TÜİK verilerine göre, son beş yılda 57 bin 618 kız çocuğu evlendirilirken, yalnızca geçen yıl 16-17 yaş arasındaki 9 bin 354 kız ve 617 erkek çocuğu evlendirildi. 2020 yılından bu yana toplamda ise 61 bin 136 çocuk evliliği gerçekleşti.
Bu durumu değerlendiren Avukat Kardelen Ateşci, çocuk evliliklerinin özellikle kız çocuklarını etkilediğini ve bunun toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti. Ateşci, erkek çocuklarının da etkilenmekle birlikte, kız çocuklarının daha fazla baskıya maruz kaldığını ve ataerkil yapıyı ortaya koyduğunu vurguladı.
Türkiye’de evlilik yaşı 18 olarak belirlenmişken, 16 veya 17 yaşındaki çocukların aile izni veya mahkeme kararıyla evlendirilebilmesi, çocuk evliliklerini önlemek yerine meşrulaştırıyor. Ateşci, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi gibi uluslararası yükümlülükleri yerine getirmediğini ifade etti.
Ateşci, çözüm olarak evlilik yaşının 18’e çıkarılmasını, aile izni ve mahkeme kararı gibi istisnaların kaldırılmasını, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesini, dini nikâhlarla yapılan evliliklerin engellenmesini ve toplumsal farkındalığın artırılmasını önerdi.