Fuat BULUT - Mehmet TÜRK - ÖZEL HABER
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdikten sonra 13 yılda toplam 25 bin soru önergesi vererek bir rekora imza atan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Güneydoğu Ekspres’i ziyaret ederek, kentin ve ülkenin öncelikli sorunlarına dair sorularımızı yanıtladı.
Yeni çözüm sürecini değerlendirirken, özellikle Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve Kandil’den gelen açıklamalara dikkat çeken Tanrıkulu, AK Parti’den de adımların gelmesini istedi. 9. Yargı Paketi’yle birlikte bir takım yasal düzenlemelerin yapılmasını, fesih kararının alınması için PKK Kongresi’nin yapılmasında kolaylaştırıcı rol üstlenilmesini ifade eden Tanrıkulu, “Geçmiş çözüm sürecinde bu işte çalışacak insanlara yasal güvence getirecek bir Toplumsal Barış Komisyonu’nun kurulmasını istemiştik. O talebimiz hala duruyor. Adı değişebilir; Demokrasi, Adalet, Barış, Uzlaşı da olabilir. Her partiden grubu olan olmayan da dahil edilebilir. Bu komisyonlarla ilgili yasa olması lazım. Görevi de sadece toplumsal barışı sağlamak olmalı” dedi.
Sezgin Tanrıkulu’na yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
“HER HAFTA DİYARBAKIR SOKAKLARINDAYIM”
*Diyarbakır’ın sorunlarını sık sık gündeme getiren vekillerden birisiniz. Kaç gününüzü kentte geçiriyorsunuz?
Bundan önce İstanbul milletvekilliği yaparken de Diyarbakır ile olan bağım kopmadı. 1.5 yıldan beri Diyarbakır milletvekiliyim, parlamentoda işim yoksa mutlaka Diyarbakır’dayım. Her hafta Diyarbakır’da birkaç gün geçiriyorum. Avantajım var aslında, diğerlerine nazaran. Çünkü parlamento tecrübesini kullanarak vekil seçildim.
Bürokrasiyle, bakanlıklarla, genel müdürlüklerle nasıl irtibata geçebileceğini bilen bir vekil tecrübesiyle seçildim. Onu da Diyarbakır lehine kullanmaya çalışıyorum. Yurttaşlarımızın bir vekili görme, temas etme, konuşma dertleri vardı. Ben onların bu ihtiyaçlarına cevap veriyorum. Cep telefonu olan herkes bana ulaşabiliyor. Milletvekili olduktan sonra numaramı değiştirmedim. Telefonumu danışmanlara, sekreterime vermedim, isteyen herkes telefonla bana ulaşabiliyor. Mesela buraya gelmeden önce İstanbul'dan aradılar. İki cenaze vardı; birisi İstanbul’dan Diyarbakır’a diğeri İstanbul’dan Siirt’e gidecekti. Ulaştılar hemşerilerim bana.
“İŞSİZLİK VE DERİN BİR YOKSULLUK VAR”
*Vatandaşın öncelikli talep ve sorunları nelerdir?
En çok beni yoran mevzu, iş mevzusudur. Sadece Diyarbakır’da değil, buranın dışındaki CHP’li belediyelerin olduğu yerde iş talepleri beni çok yoruyor. İkinci olarak da derin bir yoksulluk var. Herkesin göremediği yaygın bir yoksulluk var. Dolayısıyla yardım talebi var. Yurttaşlarımızın bu talebini kısmen yerine getiriyoruz ama hepsini bireysel karşılamak mümkün değil. Bu iki talep, yurttaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik krizi, yoksulluğu, işsizliği bütün çarpıcılığıyla ortaya koyuyor. Diğerleri bahsettiğimiz hasta, cezaevinde olan var, yurt talebi var. Bürokrasi kolaylaştırıcı değil. İstedikleri mercilere ulaşamıyor. Bu konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Diyarbakır'ın kamusal talepleri de var tek tek. Yerel makamların da bizleri takip ettiğini, sizler vasıtasıyla aktardığımız konuları sorunlar hakkında tutum aldıklarını biliyoruz. Mesela Peyas’taki Sosyal Konutlarda yurttaşlarla görüştüm, kapıcıları yoktu, güvenlik sorunu vardı. Gündeme gelince sorun çözüldü, şimdi teşekkür etmek için arıyorlar.
