Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2011 yılında “En büyük hayalim” diyerek duyurulan “çılgın proje” Kanal İstanbul projesiyle ilgili rezerv alan kararı ve çevre düzeni planı değişikliğine karşı açılan davada, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin talebiyle hazırlanan bilirkişi raporu tamamlandı. Projeyle birlikte Sazlıdere içme suyunun tümüyle iptal olacağı belirtildi. Heyetteki 7 uzman da projenin kamu yararına “uygun olmadığı” yönünde karar verdi.
“ORMANLAR ZARAR GÖRECEK, BARAJ DEVRE DIŞI KALACAK”
Nefes gazetesinin haberine göre; raporda, proje kapsamında Sazlıdere Barajı’nın tamamen kaldırılmasının öngörüldüğü belirtilerek, İstanbul’un önemli içme suyu kaynaklarından birinin devre dışı kalacağı ifade edildi. Uzun vadede yapılacak olan yerleşim yerleri ve altyapı çalışmaları nedeniyle Sazlıdere Barajı’na su sağlayan Şamlar Ormanı’nın ciddi zarar göreceği yapılaşma ve insan faktörünün artmasıyla Terkos Gölü’nün de devre dışı kalacağı belirtildi.
Özellikle Terkos çevresinde yer alan muhafaza ormanlarının 287 hektarlık kısmının proje alanı içinde kaldığı, bu nedenle geri dönüşü olmayan tahribatların yaşanabileceği kaydedildi. Kanal İstanbul’un ÇED raporunda binlerce ağacın kesileceği ve bu ormanların yerine fidanların dikileceği bilgisi hatırlatılarak, “Kesimlerle tahrip olacak ormanın sıcaklığı dengeleme, oksijen üretme temiz tatlı su üretme gibi ormanların fonksiyonunun kalmayacağı” ifade edildi.
"SU DENGESİ BOZULACAK"
Bilirkişi raporunda, İstanbul’un yer aldığı Marmara Havzası’nda kişi başına düşen su miktarının mutlak su kıtlığı sınırında olduğu hatırlatılarak, Kanal İstanbul’un su dengesini daha da bozacağı ifade edildi. Projenin ÇED raporunda öngörülen atık yönetimi, kirlilik önleme gibi planların detaylarının Plan Açıklama Raporu’nda netleştirilmediği ve bu nedenle havanın, suyun ve toprağın kirlenmesinin nasıl önleneceğinin belirsiz olduğu vurgulandı.
Bilirkişi heyeti raporun sonunda, “16 Mart 2021 onay tarihli 1/100.000 ölçekli İstanbul Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı Çevre Düzeni Planı Değişikliği’nin şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı” konusunda görüş birliğine varıldığı yer aldı.
"KÖYLÜLER KADERİNE TERK EDİLECEK"
Raporda, Kanal İstanbul güzergahındaki 4 bin 674 hektarlık Mutlak Tarım Arazisi ile 2 bin 491 hektarlık orman alanının korunmasına yönelik bir strateji geliştirilmediğine işaret edildi. Plan değişikliğinde, kesilecek ormanların yerine fidan dikileceğine dair genel ifadelerin bulunduğu ancak bu yaklaşımın, ormanların işlevlerini geri getiremeyeceği bildirildi. Proje alanının yüzde 43’ünün tarım alanı olduğu burada yaşayan kırsal nüfusun şehre göç etme ihtimalinin çok yüksek olduğu vurgulandı. Köylülerin yerinde tutulabilmesi için planlama yapılmadığı kaydedildi.