Tarihi 5 bin yıllık bir geçmişe dayanan tandır, farklı kültürlerin ortak noktada buluştuğu Diyarbakır’da yolculuğu hayranlık uyandırıyor. Birçok yemeğe, ekmeğe ve böreğe ayrı bir güzel tat katan tandırlar, Dicle Nehri kenarından alınan toprak, saman, keçi kılı ve suyun karıştırılıp yoğrulmasıyla elde ediliyor. Ustaların 4 maddeyi karıştırıp ellerinde şekillenmesiyle ortaya çıkan tandır, kurumasıyla birlikte yaklaşık 8 günde ortaya çıkıyor. 
Merkez Yenişehir ilçesinde tandır mesleğini icra eden 60 yaşındaki Salih Barış, her topraktan tandır yapılmadığını belirterek, yaz ile kış aylarında tandır yapımında gün farklı olduğunu dile getirdi. 
Tandırın yapım aşamasını anlatan Barış, “Tandırın çamurunu öncelikle yoğuruyoruz. Daha sonra 1 gün boyunca o tandır çamurunu dinlendiriyoruz. Böylelikle toprak kendini çekerek kıvamına geliyor. Daha sonra yerde tandırın şeklini çizerek bir tandırı elle yaparsak kalemle çizermiş gibi asla şekillendiremeyiz. Bitmiş bir tandırı 3 ay boyunca yere bırakırsak o ölçü değişir. Tandır aynı zamanda her yakıldığında küçülür. Tandır yapımının mühendisliği yoktur. Herkes kendi kafasına göre tandıra şekil veriyor. Tandıra şekil verdikten sonraki aşama ise birkaç gün daha bekletilip taşlamaya geçilir. Tandırda eğrilik söz konusu olunca ıslak bir süngerle yumuşatıp taş ile düzleştiririz oraları. Sonrasında ise tandırı göndeririz” dedi. 
“Toprağın nefesi, ateşin ısısı” 
Tandır ekmeğiyle taş fırını ekmeğinin arasında fark olduğunu söyleyen Barış, “Bir tandırı yapmak gerçekten çok zordur. Herkes tandır yapamaz, öyle kolay değildir. Büyüklerimiz 'Toprağın nefesi ateşin ısısı. Ondan üstün lezzet çözülmez' demiş. Bu, toprak ile taşın tadı değişiktir. Tandır ekmeği yapılırken mesela hamur içerisindeki su fazla çekilmez. Ama ekmek normal fırına atıldığı zaman o ekmeğin suyu fazla kurur. Böylelikle normal fırın ekmeği hemen kururken, normal fırın ekmeği 1 hafta da geçse kurumaz. Tandır ekmeğinin tadı da lezzeti de değişik olur” diye konuştu. 
Tandır ağırlığı Salih ustayı kaşif yaptı 
340 kiloya kadar çıkan tandırların ağırlığından kurtulmak için ‘çark’ adını verdiği makineyi ürettiğini ifade eden Barış, şunları kaydetti: 
“Aynı zamanda tandır satışını bazen birden fazla yaparken yorulmamam için kendim bir çark ürettim. Araçlara tandırları yüklediğimizde ağır olduğu için bel ağrısı yapar, bazen de vatandaş kaldırırken parmağı altında kalırdı. Ben de bundan kurtulmak için çark aletini yaptım. Tandırın yüklenmesi daha pratik oluyor. 340 kilo ağırlığına kadar tandırımız oluyor. Bu ağırlıktaki tandırı kaldırmak çok zor oluyor. Ama icadımla tek elle kaldırıp araca bindiriyorum.” (İHA)