ÖZEL HABER- Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gözler olası Bingöl depremine çevrildi. Uzmanlar, Erzincan-Bingöl Karlıova arasındaki Yedisu fayında henüz tamamlanmamış sismik bir boşluk olduğunu ve 7’nin üzerinde bir deprem üretme riski olduğu konusunda sık sık uyarılarda bulunuyor. Olası Bingöl depremi, çevre illeri de etkileyecek. Diyarbakır da en çok etkilenecek illerden biri. 
Güneydoğu Ekspres’e konuşan TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu Bilim Komisyonu Üyesi ve Jeoloji Mühendisleri Odası 4. Dönem Başkanı Akademisyen Dr. Şefik İmamoğlu, deprem ile ilgili önemli açıklama ve uyarılarda bulundu.

“BÖLGEMİZ DEPREM KONUSUNDA SÜREKLİ BİR AKTİVİTE İÇİNDE”

Diyarbakır’ın da içinde olduğu bu bölgenin deprem konusunda sürekli bir aktivite içinde olduğunu kaydeden Dr. İmamoğlu, “Bölgemiz sağ ve sol yönlü yanal akımlı fayların kavuşma noktasındadır. Diyarbakır-Bingöl arasında ve Lice’nin arka taraflarından geçen birbirine paralel birkaç bindirme şeklinde olan Bitlis-Zagros kuşağı da vardır. Kahramanmaraş’tan başlayıp, Güneydoğu Anadolu bölgesini çevreliyor ve Hakkari’nin oradan doğudan Irak-İran sınır boyunca devam ediyor” dedi.

Diyarbakır’da Deprem Tehlikesi, Uzmanı Uyardı2

“MALATYA’NIN GÜNEYİ 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLİR”

Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fayının paralelinin çok yoğun deprem ürettiğini ifade eden İmamoğlu, şöyle devam etti: 
“Bu bölgede 7 ve daha fazla şiddetteki depremler 500 yılda bir oluyor. 7’den daha küçük depremler oluştuğunda daha az yıl aralıklarıyla oluşmaktadır. Depremin şiddetine göre 50 yılda bir 100 yılda bir olarak değişkenlik gösterebilir. 1972 Bingöl depremiyle başlarsak, bu son 6 Şubat depremlerine kadar Doğu Anadolu fayında birbirine yakın olacak şekilde oldukça fazla depremler oldu. 7’den büyük ve kırılmamış bir yer olarak bildiğimiz Malatya’nın güneyinde ufak bir yer var. Araştırmalar, buranın 6’nın üzerinde deprem üretebileceğini gösteriyor. Bir de Bingöl-Palu arasında kalan bir bölge var, oranın açıklığı henüz kapanmış değil. Ne zaman olacağına dair henüz bir tahminde bulunmak mümkün görünmüyor. Ama büyük bir deprem üretme riski vardır. Bingöl-Karlıova ve Erzincan arasındaki kısımda, Kuzey Anadolu fay hattı 1913 yılında Tekirdağ Mürefte depremiyle başladı ve Erzincan depremiyle devam etti. Bu 1999 Marmara depremine kadar devam etti.”

“YEDİSU FAYI, POTANSİYEL BİR TEHLİKEDİR”

 Erzincan-Bingöl Karlıova arasındaki Yedisu fayında henüz tamamlanmamış, sismik bir boşluk olduğunu belirten İmamoğlu, “Burası potansiyel bir tehlikedir. Çok dikkat edilmesi gerektiğini bilim insanları olarak hepimiz dillendiriyoruz. Aynı şekilde tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken başka bir yerde Dersim-Ovacık fay hattıdır. Bu fay Ovacığın içinden geçiyor ve Malatya fayıyla birleşiyor. Maalesef ki burası da 7’nin üzerinde deprem üretebilme risk ve kabiliyetine sahip. Aynı şekilde, Güneydoğu Anadolu’nun kuzey bölgelerini de ele alırsak, uzun süredir buralarda da çok büyük depremlerin olmadığını görüyoruz. Buralarda 7 şiddetinde depremler üretecek bir kabiliyetinin olduğu fayların varlığını biliyoruz. 1800’lü yıllarda Palu’da ve 1975’te Lice’de oldu. Bu son depremlerde Lice’nin batısındaki bir yerlerde hareketlenmenin olduğunu biliyoruz ve buralarda her an bir depremin olabileceğini düşünüyorum” diye  konuştu.

