DEM Parti Milletvekili, TBMM Başkanvekili ve İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp krizi ve sonrasındaki ağır ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesinde devam ediyor. Önder’in doktoru Prof. Dr. Ertan Sağbaş, tedavi sürecini ve şu anki mevcut durumu MA’ya şöyle anlattı:

“GÜNLERDİR KALBİ DİNLENDİRİYORUZ”

“ECMO desteğinden çıktık. Kasık damarından atar damar toplar damarla kalp akciğer makinesine geçtik. Bir nevi kalp akciğer makinesi gibi. Yani vücuttaki kan dolaşımı sağlıyor. Bu hem akciğerin hem de kalbin yerini tutabiliyor. Dolayısıyla o sırada kalp dinleniyor. Günlerdir kalbi dinlendiriyoruz. Asıl vücut dolaşımını sağlayan ECMO’dur. ECMO desteğiyle çıktık. Sadece cilt altı kapattık. Kalp ödemli olduğu için kemiği de birleştirmedik. Bu şekilde çıktık.

Ameliyattan sonra 2-3 gün bekledik. Sonra tekrar ameliyata aldık. Bu sefer hem içerisini temizledik hem de kalbe bakıp gözlemledik. İlk ameliyatta kasılmayan sağ tarafın kasılmaya başladığını gördük. Bu çok iyi bir şey. Bu amaçladığımız bir şeydi. Yani kalbi dinlendirelim, sağ kalp kendini toparlasın ve kasılmaya başlasın istiyorduk. İstediğimiz buydu. O bizi çok sevindirdi.

Göğsü kapattık ama beyin ile ilgili belirsizlik ilk günden itibaren vardı. 1 saat kadar kalp masajı yapılan bir insanın beyni oksijensiz kaldı mı kalmadı mı sorusunun cevabı çok önemlidir. Bu arada patoloji olarak biz yırtığı gördüğümüzde düzelttiğimizi ifade etmiştik. Bu yırtığın aynı zamanda sağ şah damarına doğru ilerlediğini de gördük. Yani kalp masajı yapılırken bu yırtıktan dolayı beyin kanlanmamış da olabilir. Ancak net bir şey bilmiyoruz. Böyle de bir belirsizlik de var.”

“UYUTUCU ALMADIĞI HALDE UYANMIYOR”

“ECMO desteğine devam ediyoruz. Göğsünü kapattık. Beyinle ilgili bir görüntüleme yapabildik ve tomografi çektik” diyen Prof. Dr. Ertan Sağbaş, şöyle devam etti:

“Orada yoğun bir beyin ödemi var. Nörologlar ödemin açılması gerektiğini söylüyor. Ancak bizler de o zaman net konuşabiliriz. O belirsizliğini hala koruyor. Soluk alma refleksi oluşmuyor. Uyutucu almadığı halde uyanmıyor ve gözünü açmıyor. Şu an uyutucu hiçbir ilaç almıyor. Günlerdir uyutucu bir şey almıyor ama uyanmıyor. Bunun sebebi ne? Ödem. İnşallah ödemdir. Oksijensiz de kalmış olabilir. Anoksik beyin diyoruz. Bu resüsüstasyon sırasında o da olabilir. Bunun adını şu an koyamıyoruz. Şu an beynindeki hadise net budur diyemiyoruz. Daha doğrusu nörologlar diyemiyor. Nörolojik açıdan olumsuz durum daha fazla gibi duruyor. Bu benim öngörüm değil, nörologların öngörüsü. O işin profesyoneli nörologlardır. Beklentimiz ödemin bir an önce giderilmesidir ve şu anda azaldı diyebiliriz. Alttan ne çıkacak ve nasıl bir şey çıkacak onu görmeyi bekleyeceğiz. En çok korktuğumuz şeylerden biri de enfeksiyondur. Kan dolaşım iyi sağlansın diye kan sulandırıcı ilcalar veriyoruz. Yani bu böyle çok ayaklı, çok parametreli bir tedavi. Birçok arkadaşımız bu tedaviye katılıyor ve üstleniyor. Bir takım çalışması şeklinde götürüyoruz.”

"KURTULMA İHTİMALİ ZAYIF DA OLSA UMUDUMUZ VAR"

Aslında şanslı çünkü Şu hale gelmesi büyük mucizedir. Biz de bir mucizenin peşine düştük gidiyoruz. Bu mucizeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Çok dengeli olmamız lazım. Umudumuz devam ediyor. Kurtulma ihtimali zayıf da olsa umudumuz var.”

Kaynak: MA