“VALİ BEY VE EŞ BAŞKANLAR DUYARLI”
*Yerel sorunların çözümünde Valilik ve Belediye ile diyalogların nasıl?
Sayın Vali ilk geldiğinden beri hem de belediye eş başkanlarımız, aktardığımız sorunlar konusunda çok yapıcı yaklaşıyorlar. Sayın Valimiz ve Belediye Başkanlarımıza da ayrıca teşekkür etmek isterim. Sayın Valimizin Belediye Başkanlığı tecrübesi olduğu için sorunları çözme konusunda yaklaşımı çok iyi. Eş başkanlarımız da çok iyi bu konuda kendilerine de teşekkür ederim. Kurum ismi vermek istemiyorum ama yardıma partizanca davranan, AKP’nin de istemediği kadar partizanca davranan kurumlar var, eşit davranmayan var. Onları da ikaz ediyoruz, uyarıyoruz. Sezgin Tanrıkulu radarına girmek iyi bir şey değil yani.
DİYARBAKIR-PARİS SEMT PAZARI KIYASLAMASI
*Diyarbakır’daki semt pazarından sonra Paris’te semt pazarına gittiniz. Neydi aradaki fark?
En son Kayapınar semt pazarına gittim. Pazardaki insanların siması, yaşanılan ortamın ruh halini gösteriyor. İstediğini alamamanın bir ruh hali var. Paris’te de pazara gittim, orada insanların mutluluğu var. İstediğini istediği kadar almanın mutluluğu var. İnsanlar ihtiyacını karşılama lüksüne sahip ama biz bu lüksü kaybettik. Yaşlı bir teyzemizle konuştum Yenişehir pazarında. “Eskiden 2 kilo alıyordun şimdi 1 kilo aldın” diye sordum. “Ne 1 kilosu yarım kilo alıyorum Sezgin bey” dedi. Sonuçta mutsuz. Diyarbakır'da merkez 4 ilçedeki tüm pazarları gezmişim. En yoksulu olan Şehitlik, Ben u Sen’deki pazar. Oradaki profil ile Kayapınar’daki de profil aynı değil. Kenti de tanıma imkanınız da oluyor. Alışveriş, insanlar talepler ve alışveriş saatleri sona yaklaşınca fiyatlar düşüyor o saatte gelenlerin profili de değişiyor. Ve yurttaşlarımız daha mahcup oluyor. Yurttaşlarımız da gururlu insanlar, yoksulluğunun görülmesini de istemezler.
“SÜRECİN HIZLANMASI LAZIM”
*Yeni çözüm sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçmiş ateşkes ve barış girişimi süreçlerini yakinen en iyi bilen, en iyi takip edenlerdenim. Bunu çok önemsiyorum gerçekten. Türkiye’nin Kürt meselesinin çözümünün silahtan arınacak hale gelmesi çok önemli ve değerlidir. Dolayısıyla herksin bir yerden destek vermesi lazım. Silah bırakma, örgütün fesih etmesi son derece önemlidir. Bunun da örgütü kuran Öcalan’dan gelmesi önemlidir. Bunun için her sürecin hızlanması için zeminin hazırlanması lazım.
“KOMİSYON KURULMASI LAZIM”
Ben şundan şikayetçiyim. Parlamentoda eş zamanlı bu işin başlamamasından şikayetçiyim. Parlamentoda geçmiş dönem heba edildi. Bugünün koşullarına uygun yasayla bir komisyon kurulmadı. 2 haftadır Genel Başkanımız Meclis Başkanı’na çağrı yapıyor. Yani Meclis’te bu işe özgü defacto bir komisyon lazım. Yasayla kurulması lazım. Meclis’te Araştırma Komisyonu kurmak mümkün ama o komisyon bu sorunun ağırlığı karşısında çözüm olmaz.
