Şeyh Said, 29 Haziran 1925’te Şark İstiklal Mahkemesi tarafından Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda 46 arkadaşı ile beraber idam edildi. Aradan geçen 98 yılda Şeyh Said ve 46 arkadaşının mezar yeri açıklanmadı.
Diyarbakır Barosu’nun Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin tespiti için 2022 yılında Ankara İdare Mahkemesi’nde açtığı dava, "bilgi ve belge olmadığı" gerekçesiyle reddedilmişti. Dr. Sedat Ulugana bir müzayedede ulaştığı Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edildiği ve gömüldüğü yerin krokisini kamuoyu ile paylaştı.
BELGE ÖZEL BİR MÜZAYEDEDE BULUNDU
İdam ve mezar yerini gösterdiği belirtilen krokiye ilişkin Gazete Duvar'dan Duygu Kıt'a konuşan Dr. Sedat Ulugana, Türkiye'nin kendisi için tabu olan sorunları hem yazılı hem de görsel arşiv olarak kapalı tuttuğunu ve bunun bir "devlet geleneği" olduğunu belirtti. Söz konusu belgelerin özellikle Kürt meselesi ve Ermeni meselesine ait olduğunu vurgulayan Ulugana krokinin bulunmasına dair şu bilgiyi verdi:
“Devletin resmi arşivlerinden bir belgeye devletin izni ve rızası olmadan ulaşmak çok zor. Devlet isterse bunu sızdırır ama aksi mümkün değil. Lakin özellikle müzayedeler aracılığıyla eski devlet çalışanlarının aileleri o yıllara ait belgeleri satarlar. Özellikle Kürtlere ait ve Ermenilere ait belgeler çok büyük rakamlarla alıcı bulur. Yoksa devletin arşivinden bir şey bulmak çok zor.”
ŞEYH SAİD’İN SORGUSUNU FİLME ÇEKİYORLAR
Şeyh Said ve arkadaşlarının isyanının bir komplo sonucu gerçekleştiğini ifade eden Ulugana, “Şeyh Said’in sorgusunun video kayıtları var. Bu video kayıtlarını Ankara'ya gönderiyorlar. Bunlar büyük ihtimal Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı (ATASE) arşivindedir. Hükümet meseleyle yüzleşmek isterse bunları açabilir” dedi.
KROKİNİN YERİ İLE GÖMÜLDÜĞÜ YER YAKIN
Şeyh Said’in torunu olan aynı zamanda Komeleya Şêx Seîd Başkanı (Şeyh Said Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği) Kasım Fırat, paylaşılan krokinin yaklaşık olarak bildikleri yeri doğruladığını teyit etti. Fırat şunları paylaştı:
“Bizim bilgilerimiz ve vakıflar eski bölge müdürünün bilgisiyle mezar yeri sırtını kale duvarına verdikten yüz elli metre sonra askeriyeye doğru. Vakıflar eski bölge müdürü zamanında krokiyi görmüş ve yaklaşık aynı şeyi tarif ediyor ama idam edildikleri nokta orası mıdır, net bilemiyorum. Ama kroki yaklaşık olarak doğrudur.”
Bundan sonraki süreci sonuna kadar takip edeceklerini belirten Fırat, “Bir vahşetle karşı karşıyayız. 46 kişiyi yargılamadan haksız yargıyla idam ediyorsan ve 'yerlerini bilmiyorum' diyorsan bu bir akıl tutulmasıdır. Ama biz takip edeceğiz. Şu anda mahkeme istinaftadır. İstinaf reddedince ki muhtemelen de reddedecekler. Biz daha üst mahkemelere taşıyacağız ve yapabileceğimiz her şeyi yapacağız. Onurumuzdur ve onurumuza sahip çıkmayı kendimize ilke edinmişiz. Sonuna kadar götüreceğiz” diye konuştu.
'KROKİ BİZİM İDDİALARIMIZI DOĞRULUYOR'
Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin tespiti için Diyarbakır Barosu 2022 yılında dava açmıştı. Konuya ilişkin Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise, mezar yerinin devletin arşiv kayıtlarında olduğu konusunda herhangi bir şüphelerinin olmadığını vurguladı. Eren dava sürecine ve krokiye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sözde bir yargılamaysa da o dönemde devlet eliyle yapılan bir yargılama neticesinde idam ve infaz işlemi gerçekleştirilmiş. Diyarbakır Barosu olarak Şeyh Said Derneği ile birlikte konuya ilişkin dava açılmıştı. İlgili bakanlıklar kendi arşiv kayıtlarında buna ilişkin bir bilginin olmadığını mahkemeye ilettiler. Bu aşama mezar yerinin öğrenilmesinin ya da açıklanmasının hala istenilmediği yönünde bir devlet aklının olduğunu bize gösteriyor. Nihayetinde söz konusu belge de aslında bizim söylediğimiz ya da dile getirdiğimiz iddiaları doğrular mahiyette. Açtığımız dava şu anda istinaf aşamasında. Tabii ki bu belgenin orijinali ya da bu belgenin bir suretine ulaşıp mahkeme dosyasına ibrazı halinde mahkeme seyrine etki edeceği kanaatindeyiz.”