Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirildi. Toplantıda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e destek verilirken, son yıllardaki ekonomi politikalarına ise eleştiriler getirildi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, son 10 yılda toplumun fakirleştiğini belirterek, "Enflasyonu kalıcı olarak düşük seviyelere çekmenin uzun ve zor bir süreç olduğunu biliyoruz ve sürecin istikrarla yürütülmesinin önemini vurguluyoruz" dedi.

TURAN: ENFLASYON HASARLARI TELAFİ EDİLMELİ

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan konuşmasında, 2016 sonrası hatalı politikalar sonucu enflasyon performansının kötüleştiğini, son 10 yılda toplumun fakirleştiğini belirterek, "Enflasyon en önemli ekonomik ve sosyal yıkım yaratan sorun. Bu konuda yapılmış olan tüm uyarılara rağmen rasyonel temelin dışına çıkan politikalar yüksek enflasyon olarak ağır bir bedel yarattı. Yüksek enflasyon halkın satın alma gücünü düşürdü, gelir adaletsizliğini artırdı ayrıca, piyasa ahlakını zedeledi. Hem enflasyonla kararlılıkla mücadele edilmesi hem de bu hasarların telafi edilmesi gerekiyor. Yeniden doğru adımları atmaya başladık ama vakit kaybettik" dedi.

Mehmet Şimşek'in bakanlığa gelişiyle makroekonomik istikrar doğrultusunda mesafe alındığını savunan Turan, enflasyonla mücadele sürecini desteklediklerini, enflasyonla mücadelede başarılı olmak için toplumun tüm kesiminde mütabakat olması gerektiğini ifade etti. Turan, "Enflasyonla mücadelenin yükünü başkası üstlensin demeyiz. Vergi yükünün adil dağıtıldığı etkin bir vergi sistemine ulaşılmalı. Para politikası, mali disiplinle güçlendirilmeli" değerlendirmesinde bulundu.

“GÜÇLÜ EKONOMİNİN BİRİNCİ ŞARTI HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ”

TÜSİAD Başkanı Turan, dünyadaki değişimin dört ana başlık altında toplanabileceğini vurgulayarak bunları iklim, demografi, jeopolitik ve teknoloji olarak sıraladı. Turan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Güçlü ve dayanıklı bir ekonomi, toplum ve ülke yaratmak için farklı yapmamız gerekenleri dört ana başlıkta özetleyebilirim:

1- Hukukun üstünlüğü,

2- Eğitim ve liyakat,

3- Teknoloji üretmek ve inovasyon,

4- Verimlilik ve ihracata dayalı ekonomik büyüme modeli.

WJP (World Justice Project) Hukukun Üstünlüğü endeksine göre Türkiye’nin dünyadaki yeri geriliyor. Bu gerileme rekabet gücümüzü zedeliyor. TÜSİAD olarak hep söylediğimiz bir şey var: Güçlü ve dayanıklı kurumlar inşa etmeli, kurumların bağımsızlığını güçlendirmeliyiz. Bunun için de öncelikle güvenilir bir hukuk devleti gerekiyor.

Hukuk devletinde, kurallılık ve belirlilik egemendir. Hukukun üstünlüğü siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamın her alanında öngörülebilirlik sağlar. Öngörülebilirliğin olmadığı, keyfi uygulamalara karşı etkili mekanizmaların işlemediği bir yerde anayasada ve yeminlerde yer alsa dahi, hukukun üstünlüğü kâğıt üzerinde kalır.

Hukukun üstünlüğü, yasama, yürütme ve yargı erklerinin sahip oldukları güçleri kötüye kullanmayı önleyen fren ve denge mekanizmasının dayanağıdır. Şayet bu mekanizma işlemiyorsa güçler arasında anayasada öngörülen kuvvetler ayrılığı ilkesi hayata geçmiyor demektir. Hukuk devleti ilkesi, anayasalara iktidarların keyfi davranışlarını önlemek için konmuştur.

“AYM İLE İLGİLİ TARTIŞMALARI ÜZÜNTÜYLE İZLİYORUZ”

Son zamanlarda Anayasa Mahkemesi ile ilgili tartışmaların gündeme geldiğini üzülerek görüyoruz. Bütün kanunların üzerinde olan Anayasa'nın üstünlüğü ilkesinden asla taviz vermemeliyiz.

Tüm vatandaşlarımızın ve ülkemize yatırım yapmak isteyen yatırımcıların yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına güveni tam olmalıdır."

Kaynak: HABER MERKEZİ