Yasayla çözüm süresince görev yapacak ve komisyonda ve bu işte çalışacak insanlara yasal güvence getirecek. Geçmiş dönemde verdiğimiz soru önergesinin ismi şuydu; Toplumsal Barış Komisyonu. Tabi ki şimdi Demokrasi Adalet Barış Uzlaşı adı olabilir. Geçmişte verdiğimiz önergemizde mecliste grubu olan her partiden ikişer kişi demiştik. Şimdi gurubu olmayan siyasi partiler de var. Siyasi partilerin temsil edildiği bir komisyon olması ve bu komisyona bağlı çalışacak kanaat önderlerin de bulunduğu akil insanların olacağı eş zamanlı başka bir komisyonun da kurulması lazım. Bu komisyonlarla ilgili yasa olması lazım. Görevi de sadece toplumsal barışı sağlamak olmalı. Hükümete, siyasi partilere önerilerde bulunmalı. Bir yol haritası çıkarmalı. İnsanlar da bu sürece karşı refleks gösterenler var, mağdurlar var karşı olanlar var bunlarla görüşmeli rızası almalı. Böyle bir çalışma yok. Bunu zorlayacağız, çünkü parlamentoda çözülsün demenin mucidi biziz CHP’dir yani. Yöntem olarak biz önermişiz. Türkiye’nin Kürt meselesinin partiler üstü hiçbir siyasi partinin bundan rant sağlayacağı bir mesele değil.
“PKK KONGRESİ İÇİN AK PARTİ KOLAYLAŞTIRICI OLMALI”
*İmralı’dan yapılan çağrıdan sonra Kandil’in son açıklamasında Öcalan’ın derhal serbest bırakılması istendi. Son açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öcalan istiyor mu acaba? Geçmiş tecrübeye dayanarak söylüyorum. 2013'teki Newroz’daki çağrıda da Öcalan örgütün kendini feshetmesini istemişti. Ama süreç öyle gösterdi ki Suriye’deki gelişmeler ortaya çıktı ve çatışmalar yeniden başladı ve daha ağır oldu maliyeti. Geçmiş tecrübeden biliyoruz ki süreç hızlı olmalı. Zamana yayılmamalı. O nedenle zamana yayıldığı anda başka ilişkilerin güçlerin devreye girmesi olasıdır. Sizin aracılığınızla AK Parti’ye seslenmek istiyorum; örgütün kendi hukukuna göre kendi kongresini toplayıp bu kararda ortaklaşması için ne gerekiyorsa yapılması lazım. Kolaylaştırıcılık adına ve hızlı biçimde yapılmasının koşulları yaratılmalıdır. Çünkü örgüt biran önce kongresini toplayıp kendi hukuki varlığına son verebilir.
*Yeni süreçte en önemli çıkış Devlet Bahçeli’den geldi. Kendisinden böyle bir çıkış bekliyor muydunuz?
Bahçeli’nin aldığı tutum, Türkiye’de bu sürece karşı olanların refleksinin önüne geçmiştir geçmişten farklı olarak. Bu da çok önemlidir. Kimsenin düşünmediği, hepimizi şaşırtan bir öneride bulundu kendisi. AKP ve Erdoğan bir süre bunun uzağında kaldı. Halen bile tam sahiplendiğini söyleyemeyiz, tam olarak sahiplenmiş diye bir rol almış değil. Zaman, zaman bazı ifadelerde bulunuyor. O da şunu ölçmeye çalışıyor. Başarılı giderse ben yaptım diyecek, başarılı olmasa da arkadaşlar gördünüz işte diyecek. Herkese atacak o zaman.
