Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) il eşbaşkanları, genel merkez binasında toplandı. Toplantı öncesi Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları “Gerek 8 Mart’ta gerek Newrozlara katılan gerekse Amara’da olan halkların ortak bir talebi vardı; Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü. Sayın Öcalan’ın koşullarının düzenlenmesi ve özgür bir biçimde çalışmalara katkı vermesinin mesajı çok güçlü bir biçimde verilmiştir” dedi.
“SOMUT BİR ADIM GÖREMİYORUZ”
Hatimoğulları çözüm süreci ile ilgili şunları söyledi: “Hep birlikte Abdullah Öcalan’ın çağrısının arkasında olduğumuzu defaatle ifade ettik. Ne yazık ki mevcut iktidar bu konuda henüz bir adım atmış değil. Gerek yurt içi ve gerek yurtdışında her kesimin sahiplendiği bu çağrının yaşam bulması için gerekli olan siyasal ve toplumsal zeminin oluşması ile ilgili DEM Parti olarak çalışıyoruz ama henüz iktidar ve devletten bu anlamıyla atılmış somut bir adım göremiyoruz.”
“CİDDİ BİR KAOS YAŞANIYOR”
Yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Hatimoğulları “Türkiye’de ciddi bir kaos yaşanıyor. Türkiye’deki siyasi gelişmeleri ne Suriye ne Ortadoğu ne de dünyadaki gelişmelerden bağımsız ele alamayız. Türkiye çok uzun süredir derin bir ekonomik krizle karşı karşıya. Aynı zamanda demokrasi ve yargıda krizde. Türkiye’de özgürlükler can çekişiyor. Hal böyle iken bizlerde bir umut ışığı olarak ortaya çıkan Sayın Öcalan’ın çağrısının hak ettiği biçimde mevcut iktidar ve devlet tarafından henüz yeterince analiz edilmediğini ve hak ettiği ölçüde karşılık verilmediğini görüyoruz. Bunu asla doğru bulmuyoruz. Demokratikleşme beklerken barışla ilgili adımların atılmasını beklerken, İmralı koşullarının düzeltilmesini beklerken yani özet olarak demokratikleşme adımları atılmasını beklerken ne ile karşılaştık” şeklinde konuştu.
“ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMALARI ASLA KABUL ETMİYORUZ”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve sonrasında gelişen sürece dikkat çeken Hatimoğulları şunları söyledi: “İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı da dahil çok sayıda belediye başkanına dönük bir operasyonla karşılaştık. Bu operasyona karşı başta gençler ve kadınlar olmak üzere insanlar Türkiye’de bugüne kadar yaşanmış en önemli sivil itaatsizlik eylemlerinden biriyle demokratik haklarını kullandılar. Gençler üniversiteleri boykot etti. Aynı zamanda ürünlerle ilgili alışverişle ilgili gerçekleşen bir boykot oldu. Bu çok önemli bir gelişmedir. Toplum iktidarın gittikçe otoriterleşen yaklaşımına rızalık vermediğini bu demokratik çıkışlarıyla göstermiştir. İktidar bunları anlayacağı yerde bunun sosyolojik iktisadi siyasal ve özgürlükler bağlamındaki talepler, demokratikleşme talebi bağlamında bunu ele alacağına daha fazla gaz ve cop kullandı. 301 gencin çoğunluğu hala hapishanelerde tutulmaktadır. Bunu kabul etmek mümkün değildir. DEM Parti olarak yaşanan bu hukuksuzluklara yargı eliyle siyaseti dizayn etme anlayışına karşı mesajlarımızı hem yerellerimizde hem de genel merkez düzeyinde her fırsatta illettik. Biz bu anti demokratik uygulamaları asla kabul etmiyoruz.”
“DİYALOG SÜRECİNİN İŞLEYİŞİ DİYALOGSUZLUK OLAMAZ”
Hatimoğulları, Öcalan’ın çağrısına dikkat çekerek şöyle devam etti: “İmralı’da tecridin devam ettiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Özgür çalışma ve yaşam koşulları ne olursa olsun en hızlı şekilde oluşturulmalıdır. Sürece hem ‘diyalog’ diyeceksiniz, hem de diyalog sürecinin işleyişi diyalogsuzluk olacak. Bu olmaz. Diyalog sürecinin işleyişi diyalogsuzluk olamaz. Ümit ediyoruz ki devlet aklı ve iktidar doğru bir biçimde okur. Özellikle Ortadoğu, Suriye ve dünya ölçeğinde bu yaşanan gelişmeler ışığında Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrının Türkiye’nin iç barışını oluşturmak ve tahkim etmek için ne kadar önemli olduğunun altını çiziyoruz. Bu çağrı sadece Kürt halkı için yapılmış bir çağrı değildir. Bu çağrı Türkiye’de yaşayan 85 milyon yurttaşın taleplerine karşılık verecek bir çağrıdır.”