Bugünkü grup toplantıda hem muhalefete hem iktidara hem Türkiye halklarına önemli çağrılarda bulunacaklarını ifade eden Bakırhan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Dünya halklarını tehdit eden bir ırkçılık, milliyetçilik giderek yükseliyor. Bu dalganın altında kalacak milyonlarca insan var. Bu dalganın yaratmış olduğu savaş milyonlarca insanı yerinden yurdundan etti. Dünyanın üçte biri mülteci konumunda yaşıyor. Milyonlarca insan kaçış halindedir. Mülteciler gittikleri ülkelerde düşman gibi karşılanıyorlar.

Bu ırkçı ve milliyetçi akım, dünyayı, Orta Doğu'yu ve Türkiye'yi giderek bir uçuruma sürüklüyor. Bu dalgayı arkasına almak isteyen ırkçı ve milliyetçiler her gün ülkemizde düşmanlık tohumları ekiyor. Türkü Kürde, Arabı Farsa, Sünniyi Aleviye düşman etmeye yeminli siyaset tüccarları bu dönemde de Türkiye'de de ortaya çıkmıştır.

Birinci yüzyılda milliyetçi ve ırkçı toplumsal sözleşme hepimize kaybettirdi. İlk yüzyılı savaşlarla, çatışmalarla, asimilasyon politikalarıyla, ret ve inkarla geçirdik. Milliyetçi çevreler bir kez daha farklı kimlikleri ve inançları susturmak için ağız birliği etmişçesine yine saldırmaya çalışıyorlar.

“Kürtler olarak, bir yüzyıl daha bizi yok sayan bu anlayışa teslim olmayacağız”

Şimdi biz bunlara diyoruz ki, başta biz Kürtler olarak, bir yüzyıl daha bizi yok sayan bu anlayışa teslim olmayacağız. Açık söyleyelim, biz Türk değiliz ama bizim Türk halkıyla, Türkiye halklarıyla herhangi bir sorunumuz yok. Biz Kürtler olarak bu bölgede Farslar, Türkler, Araplar hangi haklara sahipse onlarla eşit haklara sahip olmak istiyoruz. Bunun mücadelesini yürütüyoruz. Hiçbir halkı ve hiçbir halkın hakkını yok saymıyoruz. Bizim olan hakkımızı talep ediyoruz.

“Başka kimliğin zorla dayatılmasına karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz”

Biz bin yıllardır bu topraklarda doğduk. Atalarımızın, dedelerimizin mezarları bu topraklarda. Türkiye'de yaşan Kürtler, Kürt olarak yaşamak istiyoruz. Başka kimliğin zorla dayatılmasına karşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bu yüzyıllardır böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Bu ırkçı milliyetçi dalgaya asla teslim olmayacağız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'çocuklarımıza karşı en büyük silah çocuklarımıza anadillerini öğretmek' deyip peşine de 'Kürtler hariç' diye ekliyor. Bizim de buna sessiz kalmamızı istiyor. Erdoğan bu sözlerini Kürtler için de söyler mi? Anadili Kürtlerin de hakkıdır. Kürtlerin hakkını yok saymak bu sözleri boşa çıkarır.

Özgürlükler ve demokrasi konusunda yok sayılıyoruz. Ekonomik tablo da biraz önce saymış olduğum yaklaşımlardan çok farklı değil. Bakın, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan sosyo ekonomik gelişmişlik endeksinde illerin sıralamasını göstereceğim. Bu haritada Kürtlerin payına yine yoksulluk, açlık, işsizlik düşüyor.

Biz kardeşiz, Kürtlere eğit davranıyoruz diyenlere, bizzat bu tabloyu göstermek isterim. Bu tablo gri olan yerler Kürt illeridir. Yüzyıldır ne yaşandığımızın en iyi fotoğrafı bu tablodur. Sadece diline, yaşamına, özgürlüğüne bir düşmanlık yok. Ekonomik olarak da aç bırakmaya çalışıyorlar.”

Kaynak: (HABER MERKEZİ)