*Bu sürecin gelişmesi için hükümetten atmasını istediniz adımlar var mı?
Dün de Demirtaş’ın yazdığı makalede şart yok diyordu. Örgütün kongreyi toplaması bir gerekliliktir. İşte operasyonların durdurulması bir gerekliliktir. Bu gerekliliklerin yerine getirilmesi lazım yasal düzlemde.
Şunu çok önemsiyoruz. Nöntem yasası ve bu sürecin samimiyeti ve toplumun desteği bakımından özellikle kayyum yasasının çıkarılması lazım. Niye öncelikle diyoruz. Çünkü 11 siyasi parti parlamentoda anlaşmış bir yasa teklifi vermiş. MHP de yapılan kayyum uygulamalarının yanlış olduğunu ifade etmiş. Açık, açık destek vermedi ama yanlış olduğunu ifade etti. Dolayısıyla AKP bu konuda adım atması lazım. Herkes sonuçta bu sürecin sahibi olacak. AKP de bu konuda adım atarsa toplumsal destek de artacak, herkes sahibi olacak. En kolay, en maliyetsiz en hukuka uygun iş buradan başlayabilir.
İkinci olarak her siyasi görüşten, siyasi görüşü olmayan adi suçlardan ölüm döşeğinde olan içerde insanlar var. İnfaz yasasında düzenleme yapılacak adım atılabilir. 2013 yılında yasa teklifi vermiştim o teklif revize edilebilir, yeniden bir yasa teklifi verilebilir.
“İMAMOĞLU, KÜRTLERE VE TÜRKİYE’YE MESAJ VERECEK”
*Ekrem İmamoğlu’nun 16 Mart’taki Diyarbakır ziyaretinin amacı nedir, hangi mesajları verecek?
Şimdi CHP bir ilki başlattı. İnşallah kurumsallaşır diğer siyasi partilere de örnek olur. Cumhurbaşkanı adayı süreci başlamadan, YSK başlatmadan ön seçimle belirleme kararı aldı CHP. İmamoğlu da aday oldu ve şimdiye kadar tek aday. Yaşadığımız dönemde o hukuksuzlukları, ağır insan hakları ihlallerine, İstanbul’da başlayan yargı tacizine karşı CHP tutumu, İmamoğlu’nun aday olmasının ötesinde bir şey ifade ediyor. CHP vasıtasıyla bütün üyelerimize ve Türkiye’ye hitap ediyoruz. Seçmenlerimizle AKP zulmüne karşı tutum almaya çağırıyoruz. Gelip oy versinler, tutumlarını sergilesinler. İmamoğlu da tam da bunun için Diyarbakır'a geliyor. Neden cumhurbaşkanı adayı olduğunu anlatacak, bütün Türkiye’ye, bölgeye mesaj verecek. Nasıl bir Türkiye hayal ettiğini anlatacak. İstanbul’da herkesin desteğini alarak, hatta Kürtleri de yerel yönetimlere taşıyarak. Bunu yapmış bir Belediye başkanı, dayanışmayı sergilemiş bir Cumhurbaşkanı adayına hemşerilerimizin de destek vermesi lazım. Dolayısıyla pazar günü bütün Diyarbakırlı hemşerilerimizi kongre salonuna davet ediyoruz.
İL SPOR MÜDÜRÜNÜN GÖREVDEN ALINMASI
*Son olarak Diyarbakır Stadyumu’ndaki saha zemin sorununu siz de gündeme getirmiştiniz. Sonunda Gençlik Spor İl Müdürü görevden alındı. Ne demek istersiniz?
Gençlik Spor Müdürü konusunda geç kalındı ama gereği yapıldı. Gerçekten Diyarbakır’a yakışan bir hizmet sunmuyordu. Onunla ilgili birçok soru önergesi verdik. Onun için de söylüyorum Sezgin Tanrıkulu radarına girmek iyi değil, o arkadaş için de iyi olmamış zaten.