ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Sertaç KAYAR 

Hurda teşviki uygulamasıyla ilgili gelişmeler gündemdeki yerini korurken, 25 yaş ve üzeri araç sahipleri yasa tasarısının sunulduğu Meclis’ten gelecek haberi merakla bekliyor. Hazırlanan yasa tasarısına göre, eski araçların geri dönüşümünü teşvik ederek çevre dostu, güvenli, yerli üretim araçlarının alımını artırmak hedefleniyor. 
MHP tarafından yasa teklifi olarak TBMM'ye sunulan hurda araç ÖTV indirimi teklifi, 25 yaş üzeri ve 2000 model altında kalan araçları kapsıyor. Şuana kadar konu ile ilgili bir gelişme yaşanmasa da beklentiler sektörde hareketliliğe neden oldu. Peki hurda teşviki uygulaması nedir? Kimler yararlanabilecek? Nasıl uygulanacak? 

GÖZLER MECLİS’TE

Diyarbakır Oto Seç Genel Müdürü Süleyman Yıldırhan, hurda araç teşviki ile ilgili merak edilen soruları Güneydoğu Ekspres için yanıtladı. Kanun teklifinin piyasada hareketlilik yarattığını ve beklentileri arttırdığını kaydeden Yıldırhan, “25 yaşın üzerinde bulunan motorlu kara taşıtlarını hurda statüsünde değerlendiren bir yasa teklifi. Bu yasa teklifi şuan Plan Bütçe Komisyonu’nda. Teklif Meclis’e sunulacak ve geçerse yasalaşmış olacak. 25 yaşından büyük otomobillerin iadesi, bertaraf edilmesi suretiyle sıfır otomobil alınması durumunda ÖTV’den muaf olması, bu kanun teklifinde sunulmakta” dedi.

“6 MARKA VE 12 MODELİ KAPSIYOR”

Önceki yıllarda yapılan uygulamaları hatırlatarak, yeni uygulamanın kapsamı hakkında bilgi veren Yıldırhan, “Burada her otomobilden bahsedemeyiz. Bu yasa teklifinde 6 marka ve 12 modeli kapsıyor. Neden 6 marka ve 12 modeli kapsıyor? Çünkü yerli üretim araç noktasında önceliklendirilen bir yasa teklifidir. ‘Bu yasaya ihtiyaç var mı?’ TÜİK verilerinden yola çıktığımızda Türkiye’de yollarda gezen araçların 30 milyonun üstüne çıktığını görmekteyiz. Bu yasa 3 milyon aracı ilgilendiriyor. Yine Türkiye’de araçların yaş ortalamasına baktığımızda 14,5 yaş ortalamasında.

Ötv'siz Otomobil Alımı Ile Ilgili Detaylar Belli Oldu2

Oldukça yaşlı bir araç parkımız var. Türkiye’de bu araçların yüzde 25’inin de 21 yaşından büyük olduğunu görüyoruz. Şimdi bu yasaya ihtiyaç duyulmasının sebeplerinden biri de şu, geçtiğimiz yıl Türkiye’de sıfır satılan otomobillerde bir yasa devreye girdi. Bu araçların güvenliği ile ilgili bir yasaydı. Araçların belli güvenlik donanımlara sahip olmadan satılmasının önüne geçilmişti. Bir taraftan araçların yüksek güvenlik donanımlarına sahip haliyle satılması yasalaşmışken, diğer tarafta piyasada bu kadar yaşlı araçların tehlike arz etmesi bu yasaya duyulan gereğin de bir ispatı olarak ortada duruyor” şeklinde konuştu.

“YOLLARDA TEHLİKE ARZ EDEN ARAÇLAR BERTARAF EDİLECEK”

Böyle bir yasaya ihtiyaç olduğunu kaydeden Yıldırhan, nedenini şöyle açıkladı: “Hurda teşvik yasasını ilk olarak 2003 yılında gördük. 2019 yılına kadar da çeşitli yıllarda içerikleri değiştirilerek hurda araç teşvikini gördük sektörde. 2003’ten 2019’a kadar çıkan yasalarda 500 binin üzerinde aracın bertaraf edilip trafikten çekildiğini gördük. Dolayısıyla bu yasa önemli. Yollarda gezen, tehlike arz eden birçok aracın lisanslı depolar üzerinden bertaraf edilip yollarda güvenliği biraz daha artmasının önünü açacağına inanıyorum.”

