Beklemesin beni bu akşam dostlarım boşuna,
Huzuru bulduğum o kapkara gözlerinin,
Öptüğüm dudaklarının,
Üstelik sevda suçumun kocaman olduğunu da bilerek,
Köhne bir meyhanesinde Diyarbekir’in,
Sessizce ve sensizce üreyen bu akşam vaktinde,
Senden kalan hatıralarımın şerefine,
O tertemiz mazimizi düşünerek,
Kadehimi kaldırıyorum.

Sorma haberimi dönen akşamcılara,
Şu an sarhoşum,
Sızmışım bir köşede,
Tut ki ayyaşım,
Dilimde yine eski günlerimizden kalma eski bir şarkı,
Bağışla beni,
Yüreğimin ağlarını söküyorum,
Ve daha yeni yeni kendimle tanışıyorum.
Duvarlarına meyhanenin, 
Şişelerine şarabımın,
Seni ve gözlerini anlatıyorum.
Köhne bir meyhanesinde Diyarbekirin,
Kadeh kadeh seni içiyorum.

Aramasın gözlerin beni boş sokaklarda,
Can çekişirken yokluğunun çukurunda,
Oysa tüm benliğimle tutkundum sana,
Tutkundum sana,
Şimdi sen yoksun ya,
Gecelerim anlamsız,
Günüm güneşsiz.
Kaç sonbahar eskidi ardından bilir misin?
Saymadım, sayamadım.
Ben sensiz bir türlü kendime gelemedim ki.
Şimdi ben yıkılmışlığımın,
Terkedilmişliğimin,
Hepsinden acısı unutulmuşluğumun yıldönümüne,
Kadehimi kaldırıyorum.
Köhne bir meyhanesinde Diyarbekirin.
Sadece seni düşünüyorum.
Yıkık bir meyhanesinde Diyarbekirin,
Ve gidişine, ve gidişine,
Şerefe diyorum, şerefe, şerefe diyorum.