ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
Türkiye’de 35 milyonu aşkın kişinin sahip olduğu sürücü belgesinde sayı her geçen gün artıyor. Sürücü belgesi almak isteyen vatandaşlar, yasal olarak belirlenen yaşa geldikten sonra başvuru yapabiliyor. Sürücü belgesine başvuru nasıl yapılıyor? Başvurudan sonra süreç nasıl işliyor? Sürücü belgesi almak için aranan kriterler nelerdir? Güneydoğu Ekspres’e konuşan Diyarbakır Sürücü Kursları Dernek Başkanı Hüseyin Bulut, sürücü belgesi ile ilgili süreçleri ve Diyarbakır’daki son durumu anlattı.
“DİYARBAKIR’DA 96 SÜRÜCÜ KURSU VAR”
Diyarbakır merkez ve ilçeler dahil topla 96 tane Sürücü Kursu bulunduğunu kaydeden Bulut, özellikle tatillerin bitmesine yakın sonbahar aylarında ehliyet başvurularında yoğunluk olduğunu söyledi. 30 yılı aşkın bir süredir bu sektörde olduğunu, 2000’li yılların başından bu yana dernekleştiklerini ve 6 yıldır bu görevi yaptığını söyleyen Bulut “Ruhsal ve fiziksel koşulları elverişli olup, katıldığı eğitim ve dersleri iyi derecede bitirdikten sonra girdiği sınavlarda başarılı olan her sürücü, 46 gün içinde ehliyetine kavuşabiliyor. Bu sene ehliyet alım fiyatlarına istemediğimiz bir zam geldi maalesef. Ocak ayı itibari ile bir ehliyetin toplam maliyeti 30 bin liraya denk gelmektedir. Tabi bunun içinde sınav harçları, çeşitli vergiler ve diğer masraflar vardır” dedi.
EHLİYET SINIFLARI VE KOŞULLARI
Hangi ehliyet sınıfının hangi yaşta alınacağı ile ilgili bilgi veren Bulut, “17 yaşından gün almış biri A-1 motosiklet, 18 yaşından gün almış biri ise A-2 motosiklet ehliyeti alabilir. 25 yaşından gün aldığınız zaman ise A sınıf ehliyeti almaya hak kazanıyorsunuz. Her ehliyetin bir standardı ve kullanım koşulları vardır. Toplamda 17 tane ehliyet sınıfı vardır. Motor güçlerine göre de değişiklik gösterebiliyor. Motor güç arttıkça yaş da artıyor. B gurubu ehliyetler önceleri sadece B sınıfı olarak veriliyordu. 2015 yılından bu yana iki guruba ayrıldı. İsteyen yurttaşlar B otomatik ehliyet, isteyen de B manuel alabilirler. B manuel ehliyeti olan yurttaş hem manuel hem de otomatik araç kullanabilir. Ama B otomatik ehliyeti olan, sadece otomatik araç kullanabilir” şeklinde konuştu.
EHLİYET ALMA SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
“Yasal olarak istenen yaşını tamamlamış her yurttaş, gerekli evraklarını temin ettikten sonra istediği bir sürücü kursuna müracaatını yapabilir” diyen Bulut, süreci şöyle anlattı:
“Kayıttan sonra eğitim süreçleri başlıyor. Teorik eğitimler 34 saatten başlıyor. Bunun için de trafik adabı, trafik çevre bilgisi, ilk yardım bilgisi ve araç tekniği olmak üzere toplamda dört ana başlıkta eğitimler veriliyor. Her sürücü kursunda bu eğitimlerin verileceği fiziki koşullar vardır. Bundan sonra aday e-sınav sistemi ile sınavlara katılıyor. Diyarbakır merkezde 6 tane olmak üzere yeterli e-sınav salonlarımız var. Bunun yanında ilçelerimiz Ergani, Hani, Çermik, Bismil ve Silvan’da da var. Diğer ilçelerimizde de e-sınav merkezi açılması için çaba içindeyiz. Daha sonra, adayların müsait oldukları gün ayarlaması yapılarak toplamda 14 saat, akan trafikte ders almaları sağlanıyor. Eğitimler bittikten sonra her ay 2 defa yaptığımız sınavlardan adayın da kendini hazır hissettiği tarihte sınav için buluşuluyor. Sürücü adayı, uzmanlarımız ve eğitmenlerimizin nezaretinde sınava girerler. Bu sınavı başarıyla kazanan yurttaş ehliyet almaya hak kazanıyor ve artık bir sürücü oluyor.”