HURDA ARAÇ SAHİPLERİ NASIL BİR YOL İZLYECEK?

Uygulamamanın kapsamı ile ilgili bilgi veren Yıldırhan, “25 yaş üstü çok net bir kavram ama yasa teklifinde ve daha önceki uygulamalarda şunu gördük, aracı isterseniz sıfır araç almadan bir gün önce satın alabilirsiniz. Çünkü daha önceki uygulamalarda, hatta sıfır araç bayileri tüketiciler adına araç temin edip bu işlemleri yapmaktalardı. Aslında burada bakmamız gereken nokta otomobil alacak kişinin arabayı avantajlı almasından ziyade, yeni bir otomobil karşılığında çok eski bir otomobilin piyasadan, yollardan çekilip yol güvenliğini arttırması olarak görmemiz gerekiyor.

Dolayısıyla burada bir ön koşul belirlenmiyor, bu arabaya sahiplik süresi noktasında. Daha önceki yıllardan anladığım kadarıyla tüketiciler araçlarını, ömrünü tamamlamış araç lisanslı depolarına teslim edip buradan aracı teslim ettiğine dair belge alır ve bu belge ile satın almak istediği ve yasanın uygun gördüğü markalardaki bir otomobil bayisine giderek bu işlemlerini başlatabileceklerdir” diye konuştu.

İKİNCİ EL ARAÇ PİYASASINI NASIL ETKİLEYECEK?

Yıldırhan, uygulamanın ikinci el araç piyasasını nasıl etkileyeceği ile ilgili de şunları söyledi: “Öncelikle bu yasa teklifi Meclis’e sunulduğundan bu yana 25 yaş üstü araçlarda yukarı yönlü bir fiyat hareketliliği görmekteyiz. Nedeni de bu yasanın Meclis’ten geçeceğine olan inanç ve bundan kaynaklı bir kazanım elde etme düşüncesi. Bu noktada ikinci el pazarında pozitif bir etkiyi ilk etapta yaratacaktır, devamında da böyle olacaktır. Burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir husus var; tıpkı engelli raporuyla alınan ÖTV muafiyetli otomobillerde olduğu gibi hurda teşviki ile alınan otomobillerde de otomobili satın alan vatandaşın bir süre bu otomobili satmasının önüne bir engel konulması gerekiyor. Çünkü düşünün siz otomobil satın aldınız, böyle bir hurda teşviki yok.

Tam ÖTV ödeyerek, ÖTV’den kaynaklı bir de artan KDV maliyetini ödeyerek bir otomobil satın aldınız. Bu satın aldığınız otomobilden bir gün sonra böyle bir yasa çıktı ve bu şekilde bir otomobil satın alındı. Otomobili satın alan vatandaş da yine aldığı gibi bu otomobili satmak üzere piyasaya koydu. Bu durumda tüketiciyi koruyamamış olacak. ÖTV muafiyetli raporlu alınan araçlarda olduğu gibi bu araçlarda da belli bir yıl satılamaz kriteri olması sektör adına pozitif bir katkı olacaktır.”

“KAZAN-KAZAN ZİNCİRİ OLACAK”

Yıldırhan, uygulama ile ilgili “Haksız bir kazanç olacak mı?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Aslında araba bayileri birçok noktada bu hurda araçları tüketici adına temin etmiş olacak. Burada bir kazan-kazan zinciri var. Elinde 25 yaş üstü otomobil olup yeni bir otomobil almaya gücü yetmeyen vatandaş bu 25 yaş üstü otomobilini ederinden daha pahalıya satacak. Bu işe aracılık eden bir sektör oluşacak muhtemelen ve aracılık edenler de bir miktar kazanç elde edecek. Sıfır aracı satan bayi, temin etiği için kendisi araba satımından olduğu gibi bu hurda aracı temin etmekten kaynaklı da bir gelir elde etmiş olacak. Tüketici de bu aracı aldığında o da kazanç elde etmiş olacak. Dolayısıyla burada haksız bir kazanç durumu oluşmayacak.”

Muhabir: Mehmet Rumet SOYLU / Sertaç KAYAR