Ali ÖZGÜÇ - ÖZEL HABER
Kur'an, Hz. Muhammed'i (s.a.v.) peygamberlerin sonuncusu kılan, İslam ümmetini en hayırlı ümmet yapan, Kadir Gecesi'ni bin aydan daha hayırlı kılan ve Ramazan'ı on bir ayın sultanı yapan ilahi bir kitaptır. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyleyse sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir." (Bakara, 2/185)
Ramazan ve Kur'an'ın manevi değerini ve sahipleri için ne denli büyük fayda sağladığını Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şu hadis-i şerifiyle açıklamaktadır:
"Kıyamet gününde oruç ve Kur'an, sahibine şefaat edeceklerdir. Oruç, 'Ey Rabbim! Ben onu gündüzleri yemekten ve şehvetten alıkoydum, beni ona şefaatçi kıl!' der. Kur'an da, 'Ben de onu gece uykusundan alıkoydum, beni ona şefaatçi kıl!' der ve şefaat ederler." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/174)
Ramazan ayı öyle mübarek bir aydır ki Yüce Allah, her sene oruç tutmayı farz kılmıştır. Müminler bu dünyada kaldıkları sürece bu hayır ve bereket devam edecek, ruhen ve bedenen arınarak yenileneceklerdir. Oruç, insanları sadece bedensel bir disiplinden geçirmez, aynı zamanda kalpleri, ruhları ve zihinleri de arındırır.
Kur'an-ı Kerim, Yüce Allah tarafından, Ramazan ayının Kadir Gecesi'nde, Cebrail (a.s.) vasıtasıyla, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) kalbine indirilen son ilahi kitaptır. Bu kitap, tam anlamıyla takva sahipleri için bir hidayet rehberidir ve müminlerin gönülleri için bir şifa kaynağıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
"Eğer yeryü zündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah'ın sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Lokman, 31/27)
Kur'an, yeryüzünde en çok okunan, araştırılan, tefsir edilen ve ezberlenen bir ilahi mucizedir. Onun kadar hiçbir kitap üzerine bu denli araştırma yapılmamış, hakkında bu kadar tefsir ve yorum yazılmamıştır. Nice âlimler ve müfessirler, ömürlerini Kur'an araştırmalarına adamış, bu minvalde binlerce tefsir kaleme alınmış, milyonlarca makale yazılmıştır. Kur'an-ı Kerim, müminler için bir anayasa ve hayat düsturudur. Onun hükümlerini anlamak için nice bilginler, ilmî çalışmalar yapmakta ve yeni eserler ortaya koymaktadır.
Kur'an-ı Kerim'i, içinde yakut, mercan, elmas ve inciler bulunan bir okyanusa benzetmek yeterli olmaz. Zira Kur'an, tüm bu değerlerden daha üstün ve daha derindir. Çünkü Kur'an, Yüce Allah'ın kelamıdır ve O’nun sıfatlarındandır. Allah Teâlâ nasıl ki tüm eksikliklerden münezzeh ise, O’nun kelamı olan Kur'an-ı Kerim de yücedir ve eksikliklerden pak ve mükemmeldir.
Ne yazık ki, Müslümanların çoğu bu büyük hazineden habersizdir veya ona karşı duyarsızdır. Adeta Kur'an bir vadide, ümmet-i İslam başka bir vadide yaşamaktadır. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kur'an okuyun, zira Kur'an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelir." (Müslim, Müsâfirîn, 252)
Başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmaktadır:
"Sizin en hayırlınız, Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir." (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 21)
Öyleyse bu Ramazan ayını bir ganimet bilerek Kur'an'a sarılalım, onun iniş sebebini öğrenelim ve Kur'an'la yeniden dirilelim. Şayet kendimizi Kur'an'a adayabilirsek, Kur'an bize bir ruh katacak ve bizi manevi olarak yenileyecektir. Selam ve dua ile…