İlyas AKENGİN

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) kanser araştırmaları alt ajansının (IARC), yaygın olarak kullanılan düşük kalorili tatlandırıcı aspartamı, IARC'nin aloe vera kullanımı konusunda uyguladığı sınıflandırmanın aynısı olan ‘muhtemelen kanserojen’ olarak sınıflandırmayı planladığına dair iddialar öne sürüldü. Konuya ilişkin Uluslararası İçecek Dernekleri Konseyi (ICBA) açıklamalarda bulundu.

Sızan raporlara tepki gösteren Uluslararası İçecek Dernekleri Konseyi (ICBA) İcra Direktörü Kate Loatman şu yorumda bulundu:

"IARC artık aspartamın tüketiciler için aloe vera kullanmaktan daha fazla tehlike arz etmediğini kabul etmeye hazır gibi görünse de halk sağlığı yetkilileri, sızdırılan bu görüşün onlarca yıllık yüksek kaliteli bilimsel kanıtlarla çelişmesinden ve tüketicileri, tümü düşük kaliteli çalışmalara dayalı olarak, güvenli şekersiz ve düşük şekerli seçenekleri tercih etmek yerine daha fazla şeker tüketmeleri konusunda gereksiz yere yanlış yönlendirebileceği konusunda derin endişe duymalıdır.

IARC bile gerçek tüketime dayalı risk değerlendirmesi yapmak için uygun makam olmadığını ve ‘sağlık tavsiyelerinde bulunmadığını’ kabul etmektedir. Bilimsel kanıtların ezici ağırlığı ve dünya çapında 90'dan fazla ülkedeki gıda güvenliği yetkilileri tarafından yapılan olumlu güvenlik tespitleri göz önüne alındığında, aspartamın güvenliğinden emin olmaya devam ediyoruz.

Bu nedenle, DSÖ ve BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Gıda Katkı Maddeleri Ortak Uzman Komitesi (JECFA) tarafından yürütülmekte olan daha geniş, daha kapsamlı gıda güvenliği incelemesini memnuniyetle karşılıyoruz.

Sızdırılan IARC görüşünün aksine, IARC'nin üst kuruluşu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Nisan 2022'de yayınlanan bir sistematik inceleme, düşük kalorili ve kalorisiz tatlandırıcıların (içecek tüketimiyle ölçülen) daha yüksek oranda tüketimi ile kanser ölüm oranı veya herhangi bir kanser türü arasında "anlamlı bir ilişki olmadığı" sonucuna varmıştır.

IARC, incelemesini daha kapsamlı olan DSÖ ve FAO ortak incelemesi ile "yakın iş birliği" içinde yürütmeyi ve her iki incelemenin sonuçlarını 14 Temmuz'da eş zamanlı olarak yayınlamayı taahhüt etmişti."