İbrahim İnanç Yıldız

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, e-Reçetem Sistemi’ne İngilizce, Almanca, Arapça, Fransızca ve Rusça dillerinin eklediğini duyurmuştu. Sistemde Kürtçe’ye ver verilmemesi ise tepki çekmişti. Açıklama yapan Koca, “e-Reçetem sistemine bu 5 dilin eklenmesine turistler ve yabancı uyruklu hastalar için ihtiyaç duyulmuştur” dedi.

Diyarbakır Barosu ise  ‘Eşitlik İlkesi' ve 'Ayrımcılık Yasağı' çerçevesinde, E-Reçetem sistemine Kürtçe giriş yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığına idari başvuru yaptı.

Diyabakır Barosu Başkanı Nahit Eren adına verilen dilekçede, “Irak’ta, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde resmi dil statüsünde olan ve farklı ülkelerde anadil kapsamında yoğun bir şekilde kullanılan Kürtçe diline de, farklı dillerde e reçetem uygulamasıyla sağlık hizmetine erişimin sağlanması gerekir” denildi. 

“Ayrımcı uygulamanın sonlanması gerekir”

Türkiye’de Kürtlerin varlığı ve Kürtçe dilinin kamusal alanda kullanımına yönelik ayrımcı, yaygın ve sistematik engellemeler ile uygulamaların E Reçetem Sistemine dair alınan kararda da kendini gösterdiği ifade edilen dilekçede, “Dil hakları, oldukça geniş bir kavram olmakla birlikte, kişinin anadilini özel ve kamusal alanda kullanma hakkı olarak tanımlanmaktadır. Türkiye'de Türkçe dışındaki anadillerde konuşan toplumsal grupların kamusal alana katılması sağlanmalıdır. Türkiye’de anadili Kürtçe olan vatandaşların kamusal alanda kullanımı, farklı dillerin aksine yaşadıkları ayrımcı uygulamanın sonlanması gerekir” denildi.

“Ulusal ve uluslararası mevzuatta buna ilişkin düzenlemeler bulunuyor”

Ulusal ve uluslararası mevzuatta da buna ilişkin düzenlemeler bulunduğu belirtilen dilekçede, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10'uncu maddesi; "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir",

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 2'nci maddesi; "Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimaı menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin iş bu Beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir”,

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AIHS) 14'üncü maddesi; "Bu Sözleşme de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır",

Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin (MSHS) 2'nci maddesi; "Bu Sözleşmeye Taraf her Devlet, bu Sözleşmede tanınan hakları ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer bir fikir, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğum veya diğer bir statü gibi herhangi bir nedenle ayrımcılık yapılmaksızın, kendi toprakları üzerinde bulunan ve egemenlik yetkisine tabi olan bütün bireyler için güvence altına almayı ve bu haklara saygı göstermeyi taahhüt eder",

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin (ESKHS) 2'nci maddesinin ikinci paragrafı; "Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, Sözleşmede belirtilen hakların ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka fikir, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum ya da başka bir statü bakımından herhangi bir ayrım gözetilmeksizin uygulanmasını taahhüt ederler",

6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kanunu'nun 3'üncü maddesinin ikinci fıkrası; "Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yas temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır" şeklinde düzenlenmiştir.” denildi.

“e-Reçetem Sistemi’nde Kürtçenin kullanımı sağlanmalıdır”

Dil temelinde ayrımcılık yasağının bireylerin konuştukları, yazdıkları, kullandıkları dil dolayısıyla ayrımcılığa uğramalarının önüne geçmesinin amaçladığı ifade edilen dilekçede, “Eşitlik ilkesi; tüm insanların özgür ve eşit olarak doğduğu gerçeği ile tüm bireylerin haklara sahip olduğunu, aynı düzeyde saygıyı hak ettiğini kabul etmektedir. Toplumda yaşayan herkesin eşit muamele görme hakkı vardır. Bu hak aynı zamanda kanunların, politikaların ve uygulamaların ayrımcı olmaması gerektiğini ve kamu yetkililerinin kanunları koyarken ve politikalarını uygularken ayrımcı ve keyfi davranmama yükümlülüğü altında olduklarını belirtir. Ayrımcılık yapmama, eşitlik ilkesinin ayrılmaz birer parçasıdır. Cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş gibi etkenler nedeniyle kişilerin ayrımcı muameleye maruz kalmamasını sağlar. Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı uluslararası hukukun temel bir unsurudur. Bu sayede eşit koşullardaki kişilere; hukuki olarak ve uygulamada eşit davranılması garanti altına alınır. Bununla birlikte, davranışlardaki her ayrımın veya farklılığın ayrımcılık teşkil etmeyeceğinin vurgulanması da önemlidir. Genel uluslararası hukukta kabul edildiği üzere; nesnel ve makul bir gerekçeyle yapılan farklı muameleler, aranan amaç ile kullanılan araçlar arasında orantının olduğu durumlarda ayrımcılık teşkil etmeyecektir. Eğitim ve öğretim, yargı, kolluk, sağlık, ulaşım, iletişim, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler, sosyal yardım, spor, konaklama, kültür, turizm ve benzeri hizmetleri sunan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri; yürüttükleri faaliyetler bakımından bu hizmetlerden yararlanmakta olan, yararlanmak üzere başvurmuş olan ya da bu hizmetler hakkında bilgi almak isteyen kişi aleyhine ayrımcılık yapılması yasaklanmıştır. Söz konusu hizmetlerin planlanması, sunulması ve denetlenmesinden sorumlu olan kişi ve kurumlar, farklı engelli grupların ihtiyaçlarını dikkate almakla ve makul düzenlemelerin yapılmasını sağlamakla yükümlüdür. Dil özgürlüğü, yurttaşların kamu kurumlarıyla ilişkilerinde kendi seçtiği dili kullanma ve bu dilde cevap alma hakkını güvence altına almayı gerektirmektedir. Eşitlik ilkesi, dil temelinde ayrımcılık yasağı ve sağlık hizmetine erişim hakkını ihlal edici uygulama kapsamında, diğer dillerde olduğu gibi E Reçetem Sisteminde Kürtçe dilinin de kullanımı sağlanmalıdır” denildi.

“Irak’ta, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde resmi dil statüsünde olan ve farklı ülkelerde anadil kapsamında yoğun bir şekilde kullanılan Kürtçe diline de farklı dillerde e reçetem uygulamasıyla sağlık hizmetine erişimin sağlanması gerekir” denilen dilekçede, farklı dillerde kullanılabilen e-Reçetem Sisteminde, Kürtçe dilinin kullanımının olanaklı hale gelmesi hususunda gereğinin yapılması talep edildi.