Van, Türkiye'nin birçok şehrinde sıkça rastlanan kaldırım işgali ve trafik sorunuyla boğuşmaya devam ediyor. Yıllardır çözülemeyen ve son zamanlarda daha da derinleşen bu sorun, şehirdeki günlük yaşamı olumsuz etkiliyor.

Kaldırım işgali, çeşitli işletmelerin kaldırımları işgal etmesiyle ortaya çıkıyor. Kahvehaneler, büfeler, mobilya mağazaları, beyaz eşya mağazaları, lokantalar, kafeler, seyyar satıcılar ve daha birçok işletme, kaldırımları yayaların geçişini zorlaştıracak şekilde işgal ediyor. Bu durum, yayaların kaldırım yerine yolun ortasından yürümek zorunda kalmasına neden oluyor, bu da trafikte tehlikeli durumların ortaya çıkmasına yol açıyor.

Trafik sorunu ise Van'ın şehir merkezinde en çok karşılaşılan problemlerden biri. Yer yer kaldırımın üzerine park edilen araçlar, zaten dar olan yolların daha da sıkışmasına sebep oluyor. Bu durum, sürücülerin ve yayaların günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor ve trafik kazalarına yol açabilecek potansiyel riskler oluşturuyor.

Van Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri, kaldırım işgali yapan işletmelere karşı zaman zaman müdahale edildiğini duyuruyor. Ancak, bu sorunun hala çözüme kavuşturulamadığı bir gerçek.

Bu işletmelerin kaldırım işgali konusundaki tutumları ve yasal düzenlemelere uymama eğilimleri hem yayaların güvenliğini tehlikeye atıyor hem de şehirde görüntü kirliliğine neden oluyor.

Van'da ve Türkiye'nin birçok şehrinde yaşanan bu sorunun temel nedenlerinden birinin, yeterli ve düzenli denetleme yapılmaması olarak düşünülüyor.

Nitekim görüştüğümüz bir Vanlı, kaldırımı işgal eden bir esnafı uyardığında, “Git nereye şikâyet edersen et” şeklinde karşılık aldığını söylüyor.

Yayalar kadar araç sürücüleri de bu durumdan şikayetçi. Cumhuriyet, Maraş, İkinisan, Sıhke, İskele, Milli Egemenlik, Zübeyde Hanım ve Mareşal Fevzi Çakmak caddeleri arasında sıkışık bir yapılaşmaya sahip olan Van’da, dar yolların arasında ilerlemeye çalışan sürücüler, bazen saatlerce aynı caddede sıkışıp kalıyor. Bunun üzerine yaya yoğunluğu da eklendiğinde trafik bu kez tamamen içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Kabahatler Kanunu'nun 38. maddesinin 1. fıkrası, kaldırım işgaline karşı açık ve yazılı izin olmaksızın işgal eden kişilere para cezası verilmesini öngörüyor.

Duvar’dan Kadir Cesur’a konuşan Avukat Orhan Aydoğmuş, bu cezaların işletmeler için caydırıcı olmadığını ve sorunun çözümüne katkı sağlamadığını söyledi.

Aydoğmuş, kaldırım işgali meselesini sadece bir kabahat olarak değil, aynı zamanda bir insan hakkı ihlali olarak ele alması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Kaldırımların asıl amacı, yayaların kullanımı içindir ve bu alanların işgal edilmesi, engellilerden bebek arabası kullanan anne ve babalara kadar birçok kişinin günlük yaşamını zorlaştırmaktadır. Sigara dumanı ve kahvehane tabureleri arasında yürümek, insanların temel haklarını ihlal etmekle eşdeğerdir.”