Ardında ölümsüz eserler bırakan, sesiyle, sözüyle, besteleriyle her yaştan, her görüşten insanın duygusuna dokunabilen Ahmet Kaya, 23 yıl önce bugün Paris'teki evinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
MÜZİĞE ALTI YAŞINDA BAŞLADI
Ahmet Kaya, 1957 yılında Malatya'da Adıyamanlı Kürt bir babanın ve Malatya Sıtmapınarlı Türk bir annenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Sümerbank dokuma fabrikasında çalışan bir işçiydi. İlkokulu Malatya'da okudu. Müzikle altı yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı.
On altı yaşına geldiğinde yasadışı afiş basması nedeniyle hapse atıldı. Ardından birkaç arkadaşıyla beraber Halk Birimleri Derneği'nin çalışmalarında yer aldı. Bu sırada çeşitli etkinliklerde de bağlama çalmayı sürdürdü. Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılmakta olan bir etkinlikte Ruhi Su ile tanışma fırsatı bulan Kaya, Mahsus Mahal isimli Ruhi Su türküsünü söyledi.
AHMET KAYA'NIN MÜZİK TARZI
İlk albümlerinde genel olarak bağlamaya ağırlıklı olan Ahmet Kaya'nın tarzı pop, halk müziği ve arabesk kategorilerine tam olarak dahil edilemediği için özgün müzik denildi. Kendisi müzik tarzının devrimci arabesk veya protest olarak tanımlanmasına şiddetle çıktı. Sözlerini kendisinin yazdığı bestelerle beraber, Attilâ İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe, Ahmed Arif,Arkadaş Zekai Özger,Ahmet Erhan gibi tanınmış şairlerin şiirlerini de besteleyen Kaya, genellikle şarkılarında toplumsal meselelere yer verdi. Toplam yirmi iki albümünde sadece bir Kürtçe şarkısı (Karwan) vardır ve bir tane de Kürtçe açılış şarkısı var.
HER SÖYLEDİĞİ OLAY OLDU
Türkiye'de her söylediği söz ve şarkısı olay olan Ahmet Kaya hakkında birçok dava açıldı ve kendi deyimiyle emniyetler onun ikinci adresi oldu. Bu baskılara rağmen Kaya, kimliğini hiçbir zaman inkar etmedi ve mücadele etti.
OLAYLI ÖDÜL GECESİ
Birçok albümünün toplatılmasının ve konserlerinin iptal edilmesinin yanı sıra, 10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: “Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği'ne, Cumartesi Anneleri'ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayımlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayımlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum.” dedi. Bunun sözleri üzerine davetliler tepki gösterip, küfür etmeye, çeşitli eşyalar fırlatmaya başladı. MGD görevlileri tarafından kongre salonundan, olağanüstü koşullarda dışarıya çıkartıldı.
Bu olayın hemen sonrasında Ahmet Kaya'nın 1993 yılında Berlin'de Kürt İşadamları Derneği'nin düzenlediği bir gecede verdiği konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet gazetesinde yayınlanması üzerine "PKK'ye yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Haziran 1999'da Türkiye'den ayrıldı. Yargılamaların sonucunda toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Ancak yurt dışında olduğu için hapse girmedi. Daha sonra bu görüntülerin düzmece olduğu belirlendi.
Bu arada Ordu Valiliği Kaya'nın kasetlerinin kentte satılmasını ve bulundurulmasını yasakladı.
AHMET KAYA NASIL VEFAT ETTİ?
Ahmet Kaya'nın ölümü de yaşamı kadar konuşuldu. Ahmet Kaya, 16 Kasım 2000'de Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken, Paris'in Porte de Versailles semtindeki evinde bir gece kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. 57 yaşında ölen Ahmet Kaya'nın naaşı 17 Kasım 2000 yılında 3 binin üzerinde kişinin katıldığı törenle Paris'in Peré Lachaise mezarlığına defnedildi.