ÖZEL HABER - Sertaç KAYAR

Dünya genelinde yaşanan iklim değişikliği krize dönüşüyor. İklim değişikliğine bağlı yaşanan kuraklık nedeniyle kuruyan devasa göller, barajlar, aşırı sıcaklar, canlı türlerinin değişen yaşam alanları gibi gelişmeler, uzun vadede beraberinde ciddi sorunlara neden olacağı belirtiliyor. Uzun vadede yaşanacak ciddi sorunlar Dünya Bankası'nın ‘İklim Göçü Konusunda Harekete Geçmek’ raporuna da yansıdı. Rapora göre, dünyada 2050 yılına kadar 216 milyon kişinin su ve gıda kıtlıkları, aşırı hava olayları nedeniyle göç etmek zorunda kalabilecek.

‘5 MİLYAR İNSAN KRİZİNİN YIKICI ETKİLERİYLE KARŞI KARŞIYA KALACAK’

Birleşmiş Milletler’in (BM) 2024 yılı sonunda yayınladığı “Kuruyan Toprakların Küresel Tehdidi: Bölgesel ve Küresel Çoraklaşma Eğilimi ve Gelecek Projeksiyonları” raporu kuraklık ve çoraklaşmanın önemli bir tehdit olarak arttığı gerçeğine dikkat çekiyor. Dünyada ve Türkiye’de iklim krizinin etkilerine dikkat çekilen raporda, son 30 yılda iklimin daha da kuraklaştığı, küresel kurak alanların 4,3 milyon km2 genişlediği ve kurak alanların dünya ölçeğinde oranının yüzde 41’e çıktığı belirtiliyor. Raporda, çoraklaşan topraklardaki artış nedeninin ‘insan kaynaklı iklim değişikliği’ olarak ifade edilirken, fosil yakıt kullanımı ve sera gazı emisyonu düşürülmezse yüzyılın sonunda dünyadaki nemli alanların yüzde 3’ünün kurak alanlara dönüşeceği uyarısı yapılıyor. Raporda, ayrıca 5 milyar insanın da iklim krizinin yıkıcı etkileriyle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor.

Diyarbakır Için Önemli Uyarı5

SON 60 YILDA 100’Ü AŞKIN SU KAYNAĞININ KURUDU’

Kuraklığın günlük yaşamda yoğunca hissedilmeye başlandığı Türkiye’de, kriz her geçen gün daha da büyüyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı verilerine göre ülkenin çoğu bölgesinde ‘şiddetli’ ve ‘çok şiddetli kuraklık’ görülürken nemli alanlar yalnızca Erzurum, Hakkari, Zonguldak, Sinop ve çevreleri olarak kaydedildi. Kuraklık tehlikesi açısından en riskli alanlar arasında yer alan bölge Akdeniz. Son 60 yılda 100’ü aşkın su kaynağının kuruduğu tahmin ediliyor. Vahşi sulama, sondaj kuyularının açılması, su kaynaklarına yapılan HES, JES gibi olumsuz müdahaleler, vahşi madencilik gibi nedenlerle ülkedeki su kaynakları tehlike altında.

HER GEÇEN YIL ETKİSİNİ DAHA ÇOK HİSSETTİRİYOR

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde durum aynı. Her geçen yıl etkisini daha çok hissettiren kuraklık bu kış da gündemde. Önceki yıllara oranla yağışların çok düşük olması ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Yaşanan kuraklık nedeniyle su göletlerinin kuruması, barajlarda yaşanan su çekilmesi, göç mevsimi olmasına rağmen yıllardır göç etmeyen kuşlar yaşanan sorunun uzun vadede krize dönüşeceğine işaret ediyor. Tarımsal üretim de kuraklıktan nasibini alıyor. Yağışların yeterli olmaması üretimde düşüşe işaret ederken, bu sorun uzun vadede gıda krizine yol açacağı belirtiliyor. 

DİYARBAKIR’DA KURAKLIK TEHDİDİ

Diyarbakır’da da durum aynı. Her geçen yıl kuraklığın etkisini daha çok hissettirmeye başladığı Diyarbakır’da aynı tehlike ile karşı karşıya. Kentte birçok yapay gölet ya kurudu yada büyük oranda sular çekildi. Keza barajlar için de durum aynı. Kış mevsiminde yaşanan bahar havası, önümüzdeki yaz aylarının ne kadar çetin geçeceğine işaret ediyor. Önceki yıllarda su tasarrufuna gitmek için tedbirlerin alındığı kentte bu kış yaşanan kuraklık aynı tedbirleri gündeme getiriyor. 2023 yılında kentte, su israfını önlemek için iş yeri önü ve kaldırımların hortumla yıkanmasını bir ay süreyle yasaklamıştı. Kentte bir hafta süre ile oto yıkamacılarda araç yıkanması ve halı yıkama fabrikalarına da kısıtlama gelmişti. 

