Fuat Bulut
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sahip çıkmadığı ve partinin ilgili organlarına havale ettiği CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na bir tepki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Erdoğan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma açılan Tanrıkulu'nun adını vererek, "Bu hakaret cezasız kalmayacak" dedi. DEVA ve Yeşil Sol Parti ise Tanrıkulu’na yönelik eleştirilerin hakaret ve hedef boyutuna gelmesine tepki gösterdi.
Milletvekili Tanrıkulu, TV100’de telefonla bağlandığı canlı yayında, “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan… Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen… Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı” ifadelerini kullandı.
CHP YÖNETİMİ SAHİP ÇIKMADI
Bu sözler nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan Tanrıkulu’na ilk tepki partisinden geldi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri’ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir” dedi. Benzer bir açıklamayı CHP lideri Kılıçdaroğlu da yaptı. Kılıçdaroğlu, “Konuyla ilgili açıklamayı parti sözcümüz yaptı. TSK bizim göz bebeğimizdir” dedi.
TANRIKULU: ASLA GERİ ATMAM
AK Parti ve MHP Milletvekillerinin CHP’den ihracını istediği Tanrıkulu, olayın büyümesi üzerine yaptığı açıklamada, geri adım atmayacağını söyledi. Tanrıkulu, “Bana, daha doğrusu hakikatler karşı linç devam ederken arayan, dayanışma mesajları paylaşan dostlarıma teşekkürler İnsan haklarını savunurken asla geri adım atmadım, atmam da. Yurttaşlarımız adalete, demokrasiye, insan haklarına erişene kadar unutmayacağız, unutturmayacağız. Bana, daha doğrusu hakikatlere karşı saldırı ve linç devam ederken sayısız dostum arıyor, dayanışma mesajları paylaşıyor. Hepinize teşekkürler. Ben hakikatleri dönemin koşullarına göre eğip bükenlerden, zora düşünce susanlardan değilim. Hak ihlalleri yurttaşlar, insan hakları savunucuları geri adım attığında başlar. İnsan haklarını savunurken asla geri adım atmadım, atmam da. Bana yönelik linç operasyonu devam ediyor. Herkes biliyor ki bu aslında geçmişi unutma ve unutturma operasyonudur. Bu ülkenin her bir yurttaşı adalete, demokrasiye, insan haklarına erişene kadar unutmayacağız, unutturmayacağız" dedi.
ERDOĞAN: CEZASIZ KALMAYACAK
Ankara’da siyasetin ana gündemi olan konu ile ilgili G20 Zirvesi dönüş yolunda açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Her şeyden önce bu zat bir vatansever, bir milliyetperver kişi değil. Bu zat, her şeyden önce PKK terör örgütüyle YPG'yle, HDP'yle bunlarla el ele kol kola dolaşanlar bunlar. Bunlar tabii genel başkanlarıyla beraber de aynı şeyleri yapmadılar mı? Terör örgütlerinin temsilcileriyle bunlar Ankara'dan İstanbul'a yürümediler mi? Ama bu ismini verdiğiniz zat, teröristlerin cenaze merasimlerinden tutun dağdakilerle beraber yürümeye varıncaya kadar bunların hepsini yapmış olan kişiler. İnanıyorum ki bu seçimde benim vatandaşım artık bunlara yerel bazda yürü demeyecek. Bunların ipini kesecek diye inanıyorum. Böyle düşünüyorum. Milletle milletin değerleriyle uzaktan yakından bağı olmayanların alçak iftiralarından başka bir şey değil bu. Sürekli çamur at izi kalsın türü açıklamalarla düşmanına bile zulmetmeyen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftiralar atmaktan bıkmadılar. Mehmetçiğin ve milletin düşmanı bir ismin Türkiye’nin ikinci büyük partisinin mensubu olması da ayrıca düşündürücüdür. Seçimde Kandil’den CHP’ye ve onun adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na selamlar ve destekler gönderilirken bu şahıs CHP kimliğiyle terör örgütünün kurulduğu köyden örgüte selam veriyordu. Bu millet CHP ile terör örgütünün o dayanışmasını unutmadı, sandıkta da yanıtını verdi. Bu şahıs, dünyanın en şerefli, en mert ordusuna dil uzatmanın cezasını hukuk önünde alacaktır. Düşmanlarının bile mertliğinden övgüyle söz ettiği Türk Silahlı Kuvvetlerimize yapılan bu namertçe hakaret, iftiralar cezasız kalmayacaktır.”
94 STK’DAN ORTAK AÇIKLAMA
Diyarbakır’da 94 sivil toplum örgütü, meslek ve iş örgütlerinden oluşan Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, Tanrıkulu'na destek açıklaması yaptı. Başlatılan linç kampanyasının ifade özgürlüğüne saldırı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "İfade özgürlüğüne yönelik bu saldırıların karşısında olduğumuzu, sağlıklı bir geleceğin inşası için geçmişle yüzleşmenin/helalleşmenin önemini hatırlatıyor, yetkilileri de bu linç kampanyasına karşı gerekli önlemeleri almaya davet ediyoruz. 1990’lı yıllarda bölge genelinde kamu görevlilerinin, başta yaşam hakkı olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine konu suçlar işlendikleri, yargı kararlarına ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu raporlarına defalarca konu olmuştur. Bu duruma, hukukçu ve insan hakları savunucusu kimliğiyle dikkat çeken bir milletvekiline, siyasi aktörler de dahil olmak üzere gösterilen tahammülsüzlük kaygı verici boyutlara ulaşmıştır” denildi.