Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte tatilde fit görünmek isteyen vatandaşlar kilo vermek için çeşitli diyetler uyguluyor. Uzmanlar, kişilerin hızlı kilo vermek amacıyla sosyal medyadan gördükleri ya da çevrelerinden duydukları programları bir hekime danışmadan uygulamaması gerektiği konusunda uyarıyor. Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nden Diyetisyen Dr. Volkan Çiçeklidağ da şok diyet olarak ifade edilen uygulamalar ve sağlığı tehlikeye atacak yöntemlerin tehlikesine dikkat çekti. Sağlıklı diyet programlarına uyulması gerektiğini belirten Çiçeklidağ, özellikle kronik rahatsızlığı bulunan kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini anlattı.
“Ciddi hayati riskler doğurabiliyor"
Yaz aylarında daha fit görünmek için kişilerin sağlıksız kilo verme yollarına başvurabildiğini ve bunun hayati tehlike oluşturduğunu anlatan Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nden Diyetisyen Dr. Volkan Çiçeklidağ, “Yaz aylarına girdiğimiz zaman insanlar biraz daha forma girme, hızlı kilo verme noktasında onaylamadığımız durumlar içerisine girebiliyorlar. Şok diyetler olarak adlandırılan çok düşük kalorili beslenme modelleri, bunlar sakıncalı durumlar, bir uzman tarafından takip edilmeyen, denetlenmeyen uygulamaları biz kesinlikle önermiyoruz. Çünkü ciddi hayati riskler doğurabiliyor özellikle kronik rahatsızlığı olan bireylerde çok çok daha tehlikeli haller ortaya çıkabiliyor. Kilo vereceğiz diye sağlığımızı kaybetmemeliyiz, buna dikkat etmek zorundayız. Bu bilincin oluşması gerekiyor. Bir arkadaşımızın yaptığını biz de uygulayabiliriz algısına kapılabiliyor insanlar ama öyle değil. Her bireyin biyokimyasal bulguları neticesinde kan değerleri, hormonları eşit düzeyde olmadığı için beslenmenin de her bir bireye özel değerlendirilerek oluşturulması lazım. Sosyal medyada şu kadar gün şu diyeti uyguladım, 5-10 kilo verdim gibi açıklamalarda bulunabiliyorlar. Onda göstermediği yan etkileri, uygulayan başka bireyde gösterebilir. Herkesin uyguladığı diyet herkeste aynı etki oluşturmaz. Kesinlikle gebeler, bebekleri emzirme döneminde olan kadınlar, kronik rahatsızlığı olan bireyler diyabet, hipertansif veya düşük tansiyon seyreden kişiler, böbrek rahatsızlığı olan kişilerin uygulamasını kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Her kilo veremeyen bireyde de bariatrik bir operasyona bir yönlendirme veya kişilerin direkt olarak ‘ben mide operasyonu geçireyim, kilo vereyim’ algısına girmemeli, çok doğru bir yaklaşım değil zaten onaylamıyoruz. Buna karar verecek olan sağlık ekibidir, kişinin kararına bırakılmamalı” dedi.
“Detoks yaparsak kilo veririz ve almayız' gibi bir algı var”
Zayıflattığı iddiasıyla satılan ürünlere karşı vatandaşların bilinçli davranması gerektiğini söyleyen Dr. Çiçeklidağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı ürünler var zayıflama çayı adı altında sayılan, satılan veya form çayı dedikleri, bitkisel karışım adı altında kullandıkları ürünler, kimisi sentetik ürünler oluyor, kimisi gerçekten bitkisel oluyor. Benim bir hastam mesela bunu uyguladı. Hiç tansiyon durumunu değerlendirmeden ki hipertansiyon söz konusuydu hastamızda bir form çayı tüketimi yaptı. Bir anda bir gece acile koşa koşa zor yetiştirdiler, bu konunun ciddi tehlikesi var. Öğreniyoruz ki bir arkadaşı zayıflama çayı kullanmış, kullandığı zaman faydalı olacağı kanaati oluşmuş. Mutlaka ama mutlaka uzmana danışmadan, göstermeden kullanmamalıyız. Önereceğimiz şey; özellikle bol sıvı tüketimidir, vücut daha hızlı ödem atar. Daha çok bitkisel bir beslenme modeli önerebiliriz. Karışımlar detoks adı altında yapılıyor sanki olağanüstü bir şey, biz detoks yaparsak kilo veririz ve almayız gibi bir algı var. Tabi ki beslenme modelinin içinde uygulanabilir, yer alabilir ara öğün olarak belki tercih edilebilir ama tek başına detoks, sadece sıvıyla besleneyim o doğru olmaz. Ancak birbirini tamamlayacak şekilde ayarlayabiliriz. Günde 10 bin adım tavsiye ederiz, 6 kilometrelik bir yürüyüşten bahsediyoruz. Aşağı indim, markete gittim değil de kendine 40-45 dakika mümkünse yeşillik bir yürüyüş parkurunun bulunduğu yerde hafif tempolu bir yürüyüş en azından yapılmalı." (İHA)