BİNGÖL DEPREMİ, DİYARBAKIR’I NASIL ETKİLER?

Bingöl depreminin Diyarbakır’a olası etkisini değerlendiren İmamoğlu, şunları söyledi: “Bingöl’deki deprem bölgesinin Diyarbakır’a uzaklığı 165 km’dir. 6 Şubat depremlerinin merkezi ile Diyarbakır arası 280 km uzaklıkta idi. Bingöl’de 7 ve üzeri bir deprem olursa, Diyarbakır’da 6 Şubat depremleri kadar bir etkiyi görebiliriz.”

Diyarbakır’da Deprem Tehlikesi, Uzmanı Uyardı3

“DİYARBAKIR’A DAİR CİDDİ KUŞKULARIMIZ VAR”

“Diyarbakır’ın depreme hazır olduğuna dair ciddi kuşkularımız vardır” diyen Dr. Şefik İmamoğlu, “Sağlam temele oturtulmayan binaların çokluğu hepimizin malumu. Sağlam temele oturtulmamış yapıların üst yapıları ne kadar düzgün yapılsa da temel sağlam olmaması nedeniyle ciddi zarar görme durumu var. 1993 yıllarında yoğun göç nedeniyle hızla yapılan inşaatların pek çoğu dayanıklı değil. Öyle binaların pek çoğunun zarar gördüğünü, birçoğunun yıkımın yapıldığını ve yıkımı bekleyen birçok binanın da olduğunu görüyoruz. Bu yaşanan son depremde hasar gören binaların mutlaka ya güçlendirilmesi ya da yeniden yapılması çok gerekli ve önemlidir. Zarar görmüş yapıları sıva gibi geçici yöntemlerle tamir etmek, tehlikenin devamını sağlıyor. Bu durumun hiçbir faydası yoktur. Kabul edelim ki Diyarbakır bir deprem bölgesidir ve muhakkak surette buna göre davranmalıyız” dedi.

“DİYARBAKIR’DA ZEMİN SAĞLAM”

Diyarbakır’ın zemin olarak Türkiye’nin en sağlam bölgelerinin başında geldiğini ifade eden İmamoğlu, şöyle devam etti: “Bazalt taşı, sağlamlık konusunda tartışmaya neredeyse kapalıdır. Ama zemini tanıyıp zemine uygun bina yapılmazsa bu sağlamlık bizim için tehlike doğuracak bir durum yaratır. Bazaltın tüm tetkiklerinin yapılıp ona göre hareket edilmesi halinde sağlam yapılarda bulunuyoruz diyebiliriz”

DEPREM ANINDA NELER YAPILMALI?

İmamoğlu son olarak şu uyarıları yaptı: “Asrın felaketi diye isimlendirilen 6 şubat depremleri bize şunu gösterdi ki, Diyarbakır için 280 km uzaklıkta olsan bile sağlam yapılar içinde olmazsanız, ciddi zararlar görebilirisiniz. Bulunduğumuz yerde kendi güvenliğimizi sağlayacak durumda olmayı öğrenmek çok önemlidir. Deprem sırasında bulunduğumuz mekanda neleri yapıp neleri yapmamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Deprem anında yaşadığımız alanda en uygun yerde hayat üçgeni oluşturup beklemekte fayda vardır. Bu durumu ailemizle de konuşmamız gerekiyor. Yoksa deprem anında kendini dışarıya atmak, merdivenlere koşmak ve panik yapmak, görebileceğimiz muhtemel zararın yoğunluğunu fazlalaştırır. Toplum olarak korkmadan ve sükunet içinde depreme hazır olmamız gerekiyor. Bu durumda deprem bilincini sadece binalarımızda değil insanlarımızda da geliştirmemiz gerekiyor.”

Muhabir: Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