Diyarbakır

Diyarbakır, UNESCO listesinden çıkarılacak mı?

Diyarbakır’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Hevsel Bahçeleri ve Suriçi ciddi bir risk altında.

Abone Ol

ÖZEL HABER-Sertaç KAYAR

Diyarbakır’ın gözbebeği Hevsel Bahçeleri ve Suriçi, yaşanan tahribatlar nedeniyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nden çıkarılma riskiyle karşı karşıya. UNESCO, Eylül ayında yapacağı toplantıda kararını verecek.
Diyarbakır’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Hevsel Bahçeleri ve Suriçi ciddi bir risk altında. 2015 yılında Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzaj Alanı, Almanya’nın Bonn kentinde gerçekleşen 39. UNESCO Dünya Mirası Komitesi Toplantısı’nda, Türkiye’nin 14. miras alanı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmişti. Aradan geçen 9 yılda Hevsel Bahçeleri ve Suriçi’nde yaşanan tahribatlar, bu alanların UNESCO Dünya Mirası Listesi’nden çıkarılması riskini açığa çıkardı. 2 yıl önce önlem alınması için uyarı yapan UNESCO, Türkiye’ye 1 yıl süre vermişti. Verilen süre doldu, Eylül ayında toplanacak olan UNESCO’nun kararını vermesi bekleniyor.

STK’LARIN HAZIRLADIKLARI RAPORLA UYARMIŞTI 

Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının çevre komisyonları tarafından 2022 yılında hazırlanan raporda, tahribatın boyutlarına dikkat çekilmişti. Diyarbakır Mimarlar Odası, Diyarbakır Ziraat Mühendisleri Odası, Diyarbakır Barosu, Ekoloji Derneği ve DKVD tarafından hazırlanan raporda, Hevsel Bahçeleri ve Suriçi’nin tarihi, doğal ve kültürel yapısına ve önemine dikkat çekilerek tahribatların önüne geçilmesi için çağrı yapılmıştı.

“ON GÖZLÜ KÖPRÜ’DEKİ İŞGAL, HEVSEL BAHÇELERİ İÇİNE YAYILDI”

Raporda, Suriçi ve Hevsel Bahçeleri’nde yaşanan tahribatlar ile ilgili şu bilgiler yer almıştı: “Kayyım atamaları ile birlikte bütün mevzuatlar bir kenara itilmiş ve suç teşkil eden uygulamalara başlanmıştır. Tarihi Suriçi’nde 6 mahallede binlerce yapı yıkılarak neredeyse alanın tamamı insansızlaştırılmış, tescilli ve tescile değer onlarca yapı yok edilmiş, Bölge Koruma Kurulu onayı olmadan surlar ile Hevsel Bahçeleri arasında millet bahçesi, On Gözlü Köprü etrafında çevre düzenlemesi, DSİ tarafından nehir yatağını bozmak suretiyle taş tahkimatları yapılmıştır. Taş tahkimatları ve çevre düzenlemesi başta olmak üzere bütün aykırılıklara karşı davalar açılmıştır. DSİ tarafından yapılan tahkimat daha sonra durdurulmuş, On Gözlü Köprü çevre düzenlemesinin aykırılıkları mahkeme kararıyla onaylanmış ve düzenleme kaçak duruma düşmüştür. Tarihi On Gözlü Köprü ve çevresi tamamen işgal edilmiş ve bu işgal Hevsel Bahçeleri içine yayılmıştır.”

“HER TÜRLÜ MÜDAHALEDEN KAÇINILMALI”

Tahribatlara karşı alınması gereken önlemler şöyle sıralanmıştı: “Hevsel Bahçeleri ve ekolojik çevresi, Dicle Nehri, tarihi surlar ve Suriçi Kentsel Sit Alanında hukuki normların işletilerek alanların derhal koruma altına alınmasını, tarihsel, kültürel ve doğal yapısına zarar veren her türlü müdahaleden kaçınılmasını talep ediyoruz. Halkımızı bu kültürel ve doğal miras alanlarını korumaya dair daha duyarlı olmaya çağırıyor, ilgili kamu kurumlarına ve görevlilerine yasal sorumluluklarını bir kez daha hatırlatıyoruz.”

1 YILLIK SÜRE DOLDU, UNESCO KARARINI VERECEK

Tahribatlara ilişkin hazırlanan detaylı raporun üzerinden 1.5 yıl geçti, ancak herhangi bir önlem alınmadı. UNESCO’nun verdiği 1 yıllık sürede alınacağı söylenen önlemler ise kağıt üzerinde kaldı. Eylül ayı gibi toplanması beklenen UNESCO, Suriçi ve Hevsel Bahçeleri’nin durumunu bir kez daha gözden geçirecek. Her iki alanın da listeden çıkma riski var. 

YENİ RAPOR HAZIRLIĞI

Diyarbakır’daki, tarihi, kültürel ve doğal alanların korunması için kent dinamikleri tarafından kurulan Kent ve Kültürel Miras Çalışma Komisyonu, bu riske dikkat çeken yeni bir rapor hazırlayacağı belirtiliyor. Söz konusu raporun ilgili kurum ve kuruluşların yanı sıra UNESCO’ya da verileceği öğrenildi. Raporun ana konusu Hevsel Bahçeleri ve Suriçi’nde yaşanan tahribatlar ve alınması gereken önlemler olacak.

“BAHÇE OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBEDİYOR”

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e konuşan Ekoloji Aktivisti Dr. Zeki Kanay, Hevsel Bahçeleri’nin tarihteki önemine dikkat çekerek, bu bahçelerin her geçen gün özgün yapısından uzaklaştırıldığını söyledi. Kanay, “Fitoplankton ve bitkiler olmak üzere 607 flora (bitki) bileşeni, omurgasız (352 tür), balık (27 tür), amfibiler (3 tür), sürüngenler (15 tür), kuşlar (215 tür), ve memeliler (23 tür) olmak üzere 635 fauna (hayvan) kaydedilmiştir. Ancak bu tür zenginliği yaşanan tahribatlar nedeniyle her geçen gün azalmaktadır. Parça parça ve etrafı ağaçlarla çevrili küçük bahçeler tek çeşit (monokültür) ürünün üretildiği geniş çaplı tarlalara dönüştürülüyor. Mısır ekimi giderek yaygınlaşıyor ve bu hem canlı türlerini hem de Hevsel’in bahçe olma özelliğini yok ediyor” dedi.