ÖZEL HABER/Mehmet TÜRK
Türkiye genelinde olduğu gibi Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin de içerisinde bulunduğu bereketli topraklar, üç hilal ya da Mezopotamya olarak adlandırılan coğrafyada çiftçileri zor günler bekliyor. Yağmurun yıllar ortalamasının yüzde 25'i kadar yağdığı bilgisini veren Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, bölge çiftçisinin kuraklıkla karşı karşıya kaldığını belirterek, 24 Şubat tarihinde başvuruları sona eren kuraklık sigortası süresinin uzatılması için de yetkililere çağrıda bulundu.
MEZOPOTAMYA'DA KURAKLIK KORKUSU!
Bölgede ekim zamanının geldiğini hatırlatan İskenderoğlu, buna rağmen ülke genelinde olduğu gibi Güneydoğu Bölgesi ve Diyarbakır'da yağışların yetersiz olduğuna dikkat çekti. Özellikle bölgede kuraklık korkusunun üst sınırda olduğuna değinen İskenderoğlu, "Ekim dönemi geldi ama yağmur yok. Yağışlar bölgemizde, Mezopotamya'da eksik. Yağmur, yıllar ortalamasının dörtte biri kadar yağdı. Yani normal yağmurun yüzde 25'i kadar yağış oldu, bu da çok yetersiz. Önümüzdeki günlerde de durum böyle devam ederse, çiftçimizi zor günler bekliyor. Kuraklık tehlikesi kapıda. Çiftçilerimiz kara kara düşünmeye başladı. Haksız da değil. Çok korkunç şeyler olabilir" dedi.
YETKİLİLERE ÇAĞRI: SİGORTA SÜRESİNİ UZATIN
Kuraklık durumunda çiftçinin önlem almasının mümkün olamayacağını ifade eden İskenderoğlu, 24 Şubat tarihinde son başvuru süresi dolan ve halk arasında kuraklık sigortası olarak bilinin TARSİM sigortası başvuru süresinin uzatılması çağrısında bulundu. Çiftçinin olası kuraklık karşısında korumaya alacak yegane yöntemin TARSİM Sigortası olduğunu savunan İskenderoğlu, "Muhtemel bir kuraklık durumunda çiftçi nasıl bir önlem alabilir? Çiftçinin kendi imkanlarıyla alabileceği bir yöntem ve seçenek yok. Ancak daha önce çiftçileri koruma altına alan ve halk arasında kuraklık sigortası olarak da bilinen TARSİM sigortası başvuru süresinin uzatılması ve çiftçilerin de bu fırsattan yararlanarak, tarlalarını ve ürünlerini sigortalamasıdır. TARSİM Sigortaları Genel Müdürlüğü, kaç yıldan beri kuraklık sigortası yaptırıyordu. Ancak 24 Şubat tarihinde son başvuru süresi bitti. Bu sürenin genel müdürlük tarafından 15 Mart tarihine kadar uzatılması talebinde bulunuyoruz. Bakanlık, sigorta yapan çiftçiye dönüm başına bir miktar para veriyordu. Ama başvuru süresi sona erdi ve artık bu sigorta olmayacak" diye konuştu.
"DİYARBAKIR DÖRT TARAFI SU AMA KULLANAMIYORUZ"
Diyarbakır'ın etrafındaki, baraj ve hidroelektrik santrallerini hatırlatan İskenderoğlu, Diyarbakır'da Marmara Denizi'nden daha fazla su olduğunu ancak bunu tarıma kazandırılmadığını sözlerine ekledi. İskenderoğlu, şunları söyledi:
"Diyarbakır'ın dört tarafı su ile çevrili. Marmara Denizi'nden daha fazla su var bölgemizde. Dicle Nehri, Kralkızı ve Dicle Barajları, Deve Geçidi, Göksu Barajı Silvan Barajı var. Ama yıllardan beri bitmeyen kanallar, sulama projeleri, yavru kanalların biran önce tamamlanması, bölgede kuraklık korkusunu sona erdirecekti. Şu an kuraklığın hissedilebilir seviyesinin zirvesini yaşıyoruz. Şayet bu barajlar ve sulama kanalları tamamlanmış olsaydı şu an, bu sorunu konuşmuyor olacaktık. Diyarbakır'da 6.4 milyon dönüm arazi var. Bunun 5.5 milyonu ekilebilir durumda. Dolayısıyla eğer baraj, sulama kanalları ve yavru kanallar tamamlanmış olsaydı, bu arazinin 4 milyon dönüme yakını sulanabilecek durumda olacaktı. Bu da sulanabilir toprakların yüzde 70'ine tekabül ediyordu. Böylece şu anda kuraklığı konuşmayacaktık. Ama şimdi çiftçimiz kara kara düşünüyor."
TARIMDA KIYAMET SENARYOSU
Kuraklık olması durumunda, bölge ve ülke tarımında kıyamet senaryolarının devreye gireceği uyarısında bulunan Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, "Kuraklık devam ederse, ürünlerin harmana gelmesini göremeyeceğiz. Tahıl ve baklagiller ve temel gıda ürünleri başta olmak üzere, un ve ekmek fiyatları tavan yapacak. Bu dolayısıyla tüketiciye olumsuz yansıyacak. Enflasyonun yüksek olmasının en büyük nedeni, temel gıda ürünlerinin zamlanması olacaktır. Pirinç, nohut, buğday, mercimek, mısır gibi ürünleri olumsuz etkileyecek. Kökü kuru olan gıda maddelerinin tamamı bu durumdan olumsuz etkilenecek. Tüketim mallarına zam gelmesi, enflasyona tavan yaptıracak. Enflasyonun yükselmesi de halkın alım gücünü tüketecek. Zaten alım gücü olmayan vatandaş, sıkıntılı günler yaşamak zorunda kalacak" ifadelerini kullandı.
DİYARBAKIR'DA YÜZDE 79 KURU, YÜZDE 21 SULU TARIM YAPILIYOR
Diyarbakır'daki çiftçilerin yüzde 79'unun kuru, yüzde 21'nin de sulu ekim yaptığı bilgisini veren Süleyman İskenderoğlu, sulu tarım yapan yüzde 21'lik paydaki yüzde 10 oranındaki çiftçinin de kendi imkanlarıyla tarlalarını suladıklarını hatırlattı. İskenderoğlu, geriye kalan yüzde 11'lik çiftçi oranı da devletin sağlamış olduğu imkanlarla yani barajlar veya sulama birliklerinden ücret karşılığında tarlalarını suladığını kaydetti.