ÖZEL HABER - Fuat BULUT / Beritan KAYA
Diyarbakır, 2020 yılında dünya genelini etkisi altına alan Kovid dönemine benzer bir süreci yaşıyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi kamu hastanelerinin yanı sıra kent merkezindeki 8 özel hastanelerde ciddi yoğunluk yaşanıyor.
DOKTORLAR: YÜZDE 300’LÜK ARTIŞ VAR
Son bir ayda bu hastanelerin özellikle acil servislerinde yüzde 300’ü aşan yoğunluğun yaşandığına dikkat çeken doktorlar, “Ciddi bir salgın var. Gelenlerin öyküsü aynı. Yüksek ateş, aşırı halsizlik, öksürük, baş ve eklem ağrıları bunların başında geliyor. Yapılan tetkiklerde İnfluenza virüsü ve A ve C türü çoğunlukla çıkıyor. A virüsü bulaşı oranı en yüksek olanı, C türü de çocuklarda görülen türdür” dediler.
BİR YATAKTA İKİ HASTA, AYAKTA SERUM
Yoğun başvuru nedeniyle tüm hastanelerin müşahede odalarında iki hasta bir yatağı paylaşmak durumunda kalıyor. Hastalar, yer olmadığı için bazen sandalyede, bazen de ayakta serum almak durumunda kalıyor.
Salgın nedeniyle özellikle kalabalık çalışanların bulunduğu ortamlarda topu izin verildiği ve rapor almaların olduğu öğrenildi.
ÖLÜM SAYISINDA ARTIŞ
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre 1-23 Ocak 2024 tarihleri arasında ölüm sayısı 439 iken, 1-23 2025 tarihleri arasında bu rakam 484’e çıkmış durumda.
TABİP ODASI’NDAN ÇAĞRI
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, yaşanan salgının kritik boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, yetkililere “gerçekleri açıklama ve tedbirleri alma” çağrısı yaptı. Dr. Ülgen, şunları söyledi:
“Bir salgın var. Yani büyükler hastalanıyor, çocuklar hastalanıyor, yaşlılar bu hastalıktan dolayı yoğun bakımlarda yaşamını yitiriyor. Gebeler, kronik hastalar bu hastalıktan dolayı yoğun risk altında. Tabip Odası olarak bu salgınla ilgili Sağlık Müdürlüğü’nden bilgi almak istiyoruz fakat alamıyoruz. Daha önce Sağlık Bakanlığı hatırlarsanız bu Covid salgınından önce de benzer bir tutum sergilemiş, körleri ve sağırlar oynanmıştı. Ama sonuçta nasıl bir tabloyla karşılaştığımız ortaya çıktı. Tabi mızrak çuvala sığmıyor. Bu kadar hasta acillerde sedyelerinin üstünde yer bulamıyorsa, toplu yaşam olan bölgelerde önlem alınamıyorsa bu iş inkar etmekle olmaz. Bu salgın için bir açıklama yapılması gereklidir.”
SOSYAL MESAFE VE MASKE ÇAĞRISI
Kent genelinde sağlık taramasının yapılmasını isteyen Dr. Veysi Ülgen, İnfluenza virüsünün de Covid gibi özellikle kronik hastalarda ölümcül olabileceğine dikkat çekti. Dr. Ülgen, “Tabip Odası olarak çağrımız yetkililer bu noktada bir açıklama yapsın, hastanelerde gerekli önlemleri alsın. Bu anlamda biz bu işin takipçisi olacağız. Kendimizi sorumlu hissediyoruz bu konuda. Halka da şöyle bir çağrımız var. Kendilerini korumak için toplumsal hijyen kurallarına uysun, maskeler takılsın. Mümkün olduğu kadar sosyal anlamda bir mesafe konusuna dikkat edilsin. Bu noktada yetkililerin de açıklama yapması için toplumda bir baskı oluştursun. Sağlık Müdürlüğü tarafından herhangi bir açıklama yapılmaması hastalığın gizleniyor olduğunu gösteriyor o yüzden açıklamanın yapılması lazım. Diyarbakır’da bu hastalıktan dolayı ölümlerin yaşandığı doğrudur. Özellikle kronik hastalar, çocuklar ve yaşlılar en çok etkilenenler arasında. Yetkilere çağrıda bulunuyoruz; bu konuda bir açıklama yapılsın, araştırma yapılsın, en azından salgından uyulması gereken kurallar uygulansın, gerekli önlemler alınsın.”
İNFLUENZA NEDİR?
