Günümüzde pek çok insan sporla iç içe büyüyor. Dünya geneline bakıldığı zaman sporun özellikle de futbolun çok yaygın olduğu gözükmekte. Futbolun bu kadar yaygın olması aslında sokakta da rahatlıkla oynayabilmekten kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Kale direklerine ihtiyacınız olmadan sokakta herhangi iki taş kullanarak bir kale yapabilirsiniz. Topunuz yoksa teneke kutularını ezerek veya bir su şişesini bile futbol topunun yerine kullanabilirsiniz. İşte bu denli futbol tutkusuyla yüreği futbola olan tutkuyla dolup taşmış ülkemizde milyonlarca genç bulunmakta. Tabi kimisi için sadece hobi olarak kalan bu tutku, bir başkası için hayatının merkezi konumunda. Ülkemizdeişi profesyonel boyuta taşıma konusunda kararlı olsalar bile maalesef bunu başarmaları için profesyonel seviyede bir futbol geçmişine sahip olma kriteri aranmakta.
Ancak dünyadaki diğer federasyonlara bakıldığında amatörde olanla en üst ligde olan arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin aynı kursa katılım sağladıkları görülmekte. Almanya federasyonunun geçen aylarda açtığı pro lisans kursuna katılanlar arasında Bayern Münih yardımcı hocası Klose, Wolsburg kadın takımdan Eckhoff’da katılırken, amatörden Seitz, Dortmund U17 hocası Eren Yılmaz’da katıldı. Almanya herkesin katılacağı bir formül bulmuş ve bunu sisteme getirmiştir. Almanya’da ister Dünya Kupası’nı kazanmış bir futbolcu, ister amatörde oynayıp profesyonel olmayan bir sporcu, isterseniz de kursları dışardan tamamlayan bir birey olsanız bile belli bir durumda herkesi ortak bir payda da buluşturan bir sistem mevcut.
Dünyaca ünlü teknik direktör JoseMorinho’nun bile bir futbolcu geçmişi yok. Bu durum onun futboldan anlamadığı anlamına gelmez ki şu anda dünya üzerindeki en iyi teknik direktörler arasında gösteriliyor. Porto takımının başına geçtiğinde bir gazetecinin ‘’Futbolculuk geçmişiniz olmadan nasıl teknik direktörlük yapacaksınız?’’ sorusu üzerine Morinho ‘’Jokey olmak için önceden at mı olmak gerekiyor?’’ diye karşılık vermiş ve Porto, Morinho döneminde Avrupa’nın kulüpler bazında en büyük kupası olan Şampiyonla Ligi kupasını müzesine götürmüştür.
Sonuç olarak futbola gönül vermiş veya sporun herhangi bir dalıyla uğraşmak isteyen herkese, o spor dalının federasyonu tarafından eşit şartlar verilmeli. Çeşitli kriterler konmalı ancak bu kriter profesyonel düzeydeki sporcuyla, amatör düzeyde olan sporcuya da eşit ve adaletli olmalı. Aynı şekilde dışardan gelen kişilerde de kriter sporcu kriterleriyle ortak paydada olmalı. Tıpkı çeşitli Avrupa ülkelerinde olduğu gibi.