHK ile başlayan ve 2005 yılında çıkan 5378 sayılı yasada bulunan erişilebilirlikle ilgili 'tüm yaşam alanlarının engellilerinin erişebilirliğinin sağlanması için planlama, tasarım, inşaat, imalat, ruhsatlandırma ve denetleme süreçlerinde erişilebilirlik standartlarına uygunluk sağlanır. Özel ve kamu toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun olması zorunludur. Bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin engelliler için erişilebilir olması sağlanır.' hükmü 26 yıldır büyük ölçüde yerine getirilmemiştir. AKP Hükümetleri bu konuda sürekli erteleme yoluna giderek, en son 5 Temmuz 2022 tarihli torba yasaya ilgili yasadaki 4 rakamı yerine 8 rakamı yazılarak 4 yıl daha sürüncemde kalması sağlanmıştır.
Tüm yaşam alanlarının engelli vatandaşlarımızın erişimine uygun hale getirilmesi için gerekli çalışmalar ivedi tamamlanmalıdır.
Engelli kişilerin hayatların kolaylaştıracak ortez, protez, tekerlekli sandalye, işitme cihazları ve diğer tıbbi cihazlar ÖTV ve KDV'den muaftır. Engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırma amaçlı aldıkları diğer motorlu araçlar da KDV'den muaf tutulmalıdır. Bunların temininde sabit kur uygulamasından vazgeçilmelidir.
Türkiye'de ilkokuldan yüksek öğrenime kadar toplumsal bir gerçeklik olan engelliliğin yadsındığı ya da ihmal edildiği görülmektedir. Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinin 24. Maddesiyle, Anayasanın 10. ve 42. Maddeleriyle güvence altına alınan eğitim hakkı ülkemizde bütün öğrenciler için özellikle de engelli öğrenciler için büyük ölçüde kağıt üzerinde kalmaktadır. Türkiye yüzde 60 ile AB ülkeleri içinde ilkokuldan sonra engellilerin okul bırakma oranının en yüksek olduğu ülkedir. Zihinsel, işitme, görme, ortopedik ve öğrenme güçlüğü çeken diğer nöro-çeşitli engellilerin eğitim hakları sistematik bir şekilde İhlal edilmektedir. İlköğretim düzeyindeki okula giden öğrenciler içinde özel eğitim kapsamındaki öğrencilerin oranı yüzde 0.3 düzeyindedir. Milli Eğitim Bakanlığı 2022 yılı istatistiklerine göre kaynaştırmada 357 bin 319, özel eğitim okuluna devam eden 60 bin 192, özel eğitim sınıflarında ise 55 bin 175 olmak üzere örgün eğitime devam eden 472 bin 636 engelli öğrenci bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir milyondan fazla öğretmen içerisinde özel eğitim öğretmenleri toplam öğretmenlerin sadece yüzde 1.4nü oluşturmaktadır.
Kreş sürecinden başlanarak üniversite dönemini de kapsayacak şekilde eğitim materyalleri her engel grubuna özgü hazırlanmalıdır.
2022 yılı Temmuz Ayı verilerine göre özel ve kamuda çalışan 140.632 işçi ve 65.662 memur olmak üzere toplam 206.294 engelli vatandaşımız bulunmaktadır. Resmi verilere göre 4.905.015 engelli kişi hiçbir temel yaşamsal hakka sahip değildir. Türkiye'de iş gücüne katılım oranı yüzde 53 iken, engelli vatandaşlarımızın katılım oranı yüzde 22.1dir. Bu oran kadın engellilerde yüzde 12.5 düzeyindedir. 4857 Sayılı Yasanın 30. Maddesinde ifadesini bulan engelli çalıştırma zorunluluğu kotası yüzde 6 olarak düzenlenerek, kamu ve özel sektördeki boş kadrolar derhal doldurulmalıdır.
Engelli vatandaşlarımızın hayata eşit bir şekilde katılması noktasında gerekli tüm düzenlemelerin ivedi olarak yapılarak, yaşadıkları hak ihlallerinin bir an önce son bulması için insan hakları bakımından gerekli tüm yasal düzenlemelerin yapılması ve hayata geçirilmesi amacıyla Anayasanın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 104’üncü ve 105’inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırma açılmasını arz ve teklif ederim.”