ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne dair kesin sonuçlarla birlikte sandığa katılım oranlarını da açıkladı. Yener’in verdiği bilgiye göre düşük katılımın yüzde 67.34 ile Diyarbakır’da gerçekleşti. İl belediye başkanlığında yüzde 59.63 ile Bingöl, ilçe belediye başkanlığında ise yüzde 59.76 ile Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi en az katılım oranına sahip oldu.
Diyarbakır'da seçimlere katılım oranının az olmasına dair gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e açıklamada bulunan Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu, Kürt toplumunun sandıklara gitmemesinin üç nedeninin olduğunu söyledi.
“KÜRTLERİN ÜÇTE BİRİ SEÇİMLERE İLGİSİZDİ”
Seçimlerden önce Kürt Çalışmaları Merkezi'nin yaptığı araştırmaya göre Diyarbakır'ın da dahil Kürt şehirlerinde seçmenin üçte birinin seçimlere ilgisiz olduğunu belirten Ruhavioğlu, "Görünen o ki ilgisiz olan seçmen sandığa gitmemiş. Dolayısıyla Kürt şehirlerindeki katılımın düşük olması çok şaşırtıcı değil, beklediğimiz gibi oldu. Hatta bizim beklediğimizin de birkaç puan altında. Bunun birkaç faktörü var. Nitekim seçim sonuçlarını insanlar böyle beklemiyordu. Diyelim ki, Diyarbakır'da belediyenin kazanacağını biliyordular. Fakat Türkiye genelinde böyle bir rüzgar eseceğini bilmiyordular" dedi.
SEÇİMLERE OLAN İLGİSİZLİĞİN NEDENLERİ
Sandığa ilgisizliğin birkaç nedenini olduğuna dikkat çeken Ruhavioğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bir kaç faktör vardır, bir tanesi zaten seçimleri kazanacak olması düşüncesi, yani Diyarbakır'da DEM'li seçmenin, zaten seçimleri kazanacak duygusunun yanında bir de önceki süreçlerden ötürü sandığa küsmüş olmasıydı. Ama görüyoruz ki AK Partili seçmen de, AK Parti ve Erdoğan'a açtığı kredinin sonuna gelmiş ve bunu parti değiştirerek değil de, sandığa gitmeyerek tepkisini göstermiş. Üçüncüsü ise, kayyım atanacak beklentisi yüksekti Kürt toplumunda. 2024 seçimlerinden önce 'kayyım atanmaz' demiyordu insanlar. Şimdi seçimlerden sonra CHP'nin oyu bu kadar yükselince, AK Parti çok düşünce insanlar daha az bekliyorlar ama seçim öncesi duygu ise 'biz gidiyoruz oy veriyoruz kayyım atanıyor' o motivasyon güçlenmemişti.
DEM'in kampanyası kayyımı gönderme motivasyonu o yorgunluğun ve hayal kırıklığının önüne geçmemiş. Kürt toplumu ve Türkiye'deki insanların çoğu 2023'ten sonra sandığa küsmüştü, bir apati hali oluşmuştu. Ama bu durum Kürt toplumunda biraz daha fazlaydı. Çünkü bir CHP desteği vardı ve bu destek hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştı. Böyle olunca da zaten sandığa katılım oranının az olacağına dair aşağı yukarı araştırmalarda belliydi. Bu şehirlerde hem HDP seçmenindeki hayal kırıklığı, hem de son düzlük yani 2023'te AK Parti'ye destek vermiş seçmen de 'biz artık desteğimizin sonuna geldik, ama güçlü bir alternatif de yok. O yüzden başka birine oy vermiyorum, sandığa gitmeyeceğim" düşüncesi vardı."
“TÜRKİYE'DE SANDIK YORGUNLUĞU VAR”
“Türkiye'deki seçmende sandık yorgunluğunun var olduğunu” ifade eden Ruhavioğlu, "Türkiye'de seçmende sandık yorgunluğu, biraz da muhaliflerin yenildiğinden kaynaklı hayal kırıklığı vardı. Kürtler daha fazla öyle bir ruh halindeydi. Kürtler daha yorgun ve ümitsizdiler. Çünkü CHP kazansa da yönetebilecekti, ama DEM kazansa da o belediyelerin tekrar ellerinden gideceğine dair bir kanat içerisindeydiler. Bu sepele siyasete ilgi biraz daha zayıflamıştı. Seçim sonrası bu sonuçlar ortaya çıkınca siyasete ilginin bir miktar daha arttığını görüyoruz. Ama bu neye yarar, önümüzdeki dört yıl boyunca sandık yok. İnsanlar önceden bu sonuçları kestiremedikleri için motivasyonları zayıftı. Ama bu yerel seçimlerdeki ortaya çıkan sonuçlar insanların sandıktan uzaklaşmasının önünü kesti gibi.
Hem CHP'nin kazanması AK Parti'nin dengelenmesini sağladı, hem DEM'in belediyelerini geri alması ve oyunu pek de düşürmemesi bir miktar siyasete katılımda insanları sahneye tekrar çağırdı gibi" diye konuştu.