HABER - Faruk BALIKÇI / Güneş OCAĞA
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin (DİTAM) Diyarbakır’da ‘Kürt Meselesinde Çözümsüzlük Türkiye’ye Neler Kaybettiriyor’ panelinin ikinci oturumunda 'Ekonomiye etkileri' konuşuldu. Akademisyen Prof. Dr. Mesut Yeğen moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Akademisyen ve Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu ile Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya önemli bilgiler verip, değerlendirmelerde bulundu.
'ÇATIŞMA KAÇINILMAZ'
İlk olarak konuşan Profesör Dr. Erol Katırcıoğlu, farklı gruplar içinde yabancılaşma olmuşsa çatışmanın kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti. Kürt ve Türk illerine ayrılan bütçe üzerine araştırmalar yaptığını söyleyen Katırcıoğlu, “Kürt illerinde savunma ve kamu düzeni harcamalarına ayrılan bütçe Kürt illerinde daha yüksek olduğunu görüyoruz. Kürt sorunun varlığı kaçınılmaz olarak devletin hazineyi kullanırken Kürt illerine dönük olmak üzere güvenlik harcamalarını arttırma ihtiyacı duyuyor. Eğer Kürt illerinde güvenliğe harcanmış meblağlar Türk illeri kadar olsaydı bu sorunun cevabı Kürt sorununun aşağı yukarı maliyetine tekabül ediyordu. Diğer yandan yatay eşitsizlik yani bölgeler arası eşitsizlik... Bu açıdan baktığım zaman 2013 yılından sonra Kürt illerine aktarılan kaynaklar, Türk illerinden daha az aktarılmış. Bir çeşit ayrımcılık söz konusu. Bu ayrımcılık özellikle ekonomi, kamu yatırımları, çevre vs. gibi alanlarda gerçekleşiyor” dedi.
'EKONOMİK AYRIMCILIK VAR'
Katırcıoğlu, yıllara göre Kürt ve Türk illerindeki kimi alanlara yapılan harcamaları aktararak, “Yatay eşitsizliğin özellikle Kürt illerinde ne seviyede olduğunu anlaşılmasını istedim. Devlet önceleri farklı tarihlerde bir ayrımcılık yapmıyor, ama 2013’ten sonra bu tersine dönüyor. Devlet Kürt illerinde ayrımcılık olduğunu belgeliyor. 2015’ten sonra yaşadıklarımızı düşündüğümüzde iktidarın çözüm süreci konusunda çok samimi olmadığını düşünüyoruz. Çözüm sürecinin gerçekleşmesini isteyen birinden böyle bir ayrımcılık politika beklenmezdi. Gerçekten Devlet Bahçeli’nin açtığı tartışmada, umutlanma noktasında pek çok şey var, ama en fazla çözüme en çok yakınlaştığımız 2013 sürecinden sonra ülkenin tüm illerinde ekonomik bir ayrımcılığın çok net bir şekilde yapıldığını gördüğümden dolayı bu adımların samimi olmadığını düşünmekteyim” ifadelerini kullandı.
GÜVENLİK POLİTİKALARI
Sonrasında söz alan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, sanayi alanında yapılan kimi çalışmaları aktardı. Güvenlik politikalarına dikkat çeken Kaya, mesela kırsaldaki “güvenlik” adı altındaki yasakların hayvancılık önündeki en büyük engel olduğunu kaydetti. Kurdistan Bölgesel Yönetimiyle yapılan ticarette tek giriş kapısının ve vize uygulamasının olduğunu aktarıp, buna benzer birçok örnek veren Kaya, “Bölgede ortak ekonomik işbirliği yapmayla ilgili engeller var. Bir taraftan ‘ihracatları arttıralım, bölgeyi kalkındıralım’ diyeceksiniz, bir taraftan da içeriden ve dışarıdan kuşatacak adımları birlikte atacaksınız” şeklinde konuştu.
4 TRİLYON DOLARLIK KAYIP
“Barış sürecinin yarattığı değerleri görebiliyoruz” diyen Kaya, PKK’nin silahlı eylem başlattığı günden bu yana, Türkiye’nin 4 trilyon 200 milyar dolar kaybettiğini aktararak, savaş olmasaydı bu paranın kasada kalmış olacağını söyledi. Kürt sorunuyla ekonomik sorun arasındaki ilişkiyi çok net bir şekilde görebiliyorsunuz.