Diyarbakır

Türkiye’de sendikalı işçi sayısı azalıyor; 14,5 milyon işçi sendikasız

Merkezi Diyarbakır’da olan Bir Sağlık İş Sendikası Kurucu Genel Başkanı ve Toplu İş Sözleşmesi Uzmanı Cihan Okçu, sendikalaşma oranının yüzde 14,80'e gerilediğini söyledi.

Abone Ol

Merkezi Diyarbakır’da olan Bir Sağlık İş Sendikası Kurucu Genel Başkanı ve Toplu İş Sözleşmesi Uzmanı Cihan Okçu, Türkiye’de işçilerin sendikasızlaşma oranının arttığına dikkat çekti.

Türkiye’de çalışan 16.973.061 işçinin sadece 2.512.033’unun sendikalı olduğuna vurgu yapan Okçu, sendikalaşma oranının bu yılın ikinci yarsında %14,80'e gerilediğini söyleyerek şunları aktardı:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2024 yılına ait Ocak ve Temmuz Ayı işçi sendikaları üyelik istatistiklerini açıklandı. Açıklanan istatistiklerde 2024 yılının ilk yarısında Türkiye’deki sendikalaşma oranı %15,22’deyken ikinci yarsında %14,80'e geriledi.

Türkiye’de çalışan işçi sayısı 16.973.061 olarak açıklandı.

16.973.061 işçiden sadece 2.512.033 sendikalıyken 14.461.028 işçi sendikasız olarak çalışma hayatına devam etmektedir.

Türkiye’de çalışan işçilerin %85,20’si sendikasız.”

İŞTEN ÇIKARILMA KORKUSU ETKİLİ OLUYOR

Sermayenin işçilere psikolojik baskı kurması ve işçiyi işten çıkarmayla tehdit etmesi nedeniyle işçilerin sendikalı olmaktan korktuklarını belirten Okçu, şunları kaydetti:

“Peki, Anayasal hak olan sendikaya üye olma hakkını işçiler neden kullanmıyor?

Ülkemizde sermayenin iş gücüne olan dominant etkisi, sermayenin daha çok kâr etme arzusu bu sonucu doğuran en büyük etmenlerden biri olarak sayılabilir.

Bir işçinin sendikasız olması patronlar için az maliyetli üretim gücü olarak göründüğü, işçinin sendikalı olması durumunda üretim gücündeki maliyetinin artacağı düşünülmektedir.

Patronlar, kârlılık oranını düşürdüğü fikriyle kendi iş yerlerinde işçilerin sendikalaşmasını istemez ve engellemeye çalışır. İşçilerin sendikaya üye olması durumunda, sermaye tarafından psikolojik baskı kurulması ve işçiyi işten çıkarma sonuçları işçilerin sendikalaşması önündeki en büyük engeldir.

Güçlü olan patrona karşı güçsüz işçi sınıfı, bu engellemelere boyun eğmektedir. Sonuç olarak sendikasızlaşma ve güvencesiz çalışma hayatlarına devam etmektedirler.”

YAPTIRIM UYGULANMALI

Örgütlenmenin önündeki bu sorunun nasıl aşılacağına da değinen Okçu şöyle konuştu:

“Sendikanın Toplu İş Sözleşmesi yapmak dışında kendisine üye yaptığı işçiyi, güçlü olan patrona karşı koruma görevini de üstlenmelidir.

Ayrıca Anayasal hakkın kullanılmasının engellemesine karşısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, yasalar yetersiz ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yaptırım ve cezai işlemler için de yargı organlarının gerekli özeni göstermesi sendikasızlaştırmayı önleyecektir.”