ACİL ÖNLEMLER

İklim değişikliğine bağlı yaşanan kuraklık için uzmanlar sık sık uzun vadeli çözüm için uyarılarda bulunuyor. Su tasarrufu kampanyaları artırılması, tarımsal sulamada modern yöntemlere geçilmesi, yağışların azaldığı bölgelerde altyapının güçlendirilip su kaybı önlenmesi gibi tedbirler yoğun bir şekilde dile getiriliyor. Yeraltı sularının yoğun şekilde kullanıldığı Diyarbakır, uzun vadede ciddi bir ‘su’ tehdidi ile karşı karşıya. 

‘BİRİNCİ SORUN DEPREM, İKİNCİSİ DE SUSUZLUK’

Güneydoğu Ekspres’e konuşan Biyoçeşitlilik ve Çevre Koruma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, yaşanan sorunun neden ve sonuçlarına dikkat çekerek alınması gereken önlemler ile ilgili önerilerde bulundu. Yaşanan kuraklığa dikkat çeken Prof. Dr. Kılıç “Şimdi biz bundan bazı dersler çıkarmalıyız. Çevredeki pek çok alanda kurumalar başladı. Yağış olmamasından dolayı. Bu nedenle suyun her damlası çok değerlidir. Susuzluk ile ilgili bir benzetme yapıyorum; Türkiye’nin birinci sorunu deprem sorunu, biz bir deprem ülkesiyiz. Şimdi bir diğer önemli sorun da özellikle kuraklık, susuzluk” dedi.

Diyarbakır Için Önemli Uyarı3

‘SUYU BİRİKTİRMESEK İÇMEYE SU YOK!’

Kuraklığın uzun vadede ciddi bir tehdit olduğunu kaydeden Kılıç “Bu önümüzdeki yıllarda bütün insanları, ülkemizi, bölgemizi, şehrimizi ciddi biçimde tehdit edecek. O yüzden bizim nehirleri, göletleri, gölleri temiz tutma mecburiyetimiz var. Tarımda, sanayide, artan nüfus dolayısıyla şehirlerde suya çok ihtiyaç var. Bizim daha çok baraj, gölet yapmak mecburiyetimiz var. Bazen ‘barajları yaptık, daha kötü oldu’ deniliyor ama şimdi bir mecburiyet var. Eğer suyu biriktirmesek içmeye, sulamaya, sanayide kullanmaya su yok. O yüzden bizim suyu biriktirme mecburiyetimiz var. Yalnızca kırsalda değil, şehirlerde bu yağmur sularının mutlaka toplanması lazım. Çünkü pek çok yerde bahçeler var, refüjlerdeki ağaçlar var. Bunların sulaması şehir suyuyla yapılıyor, bu yanlıştır” şeklinde konuştu.

‘YERALTI SULARI, EN SON ÇARE OLMALI’

“Bizim yağmur sularını temiz olarak depolamamız gerekiyor” diyen Kılıç şöyle devam etti: “Bunlar önemli olaylar. Yapmasak ciddi sıkıntı çekeriz. Çare olarak yeraltı sularına yöneliyorlar ama bu en son çare olmalı. Çünkü yeraltı suları bizim sigortamız. Yarın için kuraklık daha ciddi olduğu zamanda oradan faydalanırız. Ama bugün çekersek yeraltı suları ciddi biçimde azalıyor. Eskiden Diyarbakır’da 20 sene önce 20 metreden su çıktığını biliyorum ama şimdi 400 metreden su çıkmıyor. Bu olaylar birbirine bağlı.”

Diyarbakır Için Önemli Uyarı4

‘SU TASARRUFUNA GİTMEMİZ LAZIM’

Su tasarrufu ile ilgili kampanyaların desteklenmesi gerektiğini ifade eden Kılıç şunları söyledi: “Belediye arada diyor ya ‘su tasarrufu’ bu çok önemlidir. Belediyeye destek olmak lazım. Su tasarrufuna gitmemiz lazım. Yoksa su kesintisi yaşanacak. Özellikle yeraltı suları, kar suyu ile beslenir. Kar yağınca yavaş yavaş zemini destekler. Yeraltı suları ile ilgili yapılan bilimsel çalışma var. Bu yeraltı suları bazıları 10 bin yılık, bazısı 5 bin yılık, bazısı 3 bin yıllık. Yani bu binlerce yılda birikiyor. Biz bugün bunları kullanırsak bunun yeniden dolması yüzlerce, binlerce yılı alacaktır. Ki ona da imkan yoktur. O insanlar için ciddi sorun olacaktır.”

Muhabir: Sertaç KAYAR