ÖZEL HABER - Ahmet SÜNBÜL

Türkiye'de bulunan Süryaniler üç ayrı Patriklik merkezine bağlılar. Bunlar, Tur Abdin, Mardin ve İstanbul Metropolitliğidir. Merkezi Midyat'ta olan Tur Abdin Metropolitliği Midyat, Nisaybin, İdil ve köyleri kapsamakta iken, merkezi Mardin'de olan Mardin Metropolitliği ise Diyarbakır, Adıyaman, Malatya ve Elazığ'ı kapsamaktadır. Tüm dünyadaki Süryani cemaati arasında saygın bir yere sahip olan Diyarbakır'daki Meryem Ana Süryani Ortodoks Kilisesi, yüzyıllarca Patriklik merkezi olarak kullanılmıştır. 

Diyarbakır'da bulunan Süryaniler, bundan yüz yıl öncesine kadar kent merkezi ve bazı ilçelerde Ermenilerden sonra en büyük Hıristiyan nüfusuna sahip bir cemaat idi. Süryani ve Keldaniler üzerine araştırmaları ile bilinen yazar Mehmet Şimşek, yayınladığı kitaplarında bu konuda ayrıntılı bilgiler sunmaktadır.


1900'LERİN BAŞINDA KENTTE 40 BİNDEN FAZLA SÜRYANİ VARDI

1857 yılında Diyarbakır'da doğan yazar, katip ve defterdarlık da yapan Ali Emiri Efendi, "Osmanlı Vilayet-i Şarkiye" adlı eserinin "Diyarbekir Vilayetinin Nüfus-u Umumisi" başlığı altında, Diyarbakır'da bulunan gayrimüslim nüfusu ile ilgili olarak şu bilgileri verir: 
"Diyarbekir vilayetine ait olmak üzere 20 adet salname neşrolunmuştur. Bu salnamelerin ekserisinde nüfus-u umumiye-i vilayetin miktarı ve bunun ne kadarı Müslim ve ne kadarı gayrimüslim olduğu ve gayrimüslimlerin Ermeni, Protestan, Katolik, Ortodoks Süryani, Keldani, Yahudi gibi anasır-ı muhtelifeye nispet adedi gösterilmektedir. Bununla beraber 1330 (1911) hicri senesinden bermucibi tahrir nüfus-u umumiye-i vilayet şöyledir: 
Ermeni 55.890, Keldani Kadim 5.994, Süryani (Kadim Asuri) 37.976, Süryani Katolik 4.133, Ermeni Katolik 9.960, Rum 1.925, Protestan 7.376, Yakubi 10, Êzidi 2.375, Yahudi 2.085

Diyarbakır'ın Kadim Halkı Süryaniler2


'DİĞER VE BİLİNMEYENLER' KATEGORİSİNE SOKULDULAR

Cumhuriyet’ten sonra 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Hıristiyanlar için hangi mezhebe ait oldukları da sorulur. Bu mezhepler arasında Süryaniler, Êzidiler, Keldaniler ve Nasturiler yer almaz. Süryaniler, "diğer ve bilinmeyenler" kategorisinde yer alır. 
Bu yerleşim birimlerinin başında Mardin, Hakkari, Diyarbakır ve Siirt gelmektedir. 1927 sayımına göre Türkiye’deki "diğer ve bilinmeyen" din sahipleri 20.000 rakamına ulaşmaktadır.
Bu rakamın 11.181'i Mardin, 3.496'sı Diyarbakır, 2.091'i Siirt’te iken, 1965 sayımında 15.000 kişilik "diğer ve bilinmeyen" din sahiplerinin 6.500'ü Mardin, 2.000'i Siirt, 2.000’in ise İstanbul'da bulunduğu belirlenmiştir. 
Türkiye'de 1965 yılındaki nüfus sayımından sonraki yapılan din ve konuşulan ana dil kategorilerine bir daha yer verilmez. Aynı şekilde yapılan bu nüfus sayımında da "anadil" tasnifinde Süryanice yer almamıştır. 


NÜFUS YOĞUNLUĞU SUR, LİCE VE SİLVAN'DA BULUNUYORDU

Binlerce yıldır bu topraklarda yerleşik olan Süryaniler, ilçelerin dışında Diyarbakır merkezde Sur ilçesinin güneyinde Lale Bey ve Ali Paşa mahallelerinde yoğun olarak yaşamaktaydı. Tarihi belgelerde söz konusu bölgede Mor Habib, Meryemun, Meryem-i Kebir ve Molla Hennan mahallelerinin de bu bölgede bulunduğu ve Süryanilerin yoğun olarak buralarda ikamet ettiği yazılıdır. Aynı şekilde Lice ve Silvan ilçeleri ile merkeze bağlı Bağıvar, Karabaş, Kıtırbıl ve Çarıklı'da da Süryani nüfusu bulunuyordu. 

