Diyarbakır, tarihi boyunca farklı kültürlerin ve toplumların kesiştiği bir şehir olmuştur. Bu şehirde yaşayan Ermeni toplumu, dini bayramlarını büyük bir coşkuyla ve ritüellere sadık kalarak kutlardı. Kiliseye bağlılıkları ve bayram günlerindeki geleneksel adak ziyaretleri, Diyarbakır'ın kültürel mozaiğinde önemli bir yer tutar.

ADAK ZİYARETLERİ: DİNİ RİTÜELLERİN MERKEZİNDE

Diyarbakır'daki Ermeni toplumu, kilisenin başlıca beş yortusunda ailecek manastır ve kiliselere adak ziyaretleri düzenlerdi. Büyük gruplar halinde, şarkılar ve müzikler eşliğinde adak yerlerine giderlerdi. Bu ritüeller, gençlerin tanışma ve sosyalleşme fırsatı bulduğu, büyüklerin ise dualar ve anılarla dolu zaman geçirdiği özel etkinliklerdi.

Diyarbakır Tarihinde Ermenilerin Bayram Kutlaması6


Merhum yazar Mıgırdiç Margosyan’ın “Gavur Mahallesi” adlı eserinde anlatılan Sati köyüne yapılan adak ziyareti, bu kültürel geleneğin detaylarını gözler önüne serer. Cumartesi akşamı manastıra ulaşan kortej, gece boyunca kurban etini pişirir ve dualarla ateşin çevresinde toplaşırdı. Pazar sabahı ayin sonrası kurban eti kutsanır ve büyük bir ziyafetle bu ritüel sonlanırdı.

Diyarbakır Tarihinde Ermenilerin Bayram Kutlaması5


LOLE GECESİ: YENİ YILIN COŞKUSU

Lole ismi Diyarekirlilere özel. Muhtemelen halk arasında yaygın olan ve mutluluk anlamına gelen loleifadesinden ileri gelmiş. Halk “bugün lolodur” dediğinde, şarkı, dans, eğlence gününü ifade etmektedir.

Diğer bölgelerde olduğu gibi, burada da bayrama bir hafta öncesinden hazırlanmaya başlanır; ev temizlenir ve alışveriş yapılır. Her aile muhakkak önceden Antep helvası ve paşa leblebisi siparişi verir.

Diyarbakır’da "Lole" ismi, mutluluk ve eğlenceyi ifade eden özel bir gün anlamına gelir. Bayrama bir hafta kala öncesinden hazırlıklar başlar; ev temizliği yapılır, Antep helvası ve paşa leblebisi siparişleri verilir. Bayrama özel “Lolebırgiş” sofrası, tandır ocağının üzerine kurulur ve çatal mumlarla süslenir. Aile fertleri yemeğin ardından tandır ocağı etrafında toplaşır ve kutlamalar devam eder.

Lole yemeği perhiz sofrası olmasına karşın, zengindir de. Aile fertleri yemeği yedikten sonra tandır ocağı etrafına toplanır, kürsü otururlar. Bu eski gelenek Diyarbekirliler arasında da yaygındır. Kürsü ahşap, alçak bir masadır. Tandır ocağının üzerine konur ve kalın ve büyük bir örtü ile örtülür. Yer yastıklarına, ayaklar sofranın altına gelecek biçimde, örtü ise omuzlara kadar çekili halde oturulur. Evin babası mumu yakar, ev sahibesi ise büyüklere içki, küçüklere ise hoşaf ikram eder. Sofra çevresinde iyi temennilerde bulunup birbirlerini tebrik eder, fıkralar, hikayeler anlatırlar. Sıklıkla evin babası hane halkına hediyeler dağıtır. Gece yarısından sonra tebrik ziyaretleri başlar. Dünürü olan aileler, tatlı tepsileri ve hediyelerle önce gelin adayının evini ziyaret eder.

Diyarbakır Tarihinde Ermenilerin Bayram Kutlaması3


MELED ATEŞİ: İNANCIN SİMGESİ

Diyarbakırlılar, kışın soğuk günlerinde Meled ateşi ile ısınır ve bu ateşi kiliseden eve taşırdı. Gençler, özel fenerler hazırlayarak bu ateşi evlerine getirir ve gece boyunca kandili yanık tutarlardı. Bu ritüel, inancın ve geleneğin sembolü olarak önemli bir yer tutar.


