ÖZEL HABER- Mehmet Mucahit CEYLAN/Güneş OCAĞA
Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, Abdullah Öcalan’ın örgüte silah bırakma ve kendini feshetme çağrısının tarihi bir adım olduğunu belirterek, bu açıklamanın Kürt meselesinde silahsızlanma sürecinin önemli bir aşamaya geçtiğini ifade etti. Coşkun, örgütün bu çağrıya hızla karşılık vererek ateşkes ilan ettiğini ve bu gelişmenin Türkiye’deki Kürt meselesinin çözümünde yeni bir safhaya geçildiğini de sözlerine ekledi.
“HÜKÜMET GEREKLİ HUKUKİ VE SOSYAL TEDBİRLERİ ALMALI”
PKK'nin fesih kararı sonrası gerekli hukuki tedbirlerin de alınması gerektiğine vurgu yapan Coşkun, şunları ifade etti:
"Öcalan'ın çağrısı tarihi bir çağrıydı. Kurucusu olduğu örgütün kendisini fes etmesini söyledi. Son derece net bir ifadeydi. PKK'nin miadını doldurduğunu ve artık lağvedilmesi gerektiğini söyledi. Öcalan'ın herhangi bir konuda endişesi olsaydı böyle bir açıklama yapmazdı. Dolayısıyla PKK ve Öcalan arasında mutabakat olduğunu söylemek mümkün. Bunun bir gereği olarak PKK çok kısa bir sürede tavır aldı. Öcalan'ın metninin içeriğine de katıldığını ifade etti ve bunun gereğini yerine getirmek için de ilk adım olarak ateşkes ilan etti. Dolayısıyla Türkiye'de Kürt meselesinin silahtan arındırılması için son derece önemli bir eşiğe geçildi. Zaten hükümet kanadından gelen yorumlar da bu yönde. Onlar da artık Kürt meselesinde yeni bir safhaya geçildiğini ifade ediyorlar. Bundan sonraki süreçte olması gereken PKK'nin kongresini toplayıp fesih kararını ilan etmesi ve hükümetin de buna paralel olarak silahsızlanmanın sona erdirilmesi için gerekli hukuki ve sosyal tedbirleri almasıdır."
“BU SÜREÇTE SÜRENİN KULLANIMI KONUSUNDA HASSASİYETLE HAREKET EDİLİYOR”
Sürecin hızlı ilerleyeceğine dikkat çeken Çoşkun, şöyle konuştu: "PKK'nin kongresini yapması ve feshini gerçekleştirmesi çok uzun bir süre almayacaktır. Geçen çözüm sürecinden farklı olarak bu süreçte sürenin kullanımı konusunda hassasiyetle hareket ediliyor. Çünkü süreç uzadıkça hem içte hem de dışta üzücü etkenler devreye girecek. Provokatif eylemler gerçekleşecek ve süreç akamete uğrayabilir. Bu nedenle mümkün olan en kısa sürede içerisinde bu sürecin bitirilmesi ile ilgili bir iradenin olması.
“PKK KADROLARININ HUKUKİ DURUMLARINA İLİŞKİN DÜZENLEMELERİN YAPILMASI GEREKİR”
Buna mukabil olarak PKK'nin bu kararının ertesinde devlet tarafından da gereğinin yerine getirilmesi gerekiyor. PKK'nin kadrosu, mensupları, PKK davasında ceza almış olanlar ve bu nedenle şu an sürgünde bulunanlar çok geniş bir kadrodan bahsediyoruz, dolayısıyla bunun hukuki durumlarına ilişkin düzenlemelerin yapılması gerekir. En son Özgür Özel'in de yapmış olduğu açıklamada devletin bu konuda hazırlıkları var. Hukuki bir paketin açılması söz konusu. Onlara dair ilk adımların atılması gerekiyor.
“GÜVEN ARTIRICI ADIMLARIN ATILMASI LAZIM, DEMİRTAŞ'IN SERBEST BIRAKILMASI GİBİ”
Bu sürecin başarılı bir şekilde sonuçlanması ve toplum nezdinde daha fazla güven uyandırabilmesi için, bir takım güven artırıcı adımların atılması lazım. Örneğin artık bir kayyum uygulamasının olmaması veya hukuki kararların gereğinin yerine getirilmesi. Yani Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması gibi adımlar atılırsa sürece olan inanç daha bir artar."
“TEK BAŞINA SİLAHIN ORTADAN KALDIRILMASIYLA TÜRKİYE'DEKİ KÜRT MESELESİ ORTADAN KALKMAZ”
Türkiye'de siyasal anlamda ciddi sorunların olduğunu belirten Coşkun, "Özellikle 2016 yıllarından beri önce HDP şimdi DEM Parti'ye muazzam bir kıskaç var. Türkiye'de siyasetin yolu açık ve siyasetle katledilebilecek mesafeler halen var. Dolayısıyla silah gölgesinin ortadan kaldırılmasıyla birlikte siyasal anlamda çok daha ciddi bir mücadele verilmesini kendisiyle beraber getirecek. Kürt meselesinde önemli paramiliterlerden biri silahtır. Silahın devreden çıkarılması Kürt meselesinde yeni bir safhaya geçtiğimizi belirtir. Ama tek başına silahın ortadan kaldırılmasıyla Türkiye'deki Kürt meselesi ortadan kalkmaz, çünkü Kürtlerin yasal anlamda talepleri halen var. Örneğin kültürel haklar, eşit vatandaşlıkla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması ve yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi gibi talepler yerli yerinde duruyor. Dolayısıyla bu talepler artık siyaset yoluyla deklere edilecek. Siyaset yoluyla bunun mücadelesi verilecek" diye konuştu.