ÖZEL HABER - Jan BELEK
İşkence ve kötü muamele ile anılan Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde restorasyon çalışmaları sürüyor. Bağlar İlçesi’nde 1972 yılında yapımına başlanan Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi, 4 Temmuz 1980'de açıldı. 12 Eylül 1980 sonrası askeri yönetime devredilerek ‘Sıkıyönetim Askeri Cezaevi’ olarak kullanılan cezaevinin adı, 12 Eylül askeri darbesinden sonra kötü muamele ve işkencelerle anıldı. 42 yıl boyunca kullanılan ve 1981-84 yılları arasında ağır işkenceler sonucu, 37’den fazla kişinin hayatını kaybettiği olaylar ile gündeme gelen, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nin müzeye dönüştürülmesine yönelik çalışmalar, tüm hızıyla sürüyor.
İŞKENCE MERKEZİ, ANI MÜZESİ’NE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR
49 bin 200 metrekarelik alan üzerine kurulu cezaevinde, restorasyon çalışması başlatıldı. Restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra, Diyarbakır E Tipi Cezaevi yerleşkesi, yalnızca bir Anı Müzesi olarak değil, aynı zamanda çeşitli kültürel ve sanatsal etkinliklerin düzenleneceği bir alan olarak da hizmet verecek. Projede, Anı Müzesi’nin yanı sıra kütüphaneler, eğitim atölyeleri, geçici sergi alanları, çok amaçlı salon ve arkeolojik sergi alanı da yer alıyor. Ayrıca, açık hava etkinlik alanları, yeşil alan düzenlemeleri ve otopark yapılması planlanıyor.
78’LİLERDEN PROJEYE ELEŞTİRİ
Yürütülen restorasyon çalışmaları ile ilgili konuşan 78’liler Derneği Diyarbakır Şubesi önceki dönem Eş Başkanı ve 5 Nolu Cezaevi mağduru Hüseyin Barış, cezaevinde başlatılan restorasyon çalışmalarının beklentilerinin yüzde birini bile karşılamadığını söyledi.
Şuan uygulamaya konulan Anı Müzesi çalışmalarına karşı olduklarını ifade eden Barış, “Diyarbakır 5 Nolu E Tipi Cezaevi’nin bir karış toprağından tutun, tabanından tavanına, duvarlarında binlerce anı var. 5 bloktan oluşan cezaevinin sadece 1 bloğunun müze olarak kullanılacağını söylüyorlar. Peki geri kalan diğer blokların her koğuşunda, her koridorunda, her merdiveninde, merdiven altlarında insanların sabahlara kadar işkence altında kaldığı, banyo, banyo koridorlarında ve spor salonlarında yaşamalarını yitiren insanlar, bunların durumu ne olacak? O cezaevinin her bir köşesinde ayrı ayrı işkence yerleri var. Siz 4 bloğu sileceksiniz sadece bir bloğu müze yapacaksınız. O yüzden şuan uygulamaya konulan anı müzesi çalışmalarına karşıyız” dedi.
“5 BLOKTA YAŞANAN İŞKENCE TEK BLOĞA İNDİRGENİYOR”
“Orada yaşatılan işkencelere maruz kalmış biz insanlara danışılmadan nasıl böyle bir çalışma başlatıyorlar anlamış değiliz” diyen Hüseyin Barış, şunları söyledi: “Yaşanan o kötü anıları bizlerden dinlemeden, pratiğe nasıl taşıyacaklar, uygulayacaklar. Yapılan bu çalışma bizim nezdimizde var olan gerçekleri alt üst ederek ortadan kaldırmaya, kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir çalışmadır. Hafıza o dönem yaşanmış olan gerçeği olduğu gibi yerli yerine koymaktır. Biz bu konu ile ilgili daha önce imza kampanyası yaptık, 100 bini aşkın imza toplayarak devlet erkanına sunduk.
Üzerinden binlerce yıl geçse de orada yaşananlar hafızlardan silinemez, bizim gördüğümüz yaşanan o kötü muamelelerin, işkencelerin izinin silinmeye çalışılmasıdır. 5 blokta yaşanan işkenceyi tek bloğa indirgiyorsun. Ağır işkenceye maruz kalmış yüzlerce kişiden hangilerinin acısını siliyorsun, hafızlardan yok etmeye çalışıyorsun. Yapılan çalışmanın eksik olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz ama yetkililerin bize karşı kulakları sağır, gözleri kör olmuş durumda, bizleri dinlemiyorlar.”