HAMİZAKARYA: KARNAVALIN COŞKUSU

Diyarbakır’ın karnavalı, yerel sanatçılar ve Kürt davul-zurnacıların katılımıyla coşkuyla kutlanırdı. Kadınlar bayrama hazırlık yapar, özel yemekler hazırlar ve büyük bir eğlenceyle bugünü kutlarlardı. Karnaval şenlikleri bir önceki perşembe, yani Vartanlar savaşı anması ile başlar. Çocuklar eğlenirken, kadınlar bayrama hazırlanır. İlk olarak misafirler için geniş bir alana sahip olmak için odayı toplar ve temizlerler, daha sonraysa bayram yemekleri hazırlanmaya koyulurlar. Genellikle komşu ve dünürlerle toplaşıp kutlarlar. O gün, kabul edilenin aksine, masaya büyükler, yaşlılar, gençler, çocuklar hepsi beraber oturur. Yemekten sonra aile oyunları tertiplenir, müzisyenler gelene kadar hikayeler anlatır.


“Manafşalığ” adı verilen ilginç bir gelenek mevcuttur. O yılın yeni evli damatlarını, manafşalı (bir gül çeşidi) çay içmeye davet ederler. Bu gelenek, toplumun birlik ve beraberlik duygusunu pekiştiren önemli bir etkinliktir.


ORUÇ VE PASKALYA: DİNİ DERİNLİK

Diyarbakırlı halk şairi Ohan Şirin, oruç dönemini mizahi bir dille anlatırken, bu dönemde yapılan özel yemekleri ve gelenekleri de şiirlerinde işlerdi. Perhiz dönemini şikayet edip “şeytan ateşi” olarak niteleyen şair, bu dönemde hazırlanan yiyecekleri ve bu döneme has bazı gelenekleri anlatır; mesela kadınların bulaşıkları kuyudan çektikleri soğuk suyla yıkaması veya yemekleri “mıkbe” adı verilen hasır sepette muhafaza etmeleri.

Perhiz döneminin yemekleri arasında pilav, aşbaba helvası, nohut köftesi, ekşi çorba, kuyruk çorbası, tarhana çorbası, makhluta, perperi yemeği, zeytin, zehter, turşuları vb. Saymak mümkün. Genelde kullanılan yağ yerine susam yağı tercih edilir.

Paskalya’da ise günah çıkarma ve komünyon alma ritüelleri önemli bir yer tutar. Bayram sofrası, zengin yiyeceklerle donatılır ve bu özel gün, tüm aile fertlerinin katılımıyla kutlanır. Paskalya pazarı, kilise girişininde duvarları öpüp “Mesih dirildi” denirdi. Ayinden sonra çocuklar renkli yumurtalarla birbirleriyle yarışırdı.
Bayram sofrasında yağlı pirinç pilavı, balık, ızgara et, fırında pişirilmiş tam kuzu, köfteli yoğurt çorbası, omlet vs. olurdu. Künefe, peynirli tatlı börek, helva, baklava ise tatlı olarak ikram edilirdi.

Diyarbakır Tarihinde Ermenilerin Bayram Kutlaması4

KURA BAYRAMI: GENÇ KIZLARIN RİTÜELİ

Paskalya’dan 40 gün sonra kutlanan Kura Bayramı, genç kızların su ve çiçeklerle gerçekleştirdiği özel bir ritüeldir. Leğene atılan eşyalarla yapılan kura çekimi, bu bayramın en heyecan verici kısmıdır.


VARTAVAR VE ÜZÜM KUTSANMASI: YAZIN COŞKUSU

Vartavar, yaz sıcağında su oyunları ve açık hava ziyafetleriyle kutlanır. Meryem Ana Yortusu ise bağlardan toplanan üzümlerle büyük adak ziyaretleri ve keşkek ziyafetleriyle kutlanır.


HAÇ YORTUSU: SONBAHARIN BAŞLANGICI

Haç yortusunda Diyarbakırlılar, manastırlara adak ziyaretleri düzenler ve birkaç gün boyunca bu kutsal mekanlarda kalırlardı. Bu yortu, özellikle göz sağlığına şifa dilemek için yapılan ziyaretlerle bilinir.

Diyarbakır'ın zengin kültürel geçmişinde Ermeni toplumunun bayram ritüelleri, toplumsal birlik ve beraberliği pekiştiren önemli etkinlikler olarak öne çıkar. Bu gelenekler, şehrin kültürel dokusunu zenginleştirirken, geçmişin izlerini günümüze taşır. 
 

Kaynak: HUŞAMADYAN