Diyarbakır'ın Kadim Halkı Süryaniler5


KENT EKONOMİSİNE KATKILARI BÜYÜKTÜ

Diyarbakır'da bulunan Süryaniler, kentin ekonomisine büyük katkılar sunuyorlardı. Süryaniler kent merkezinde altın ve gümüş işlemeciliği, demircilik, taş ustalığı, nalbantlık, semercilik, terzilik, ayakkabıcılık, dişçilik, dokumacılık gibi birçok mesleklerle uğraşıyorlardı. Terzilik, kuyumculuk ve ayakkabıcılık sektörü Süryani ustaların elindeydi. Kırsal alanda bulunan Süryaniler ise çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyordu. 


HER ÇEŞİT SANAT DALINDA ETKİNDİLER

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nın 1963 yılına kadar olan kayıtlarında ortaya çıkan bilgilere göre, Süryaniler her çeşit sanat dalında etkindirler. Başta dokumacılık, puşicilik, ipekçilik, boyamacılık, terzilik, çömlekçilik, kuyumculuk, bakırcılık, nalbantçılık, marangozluk, dericilik, ayakkabıcılık, susam helvacılığı, taş işçiliği, bina ustacılığı ve taş süslemeciliği alanlarında faaliyet göstermişlerdir. Süryani esnaflar daha çok Buğday Pazarı, Kuyumcular Çarşısı, Gazi Caddesi, İnönü Caddesi, İzzetpaşa Caddesi, Mardinkapı ve Dağkapı bölgelerinde yoğun olarak mesleklerini sürdürüyordu. 


YÜZYIL ÖNCE İKİ DERGİLERİ VARDI

Süryaniler 1910 yılında, Süryani harfleri kullanılarak yazılan, ancak Türkçe olarak okunan "KevkebMedinho" (Şark Yıldızı) ve yine 1913 yılında, Süryani harfleri kullanılarak yazılan ve Türkçe okunan "Şifuro" (Borazan) adlı dergiler ile yayın hayatında yerlerini almışlardır. Ancak bu dergilerin yayın hayatı pek uzun sürmemiş. 

Diyarbakır'ın Kadim Halkı Süryaniler4


MERYEM ANA KİLİSESİ

Tüm dünyadaki Süryaniler arasında ayrı bir öneme ve saygınlığa sahip olan Diyarbakır'daki Meryem Ana Süryani Kilisesi, Sur ilçesinde Ali Paşa mahallesinde bulunmakta. Kilise, cemaati azalmasına rağmen halen Diyarbakır'da ibadete açık olan tek Süryani kilisesidir. Meryem Ana Kilisesi, ana kiliseyle birlikte kütüphane, patriklik konutu, misafirhane ve lojmanlardan oluşan yapılar oluşur ve üç avlusu vardır.


BİRÇOK DİNİ ESERİ BARINDIRIYOR

Pek çok tarihi eseri bünyesinde barındıran kilisede, ceviz ağacından yapılmış kapılar, azizlere ait tablolar, el işi gümüş kandiller oldukça dikkat çekicidir. Süryani kilise kültürünün bir parçası olan patrik mezarlarının kilise içine yerleştirilmesi geleneği, bu kilise için de geçerlidir. Çeşitli zamanlarda kilisede görev yapmış ve görevi başındayken ölen pek çok patriğin ve rahibin mezarları halen kilise içinde korunmaktadır.

Diyarbakır'ın Kadim Halkı Süryaniler3


19. YÜZYILIN SONUNA KADAR PRATİKLİK MERKEZİYDİ

Kilise, Patrik 4. Diyonosiyos'un, Patriklik merkezini Milattan Sonra 1034 yılında Diyarbakır Meryem Ana Kilisesi'ne taşımasıyla, 11. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar çeşitli tarihlerde Süryani Patrikhanesi olarak cemaate hizmet etmiştir. 1933 yılında Mardin Abraşiyesi olan Mardin Süryani Kadim Metropolitliğine bağlanmıştır ve halen bu Metropolitliğin üyesidir.

Editör: Ahmet SÜNBÜL