ÖZEL HABER - İbrahim İnanç YILDIZ
Diyarbakır’da son yıllarda Suriçi’nde, Ben û Sen, Fiskaya ve Kaynartepe’de kentsel dönüşüm projeleri başlatıldı. Projeler peyder pey devam ediyor. Kahramanmaraş merkezli depremin etkilediği kentte, dönüşüm yapılacak binlerce yapı ortaya çıktı. TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Arif İpek, kentsel dönüşüm politikalarını gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e değerlendirdi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMALARINDA CİDDİ SIKINTILAR YAŞANIYOR”
Kente özellikle kentsel dönüşüm uygulamalarında ciddi bazı sıkıntıların yaşandığını söyleyen İpek, “Yanlış hatırlamıyorsam 2011 yılında Sur içinde başlayan bir kentsel dönüşüm projesi vardı. Buradaki uygulamaların zaman içerisinde yanlış uygulamalar olduğu ortaya çıkmışken aynı şekilde şu anda hem Fiskaya'da hem de Kaynartepe'de aynı şekilde yanlış uygulamalarla bir kentsel dönüşüm projesi yürütülmeye çalışılıyor” dedi.
“İNSANLARI MÜLKSÜZLEŞTİRMEYE İTEN BİR POLİTİKA VAR”
Burada yapılan çalışmada insanları mülksüzleştirmeye iten bir politika olduğu ifade eden İpek, “Bunun yanı sıra bir de bazı rantın olabileceği alanların soylulaştırılması, elitleştirilmesi gibi bir politika söz konusu. Kent içerisindeki işte bu alanlarda yaşayan insanların zaten sosyoekonomik koşulları ortadayken onlara verilen çözüm önerileri... Verilen seçeneklerden biri, yeni yapılacak olan yapılarda çok maliyetli, çok pahalı diyebileceğimiz yapılardan edinebilecekleri söyleniyor. İkincisi ise kentin çok uzaklarında inşa edilmiş olan toplu konut projelerinden evler teklif ediliyor” dedi.
“ONLARCA YIL EVİN BORCUNU ÖDEMEK ZORUNDA BIRAKILIYORSUNUZ”
“Bugün iyi veya kötü yaşayabildiğiniz bir eviniz varken siz bir süre sonra evsiz kalabiliyorsunuz ya da borçlanmış bir şekilde bir ev sahibi olabiliyorsunuz” diyen İpek, konuşmasına şöyle devam etti: “Yani onlarca yıl bu evlerin borcunu ödemek durumunda bırakılıyorsunuz. Biz bu kentsel dönüşüm politikasına ilk günden karşı çıktık. Hatta buradaki mahalle sakinleriyle görüşmeler yaptık. Yani önceki deneyimlerden ortaya çıkan durumumuz insanlara anlattık, broşür dağıttık ve neler olabileceklerini, neler yaşayabileceklerini bilmelerini sağladık. Çünkü insanlardaki beklenti hep şuydu; ‘Mevcut evimizi işte biz devlete vereceğiz, bunlar yıkılacak, yerine bize yeni bir ev verilecek’ gibi bir beklenti vardı. Kentsel dönüşüm bu şekilde anlatılıyor ama gerçekler bundan çok farklı.”
“YASAL SORUMLULUK BİLE YERİNE GETİRİLMİYOR”
Çevre Şehircilik Müdürlükleri'nde konuyla ilgili görevlendirilmiş olan ofiste vatandaşlara bu mevcut evleriyle ilgili sözleşmelerin imzalatıldığını dile getiren İpek, “Hatta bu sözleşmeleri biz ısrarla istememize rağmen tarafımıza herhangi bir örneği verilmedi. Hatta sözleşme yapan vatandaşlara dahi bir örnek verilmiyor. Yani yasal sorumluluk bile yerine getirilmiyor” dedi.
Kentsel dönüşümlerin bir ihtiyaç olduğunu belirten İpek, “Yaşanılan depremlerde de ortaya çıktı ki depreme dayanıksız yapılar mevcuttur ve bunların dönüşümü gerekiyor. Ancak bu politikalarla değil, yerinde kentsel dönüşümlerin yapıldığı, insanların konut edinme hakkının elinden alınmadığı bir politikayla ancak bu mümkün olabilir” dedi.