“EĞİTİM İÇİN ÖZEL ALANLAR ŞART”
Diyarbakır merkezde birkaç eğitim sahalarının olduğunu söyleyen Bulut, “Tüm eğitimlerimizi ve sınavlarımızı mevcut eğitim alanlarımızda yapıyoruz. Eğitim ve sınav alanları noktasında bir eksiğimiz yok. Yeterli derecede alan var ve kullanıyoruz ama buna rağmen bizler için en azından sadece ‘sınav zamanları’ için özel sahaların oluşturulması lazım ve önemli olacaktır. Bulunduğumuz alanlarda verdiğimiz eğitimler, oralarda ikamet eden yurttaşlarımızı rahatsız edebiliyor. Ayrıca ‘paralel park, L park ve dar alanda U dönüşü’ gibi eğitimler bulunduğumuz alan itibari ile bizleri ve sürücü adaylarımızı çok sıkıntıya sokabiliyor. O yüzden bizler için özel alanların oluşturulması çok iyi olacaktır. Yani bazı eğitimler akan trafikte olmalı evet ama bu özellikle park ve dönüşler için özel alanlar şart. Bu anlamda Büyükşehir Belediye Eş Bakanlığından görüşme talebinde bulunduk. Kendileriyle görüşme sağlamamız halinde tüm bu taleplerimizi ileteceğiz. Ve Görüşmelerimizde olumlu sonuçlar alacağımızı umut ediyorum” diye konuştu.
EHLİYET BAŞVURULARINDA KADIN VE ERKEK SAYISI
Diyarbakır’da kadın ve erkek sürücü sayısı ile ilgili bilgi veren Bulut, şunları söyledi: “Ehliyet sınavına girme hakkı sınırsızdır. Yaş olarak genç nüfus ehliyet almaya daha çok meyilli. Kadın ile erkek arasındaki başvuru sayısı neredeyse başa baş gitmektedir. 96 tane kurumumuza ayda ortalama 5 ile 6 bin arasında başvuru oluyor. Bunların en az 5 bin tanesi, direksiyon sınavına katılmaya hak kazanıyor. Direksiyon sınavlarında ise ortalama % 60’a yakın bir oranda başarı sağlanıyor. Diyarbakır’da ayda aşağı yukarı 3 bin tane mezun veriyoruz. Ve bunlar artık sürücü oluyor. Dediğim gibi bunlardan kadın ve erkek sayısı yarı yarıyadır.”
“DİYARBAKIR’DA TRAFİK KAZALARINDA DÜŞÜŞ VAR”
Trafik cezalarını yeterli bulmadığını kaydeden Bulut, “Trafik cezaları konusunda bazen değişiklikler olabiliyor. Son değişiklikle birlikte, makas ve drift atan sürücülerin sürücü belgeleri iptal edilip araçları da trafikten men edilecektir. Doğrusunu söylemek gerekirse trafikteki cezaları yeterli bulmuyorum. Mesela bu gün trafikte yayalara yol vermemenin, kırmızı ışıkta geçmenin cezasının ehliyet iptali olduğu bilinseydi emin olun kimse bu konuda aksi şekilde hareket ekmezdi. Ceza mekanizması nedeniyle değil, insani olarak lütfen başkasının ve kendinizin canına ve malına zarar verebilecek hareketlerden kaçınalım. Bu konuda çağrımız gençleredir ve umarım ki can kulağıyla dinleniriz. Lütfen kurallara uyalım ve unutmayalım ki trafik, sabır ve saygı işidir. Ama Allaha şükür Diyarbakır’da son yıllarda trafik kazalarında hissedilir derecede bir düşüş var. Bunun en önemli nedeni de yolların durumu. Kavşak ve ışıklandırma yoğunluğu da trafik kazalarının azalmasına önemli bir nedendir. Bu anlamda Diyarbakır’da levha ve ışıklandırmaların yeterli düzeyde olduğunu söyleyebilirim.”