İnfluenza, halk arasında grip olarak da bilinen, öncelikle burun, boğaz, bronşlar ve nadiren akciğerler gibi üst solunum yollarını hedef alan akut bir viral enfeksiyondur. İnfluenza virüsleri A, B, C ve D olmak üzere dört tipe ayrılır; bunlardan A ve B tipleri her yıl kış aylarında görülen mevsimsel salgınlardan sorumluyken, C tipi çocuklarda hafif enfeksiyonlara neden olur ve D tipi yalnızca sığırları etkiler.
İnfluenza enfeksiyonu, ani başlayan ateş, kuru öksürük, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, boğaz ağrısı ve burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Virüse maruz kalındıktan 1 ila 4 gün sonra ilk belirtiler görülür. Enfekte kişilerin öksürmesi veya hapşırması sırasında havaya yayılan solunum damlacıklarıyla kolayca bulaşabilen infleunza, aynı zamanda virüs bulaşmış yüzeylere dokunduktan sonra yüze temas yoluyla da enfeksiyona neden olabilir. Özellikle yüksek risk gruplarında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bu hastalığa karşı, yıllık grip aşısı en etkili koruma yöntemi olarak kabul edilmektedir.
ÇOCUKLARDA ATEŞ, KUSMA VE İSHAL
En yaygın belirtiler arasında yüksek ateş (her hastada görülmese de), genellikle kuru ve inatçı bir öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı veya tıkanıklığı, kas ve vücut ağrıları, baş ağrısı, aşırı yorgunluk, titreme, terleme, nefes darlığı, kızarık ve sulu gözler, göz ağrısı ile sıcak ve kızarık bir cilt bulunur. Çocuklarda yetişkinlere kıyasla daha sık görülen kusma ve ishal de belirtiler arasındadır. Bu semptomlar genellikle virüse maruz kaldıktan 1-4 gün sonra başlar ve 2-8 gün sürebilir. Belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı hastalar daha ağır semptomlar yaşayabilir, bu nedenle ciddi vakalarda veya yüksek risk grubunda olanlarda tıbbi yardım alınması önerilir.
İNFLUENZA NEYE YOL AÇAR?
Tedavi edilmeyen influenza, hafif semptomlardan ciddi sorunlara kadar çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Sinüzit ve kulak enfeksiyonlarının yanı sıra bronşit ve zatürre gibi daha ciddi sorunlar da ortaya çıkabilir. Zatürre, özellikle yaşlı bireyler, çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde hayatı tehdit edebilecek kadar tehlikeli bir durumdur. İnfluenza aynı zamanda astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları kötüleştirebilir. Daha ciddi vakalarda beyin iltihabı (ensefalit), kalp kası iltihabı (miyokardit) ve kas dokusu bozulması (rabdomiyoliz) gibi nadir ancak potansiyel olarak ölümcül sorunlar görülebilir. Özellikle beş yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü yetişkinler, hamileler ve kronik sağlık sorunları olan bireyler yüksek risk altındadır. İnfluenza kaynaklı ciddi sağlık sorunlarını önlemek için yıllık grip aşısı yaptırmak, erken antiviral tedavi almak ve hijyen kurallarına dikkat etmek hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, grip belirtileri ciddiyet kazandığında tıbbi yardım almak son derece önemlidir.
EN YAYGIN OLANI A VE C TÜRÜ
İnfluenza, A, B, C ve D olmak üzere dört ana türe ayrılır. Diyarbakır’da en çok görülen tür A ve C. İnfluenza tip A, mevsimsel salgınlara ve pandemilere neden olabilen en yaygın ve tehlikeli grip türüdür. Bu virüs, hem insanlar hem de hayvanlar arasında yayılabilme özelliğine sahiptir ve genetik yapısında sürekli değişiklikler gösterebilir. Bu durum, yeni alt türlerin ortaya çıkmasına ve bu alt türlere karşı bağışıklığın sınırlı olmasına neden olur. Kuş gribi ve domuz gribi gibi türler influenza tip A'nın örneklerindendir. Tip A, salgınların en sık görülen nedenidir ve hızlı yayılma potansiyeline sahiptir.
İnfluenza tip C, diğer türlere göre daha hafif seyreden grip vakalarına neden olur. Genellikle çocuklarda görülür ve soğuk algınlığına benzer belirtilerle kendini gösterir. Tip C, ciddi salgınlara veya pandemilere neden olmaz ve toplumda büyük bir sağlık tehdidi oluşturmaz. Çoğu durumda enfeksiyon kendiliğinden iyileşir ve tedavi gerektirmez.